Buraya, güneşin bir köz yığını gibi dört yanına yalım saçarak kıpkızıl çıktığı verimli bir Çukurova çizelim. Geniş tarlaları yeni yeni sürmeye başlayan traktörleri, yolun tozlarına serilen uzunlu kısalı gölgeleri, ırgat işçilerinin yoksulluğunu, yaşam kavgasını, veremle, sıtmayla mücadelesini de ekleyelim. Kurban edilen sarı öküzü, satılan keçiyi, hüyükteki nar ağacının akla hayale sığmaz hünerlerini de çizmeyi unutmayalım. Doğa insan ilişkilerini, Anadolu kültürünü romanlarında çok iyi aktaran dil ustası Yaşar Kemal'in güçlü üslubunu, duyarlılığını, yaşadığı zamandaki mevsimlik işçilerin hikayelerini gökyüzünün rengiyle karıştıralım. Kendi tragedyalarını mutlak gerçeklik sanmaktan başka çıkış yolları olmayan çaresiz insanların, tükenmeyen umudu olan hüyükteki nar ağacını gerçekçi olana kadar boyayalım...
***
" Olacak olan olur" diyordu. Önüne geçilmez olacağın..."
"Aba altında er yatar demişler ya, doğru söylemişler. İnsanoğlu anlaşılmaz bir yaratık..."
Henüz okumadım ama en çaresiz anlarda bile kaybolmayan o umut hissi etkiliyor beni hep
YanıtlaSilbir umuttur yaşatan insanı diyor, sözü Bulutsuzluk Özlemi'ne bırakıyorum:)
SilYaşar Kemal hiç okumadım Bahar'cım okumak istediklerimden, eline sağlık:)
YanıtlaSiltarzını beğeniyorum, tavsiyemdir kuzucumm:) teşekkürler, sevgiler..
Sil