29 Aralık 2011 Perşembe
23 Aralık 2011 Cuma
Biraz da dizelerin sesinden...
.......
Unutma yaşadığımız şu şey
hayatın bize armağan ettiği çiçek dürbünüdür.
ve yine unutma ki yarın yalnızca
güzel çocukların ve sabredenlerin
ve sevenlerin
mutluluğa yeniden kabul günüdür!....
Küçük İskender
18 Aralık 2011 Pazar
Duyusal havuz yaptık
Evdeki malzemelerle çocuğunuzun bilişsel,duyuşsal,dilsel gelişimine katkıda bulunabilecek duyusal deneyimler kazandırabilecek bu havuzlar çeşitlendirilebilir.Taş devri kahramanlarını konuşturduk,Gülce'nin bebeğini bu parka getirdik,mısır tanelerini aktarıp,boşalttık,ağaçlara taktığımız yanar döner lambayı açıp kapattık,havuzda dans eden balerinin suyu ile oynadık.Resim pek iyi çıkmadı ama sizlere fikir verme gayesi ile yine de paylaştım.Dostlukla....
17 Aralık 2011 Cumartesi
Gülce 'nin mini kütüphanesi
Gülce'ye idefix sanal kitap fuarindan güzel kitaplar sipariş ettim.Sipariş biraz gecikse de kızım kitaplarını çok beğendi,çok mutlu oldu.Pür dikkat kitapları inceledi,elinden düşürmedi.Dilerim her zaman kitapları çok sever.Peki hangi kitapları aldık?
1.Aç Tırtıl Eric CarleMavibulut Yayınları
2.Ayağına Diken Batan Süper Karga (Ciltli) Selçuk Demirel
Yapı Kredi Yayınları
3.Yataktan Düşen Ayıcık Julia Donaldson
İş Bankası Kültür Yayınları
15 Aralık 2011 Perşembe
23 aylık bir bebeğin bir günü
Sabah "anne,anne" sesleri ile uyanılır.Yavaş yavaş bezden kurtulma sinyalleri veren bebeğiniz klozete(Tracy'e göre 5 dakikadan fazla tutulmamak koşulu ile)oturtulur.Banyoda duvara yapıştırılan şirin baba ile selamlaşılır.El,yüz yıkama,pijamayı çıkarma ritüelinin ardından taze meyve sıkılır,gün aşırı yumurta hazırlanır.Anne "sende yap" çağrıları ile parmak boyası veyahut hangi etkinlik arzu edilirse yapılır.Müzik dinlemeyi de bunun içine dahil edebiliriz.Gülce şu sıralar barefoot booksdan bunu severek dinliyor.
10 Aralık 2011 Cumartesi
Aktivite örnekleri
27 Kasım 2011 Pazar
25 Eylül 2011 Pazar
Kahvaltı Seçenekleri
Gülce'nin kahvaltısını çeşitlendirmek hoşuma gidiyor ve annelere de fikir vermek adına uzun süredir paylaşmak istiyordum ancak şimdi fırsat bulabildim.Çeşitli kaynaklardan derlediğim ve uyguladığım kahvaltı alternatifleri şu şekilde:
KUYMAK
-1 tatlı kaşığı tere yağı
-1 yemek kaşığı mısır unu
-1 bardak su
-1 yemek kaşığı rendelenmiş kaşar peyniri ya da dil peyniri
Tere yağı tavada eritilir,mısır unu,peynir eklenir ardından kısık ateşte muhallebi gibi pişirilir.
PANCAKE
-1 yumurta
-1 bardak süt
-1 yemek kaşığı zeytin yağı
-1 bardak un
-az tuz,az karbonat
-1 yemek kaşığı pekmez
Yumurta,süt,yağ,pekmez iyice çırpılır ardından un,tuz,karbonat eklenir.Kepçe yardımıyla az tere yağlanmış tavada kısık ateşte arkalı önlü pişirilir.Arasına bal ve dövülmüş ceviz serpilir.
MENEMEN
-2 adet domates
-zeytin yağı
-1 yumurta
Domates kabukları soyulup,rendelenir,az zeytin yağında çevrilir.yumurta çırpılıp eklenir.
TAVADA BÖREK
-1 yufka
-yarım çay bardağı süt
-az tere yağı
-dil peyniri ya da kaşar peyniri
yağlanmış teflon tavaya yarım yufka serilir,üzerine süt tere yağı sürülür diğer yufka minik minik parçalar halinde kapatılıp peynir eklenir,ardından yeniden süt,yufka eklenir,sarkan yufka kapatılıpsüt eklenir,arkalı önlü pişirilir.
FRENCH TOST
-1 yumurta
-yarım çay badağı süt
-rendelenmiş dil peyniri
-2 dilim halk ekmek
Bütün malzemeler karıştırılır.Dilimlenmiş ekmekler bu karışımda bekletilip,az tereyağı sürülmüş teflon tavada kısık ateşte pişirilir,taze sıkılmış meyve suyu ile kuzuya yedirilir.
PATATESLİ YUMURTA
-1 patates
-1 yumurta
-1 domates
Patates minik minik doğranır zeytin yağında kısık ateşte çevrilir.Domates kabuğu soyulup minik minik doğranıp eklenir.En son yumurta çırpılıp eklenir.
Haşlanmış yumurta,havuçlu ya da pekmezli kek süt eşliğinde farklı seçenekler olabiliyor.Tabi normal kahvaltı tabağı süt ya da taze sıkılmış meyve suyu eşliğinde sürekli veriyorum.Bu yazdıklarım özellikle hafta sonları ya da zamanım olduğunda yaptığım seçenekler.Bir de balı sütüyle,pekmezi dövülmüş ceviz ile karıştırıp her gün içirmeye çalışıyorum.
KUYMAK
-1 tatlı kaşığı tere yağı
-1 yemek kaşığı mısır unu
-1 bardak su
-1 yemek kaşığı rendelenmiş kaşar peyniri ya da dil peyniri
Tere yağı tavada eritilir,mısır unu,peynir eklenir ardından kısık ateşte muhallebi gibi pişirilir.
PANCAKE
-1 yumurta
-1 bardak süt
-1 yemek kaşığı zeytin yağı
-1 bardak un
-az tuz,az karbonat
-1 yemek kaşığı pekmez
Yumurta,süt,yağ,pekmez iyice çırpılır ardından un,tuz,karbonat eklenir.Kepçe yardımıyla az tere yağlanmış tavada kısık ateşte arkalı önlü pişirilir.Arasına bal ve dövülmüş ceviz serpilir.
MENEMEN
-2 adet domates
-zeytin yağı
-1 yumurta
Domates kabukları soyulup,rendelenir,az zeytin yağında çevrilir.yumurta çırpılıp eklenir.
TAVADA BÖREK
-1 yufka
-yarım çay bardağı süt
-az tere yağı
-dil peyniri ya da kaşar peyniri
yağlanmış teflon tavaya yarım yufka serilir,üzerine süt tere yağı sürülür diğer yufka minik minik parçalar halinde kapatılıp peynir eklenir,ardından yeniden süt,yufka eklenir,sarkan yufka kapatılıpsüt eklenir,arkalı önlü pişirilir.
FRENCH TOST
-1 yumurta
-yarım çay badağı süt
-rendelenmiş dil peyniri
-2 dilim halk ekmek
Bütün malzemeler karıştırılır.Dilimlenmiş ekmekler bu karışımda bekletilip,az tereyağı sürülmüş teflon tavada kısık ateşte pişirilir,taze sıkılmış meyve suyu ile kuzuya yedirilir.
PATATESLİ YUMURTA
-1 patates
-1 yumurta
-1 domates
Patates minik minik doğranır zeytin yağında kısık ateşte çevrilir.Domates kabuğu soyulup minik minik doğranıp eklenir.En son yumurta çırpılıp eklenir.
Haşlanmış yumurta,havuçlu ya da pekmezli kek süt eşliğinde farklı seçenekler olabiliyor.Tabi normal kahvaltı tabağı süt ya da taze sıkılmış meyve suyu eşliğinde sürekli veriyorum.Bu yazdıklarım özellikle hafta sonları ya da zamanım olduğunda yaptığım seçenekler.Bir de balı sütüyle,pekmezi dövülmüş ceviz ile karıştırıp her gün içirmeye çalışıyorum.
6 Eylül 2011 Salı
memeden kesme sonrası..
Anne sütünden kesmeye başlangıç aşaması iyiydi diyordum.Ancak sonraki faz iyi olmadı.Nitekim Gülce hasta oldu.Belki emzirseydim hastalığı bu kadar nüksetmeyecekti.Gribal enfeksiyonu beraber oynadığı kuzeninden geçmiş olabilir,havaların gece tepe taklak ters dönmesi ile başlamış olabilir.Çünkü Gülce hiç üzerini örtmeyi sevmeyen bir bebek.Her ne sebebiyet verirse versin belki emzirseydim ciğerlerinde oluşabilecek enfeksiyona kadar varmazdı kimbilir...İki doktor sonrası iğnelerin verilmesi onu da beni de mahvetti.Evet toparlandı lakin onun canının yanması benim daha çok canımı yakıyor.Memeden kesmenin de bende bu kadar travmatik olacağını tasavvur edemedim.İçim içimi yedim durdum.Kendimi ona karşı suçlu hissediyorum.20 ay emzirdin bir 4 ay daha emzirseydin ya söylemleri beni daha da bitiriyor.Bu kadar ilerlemişken geri dönmek de olmaz.Bugün küçük bir meme krizi yaşadık.Onu oyaladım,bol bol oyun oynadım.Akşam iğne yaptırmaya giderken gayet sakindi ancak tıp merkezine adım atar atmaz sürekli ağladı.Bende onunla beraber tabii.Şu an elinde bırakmadığı şekeri ile ağlamaktan helak olan bir kuzu var yanımda.Hastalığı veren Rabbim dermanını da tez zamanda verir umarım.Bütün hasta yavrulara şifa diliyorum Allah'tan...
29 Ağustos 2011 Pazartesi
Anne Sütünden Kesme Ve Yeni Dönem...
Gülce doğduğundan bu yana 18 ay emziririm diye kendimi hazırlamıştım.18 ay beni yorsa da güzel bir şekilde emzirdim.Mayıs ayından sonra memeden kesme girişimim başarısızlıkla sonuçlandı.Benim duygusal davranmam,Gülce'yi biraz daha emzirme fikri,azılarını çıkarma sürecinde sakinleştirme amaçlı çok işe yarar düşüncesi ile emzirmeye devam ettim.Ancak günler geçtikçe Gülce daha da her şeyin farkında olmaya,uluorta meme istemeye,emzirme sıklıklarını azaltmaya çalışsamda o arttırmaya ve az yemeye başladı.Birçok blogda memeden kesme süreçlerini okudum.Bazıları çocuk büyüdükçe onu ikna etmenin daha kolay olacağını ve onun zaten kendi bırakmaya karar vereceğini falan anlatıyordu.Ancak Gülce farkındalık düzeyini arttırdıkça emme olayını da arttırmaya devam etti.İş çığrından çıkınca kademeli olarak kesme olayı bize hayal gözüktü nitekim o şekilde kesemedim de...Bir sigara bağımlısı gibi bir anda kesmeliydim.Önce kendimi hazırlamaya çalıştım anneliğin sadece emzirmek olmadığını yeterince emzirdiğimi,onun artık büyüğüdüğünü ve diğer besinlerden de düzenli bir şekilde alması gerektiğini kendime anlattım.İkna oldum mu?Yokk..Her defasında duygusal davrandım.Bu durumumu hisseden annem eylül dönemi evde keseceğim kararımı dinlemeyerek olaya el koydu.Geleneksel yollarla bebeği tiksindirme yolunu seçmemin uygun olcağını söyledi ve uyguladık.Üç geceyi atlatırsak unutacağını söyledi annem.İlk gün sabah emzirdim sonra anne sütünün tadının bozulduğunu,büyüdüğünü ve artık inek sütü içmesi gerektiğini anlattım.Dikkatini dağıtmaya çalıştım,dışarıda anneannesi ile vakit geçirdiler.Yemeğini güzel yedi.Gece uyumadan önce ballı süt hazırladım içmek istemedi.Sonra uyandığında içti.Uykuya geçerken bana sarıldı şarkılar söyleyerek,hikaye okuyarak uyudu.İkinci gün çok istemedi.Gece arada bir kaç defa uyandı sakinleştiridim,sarıldım.Üçüncü gün öğlen istedi.Meyve verdim,öğlen yemeğini verdim,dışarı çıkardım,oyun oynadım.Sonra sarılıp,kokumu almak ve uyumak istedi.Şarkı,ninni söyledim kucağımda uyuyakaldı.Arada aklına geldikçe "meme yook" dedi.Bende istediğinde sürekli açıklama yapıyorum.Artık büyüdüğünü ve inek sütü içmesi gerektiğini anlatıyorum.Uykuya dalarken beraber sarılarak uyuyorum.Bol bol sarılıyorum,bol bol öpüyorum kokluyorum onu.Daha çok sevgimi hissettirmeye çalışıyorum ve huysuzluklarına tahammül gösteriyorum.Memeden kesme döneminde bol bol ada çayı içilmesi gerektiğini,verilmeyen sütün sağılması gerektiğini ve annenin rahatsızlık hissetmemesi için gögüslerine bir iki tutam taze nane koyulmasının ağrılarını azalttığını öğrendim.Bizim memeden kesme sürecimiz böyle devam etmekte...Canım kızım bu süreci umduğundan kolay geçirecek gibi gözüküyor.Beni çok yormadığın için çok teşekkür ediyorum kızım...Seni çok seviyorum gül kızım,Gülce kızım:)))
19 Ağustos 2011 Cuma
1,5 yaş,tatil ve sonrası....
Tatil...Rutini seven bebeklere iyi mi gelir kötü mü gelir?Evde oluşturulmuş düzen tatilde ritmini kaybeder,bebeklikten çocukluğa adım atmakta olan bebeğiniz düzensizliği benimsemeye başlar.Siz de benim gibi düzeni seven bir anne iseniz bundan etkilenir ve göçebe gibi hissedersiniz kendinizi.Bu durumdan hoşnutsuzum diye söylemiyorum elbette ki…Bebeğiniz değişik bebeklerle kaynaşır,sosyalleşir,denizin tuzunu,güneşin en sıcağını hisseder,kumlarla oynar,akrabalardan gösterilen ilgiye karşı şirinlikler yapar…Kim bilir o da kendince bu düzensizliğin tadını çıkarıyor…
1,5 yaşa merhaba diyen bebeğinizdeki değişiklikler sizi şaşırtmaya devam eder.Konuşması,tercihleri,sezgileri son derece hızlanır.Kelime dağarcığı bayağı genişlemiştir.Her söylenileni tekrar etmeye ve iki –üç kelimelik cümleler kurmaya başlar.Bazen ciddi bir olaya verdiğiniz tepki sözcükleri,yanınızdaki ufaklık tarafından öyle güzel tekrar edilir ki o an ortamdaki ciddi hava yerini bol kahkahalı bir yere bırakır ve o küçük gülen yüzü öpe öpe bitiremezsiniz.Enerjimin
bittiğini hissettiğimde ona sarılıp bana enerji geçişimi olmasını istiyor ve onda var olan pozitif enerjiyi ben de hep hayatıma yaymaya çalışıyorum.Bu açıdan baktığımızda gerçekten bu minik yüreklerin ebeveynlerine güç verdiğini düşünüyorum.
Hamakta uyku keyfi,kuzunun haz etmediği AVM lerde gezme çabaları,balkonda abla kardeş kahve keyfi,sahilde akşam yemeği,yol üstünde satılan bahçe çileklerini yol boyunca bitirme yarışması,internetsiz doğal hayatla baş başa kendini dinleme,kitap okuma-ısrarla anne çocuk kitapları- vee geniş bir boş zamana çok gülceli dakikalar ekleme… Anne kız oyunlar,bol kucaklaşma,bol kudurmaca…
Bu dönemde çok sıcaklara denk gelen azı dişleri çıkarma süreci,sıcak kaynaklı ciltte oluşan alerjik tepkiler ve çok hareketliliğinden kaynaklı küçük kazalar bebeğinizin peşini bırakmayabilir.Tehlikeyi,temizi kirliyi,doğruyu yanlışı ayırt edemediği bu zamanlarda ebeveynlerin daima tetikte olması gerekiyor.Zira dikkat etmezseniz başına hiç ummadığınız şeyler gelebiliyor.Davranış konusunda limitler ve sınırlar koymak sizi bazen yorsa da buna ara vermemenin gerektiğini ve istikrarlı davranmanın erken olmadığı kanaatindeyim.Çünkü meşhur 2 yaş sendromu sırada beklemektedir.
İşteeee uzun bir tatil molasından sonra gelişmeler böyle.Son söz yerine:
“Çıkılan yolculuğun bir sonunun olması güzeldir.Ama sonunda önemli olan yolculuktur”
Ursula K. Le Guin
24 Haziran 2011 Cuma
17 aylık Gülce'den haberler...
-Yolda bir yere giderken özellikle küçük çocuklara el sallayıp,gülücükler atmasına,
-Evde bişeyler sorduğumda "hı hı?"diye soru sormasına,
-Elinde bir şeyler yerken getirip bana ya da çevresinde birileri varsa onlara da tattırmak,paylaşmak istemesine,
-Canı sıkıldığında "anne anneee"diye bağırmasına,
-Anneni ne kadar seviyorsun sorusuna "çoooo"diye yanıt vermesine,
-Uykuya geçerken defalarca beni öpmeye çalışmasına,
-Kendinden küçük ve kendinle aynı yaştaki bebeklere"bebi bebi"diyerek sevgi gösterilerinde bulunmasına,
-Ona kitap okurken kitabı alıp kendince bişeyler söyleyerek kitabı okumaya çalışmasına,
-Telefon ya da kapı çaldığında benimle beraber koşmasına,
-Kendi yemeğini kendi yemek istemesine,bağımsızlığına düşkün olmasına,
-Her yaptığımızı,her söylediğimizi taklit etmeye çalışmasına,
-İçeri terliklerimi giyerek yürümeye çalışmasına,
-Memeyi gördüğünde sevinç çığlıkları atarak,mutluluktan kendinden geçmesine,
-Sakız çiğneme taklidi yapmasına,
-Piko yeni şeyler öğreniyor kitabında"ama önce banyoya gitmeli elini ve yüzünü yıkamalısın"kısmını her okuduğumda elini ve yüzünü yıkıyormuş gibi yapmana,
-Terliklerini ters giymişsen düzeltip giymene,
-Eve ekmek geldiğinde"emme emme" demene,
-Her daim güleç olmana,BA-YI-LI-YO-RUM:)))))
28 Mayıs 2011 Cumartesi
Bebeklerde Vurma...
Gülce de son zamanlarda farklı ortamlara girdiğimizde ya da farklı biri evimize geldiğinde arttırdığı vurma girişimleri gündemimizde.Ve bu davranış her ne kadar canımı çok sıksa da,bu durumun geçici olduğunu düşünerek kendime telkin veriyorum.Vurma girişimleri başladığında"annecim canım çok acıdı,hadi sevelim anneyi,böyle ciii cici yapalım"diyorum ama pek bir şey değişmiyor.Ufak bir araştırma yaptım ve nasıl karşılık vermemiz hususunda birtakım verilere ulaştım.Uygulayıp sonuç alacağımızı ümit ederek sizlerle de paylaşma gereği duydum.
" 1-2 yaş döneminde çocuk başkalarına vuruyorsa bunun nedeni ne olabilir?
Vurma davranışının iki ana nedeni vardır. Bunlardan biri çocuğun gelişim özellikleri, diğeri ise dış etkenlerdir.
Gelişim özellikleri: 3 yaşından önce çocuk egosentriktir. Dünyanın kendi çevresinde döndüğünü ve her şeyi kontrol edebileceğini düşünür. İstediği kadar kontrol edemediğinde de üzülür ve vurma, ısırma, atma gibi kabul görmeyen şekillerde karşılık verir. Bir çocuğun vurmayı öğrenmesi için mutlaka bu davranışı görmüş olması gerekmez. Olumsuz tavırlar çocukların yaşlarının ve bazen de cinsiyetlerinin bir özelliği olarak karşımıza çıkar.
Egosentrizmin en önemli özelliklerinden biri çocuğun bencil olması, başkalarının da duygu, düşünce, istek ve beklentilerinin olduğunu tam olarak kavrayamaması ve karşısındakiyle empati kuramamasıdır.
Vurma davranışının başka bir nedeni ise çocukların dürtülerini kontrol etmede yeterli olamayışlarıdır. Bir yetişkin içinden geçeni ortamın uygun olmaması durumunda kendini kontrol ederek yapmayabilir. Ancak aynı tutumu küçük çocuklarda görmek mümkün değildir. Onlar içlerinden geleni hemen yaparlar.
1-2 yaş çocuğu davranışının sonucunu görme, tahmin etme öngörüsüne sahip değildir. Karşısındakinin canı acıdığı için ağladığını görür ve buna üzülür. Ancak onun canını acıtmamak ve üzmemek için vurmaması gerektiği öngörüsü yoktur.
İnsan hayatta kalmasını sağlayan saldırganlık eğilimleri ile dünyaya gelir. Ancak sosyal beceriler doğuştan gelmez, zaman içerisinde kazanılır. Sosyal becerilerin kazanılması ise 3 yaş ve sonrasında gerçekleşir.
1-2 yaş çocukları duygularını ifade edebilecek, sorunları konuşarak çözebilecek dil becerisine sahip olmadığından yaşadığı olumsuz bir duruma vurarak karşılık verir.
Her şeyi merak eden, araştırmaya, deneyerek öğrenmeye çalışan 1-2 yaş çocuğu sebep-sonuç ilişkilerini merak ettiği için de vurmayı deneyebilir. Bir yaşıtına vurduğunda onun ağladığını gören çocuk başka bir yaşıtının da aynı tepkiyi verip vermeyeceğini merak ettiğinden ona da vurur.
Çocuğun vurma alışkanlığından vazgeçmesi için önerileriniz nelerdir? Anne babalar ne yapabilirler?
Vurma davranışı gösteren çocuğa kesinlikle vurarak tepki göstermeyin. Bu durum davranışın azalmasından çok pekişmesine neden olur. Çocuklar en çok anne babalarının davranışlarını örnek alırlar.
Vurduğunda “kimseye vurulmaz” diyerek uyarın. Bunu her seferinde tekrar edin.
Stres altında olduğunuz durumlarda (bir yere yetişmek, yemek yedirmeye çalışmak gibi) çekiştirme, vurma gibi sert davranışlardan kaçının.
Koyduğunuz kural ve sınırların çocuğun yaşına ve becerilerine uygun, belirgin olmasına özen gösterin. Aşırı kural koyma ya da hiç kural koymama çocuğu saldırgan yapar.
Sürekli engellenen çocukta vurma davranışı artar. “Hayır” demek yerine ona alternatifler sunun.
Olumlu her davranışı “aferin, bravo” diyerek, alkışlayarak ödüllendirin.
Çocuğunuzun yorgun, uykusuz, aç ya da hasta olmadığından emin olun.
Şarkı söylemek, dans etmek, kitap okumak gibi sakinleştirici aktiviteler yapın.
Bulunduğu ortamdan uzaklaştırarak sakinleşmesini sağlayın.
Vurabileceğini düşündüğünüz zaman davranış gerçekleşmeden durdurmaya çalışın.
Duygu Çalışır - Pedagog ( Bebeğim ve Biz Dergisi - Yayın Tarihi : Kasım 2006 )
Traccy Hogg'a göre "Başka bir çocuğa ya da bir ailenin köpeğine yaklaştığında,annenin sadece "hafif hafif sev" demesi ve kendi severken onun da elini de alıp ona rehberlik etmesi gerekir.Küçük çocukların ilk saldıgan hareketleri merak duygusu sonucu gelişir.Çocuk ne tip bir tepki alacağını merak etmektedir.Bunun için anne onu "annenin canını acıtıyorsun.Nazik ol" diyerek uyarmalıdır.Eğer tokat atarsa,onu yere oturtup "Hayır tokat atmamalısın" demelidir.
" 1-2 yaş döneminde çocuk başkalarına vuruyorsa bunun nedeni ne olabilir?
Vurma davranışının iki ana nedeni vardır. Bunlardan biri çocuğun gelişim özellikleri, diğeri ise dış etkenlerdir.
Gelişim özellikleri: 3 yaşından önce çocuk egosentriktir. Dünyanın kendi çevresinde döndüğünü ve her şeyi kontrol edebileceğini düşünür. İstediği kadar kontrol edemediğinde de üzülür ve vurma, ısırma, atma gibi kabul görmeyen şekillerde karşılık verir. Bir çocuğun vurmayı öğrenmesi için mutlaka bu davranışı görmüş olması gerekmez. Olumsuz tavırlar çocukların yaşlarının ve bazen de cinsiyetlerinin bir özelliği olarak karşımıza çıkar.
Egosentrizmin en önemli özelliklerinden biri çocuğun bencil olması, başkalarının da duygu, düşünce, istek ve beklentilerinin olduğunu tam olarak kavrayamaması ve karşısındakiyle empati kuramamasıdır.
Vurma davranışının başka bir nedeni ise çocukların dürtülerini kontrol etmede yeterli olamayışlarıdır. Bir yetişkin içinden geçeni ortamın uygun olmaması durumunda kendini kontrol ederek yapmayabilir. Ancak aynı tutumu küçük çocuklarda görmek mümkün değildir. Onlar içlerinden geleni hemen yaparlar.
1-2 yaş çocuğu davranışının sonucunu görme, tahmin etme öngörüsüne sahip değildir. Karşısındakinin canı acıdığı için ağladığını görür ve buna üzülür. Ancak onun canını acıtmamak ve üzmemek için vurmaması gerektiği öngörüsü yoktur.
İnsan hayatta kalmasını sağlayan saldırganlık eğilimleri ile dünyaya gelir. Ancak sosyal beceriler doğuştan gelmez, zaman içerisinde kazanılır. Sosyal becerilerin kazanılması ise 3 yaş ve sonrasında gerçekleşir.
1-2 yaş çocukları duygularını ifade edebilecek, sorunları konuşarak çözebilecek dil becerisine sahip olmadığından yaşadığı olumsuz bir duruma vurarak karşılık verir.
Her şeyi merak eden, araştırmaya, deneyerek öğrenmeye çalışan 1-2 yaş çocuğu sebep-sonuç ilişkilerini merak ettiği için de vurmayı deneyebilir. Bir yaşıtına vurduğunda onun ağladığını gören çocuk başka bir yaşıtının da aynı tepkiyi verip vermeyeceğini merak ettiğinden ona da vurur.
Çocuğun vurma alışkanlığından vazgeçmesi için önerileriniz nelerdir? Anne babalar ne yapabilirler?
Vurma davranışı gösteren çocuğa kesinlikle vurarak tepki göstermeyin. Bu durum davranışın azalmasından çok pekişmesine neden olur. Çocuklar en çok anne babalarının davranışlarını örnek alırlar.
Vurduğunda “kimseye vurulmaz” diyerek uyarın. Bunu her seferinde tekrar edin.
Stres altında olduğunuz durumlarda (bir yere yetişmek, yemek yedirmeye çalışmak gibi) çekiştirme, vurma gibi sert davranışlardan kaçının.
Koyduğunuz kural ve sınırların çocuğun yaşına ve becerilerine uygun, belirgin olmasına özen gösterin. Aşırı kural koyma ya da hiç kural koymama çocuğu saldırgan yapar.
Sürekli engellenen çocukta vurma davranışı artar. “Hayır” demek yerine ona alternatifler sunun.
Olumlu her davranışı “aferin, bravo” diyerek, alkışlayarak ödüllendirin.
Çocuğunuzun yorgun, uykusuz, aç ya da hasta olmadığından emin olun.
Şarkı söylemek, dans etmek, kitap okumak gibi sakinleştirici aktiviteler yapın.
Bulunduğu ortamdan uzaklaştırarak sakinleşmesini sağlayın.
Vurabileceğini düşündüğünüz zaman davranış gerçekleşmeden durdurmaya çalışın.
Duygu Çalışır - Pedagog ( Bebeğim ve Biz Dergisi - Yayın Tarihi : Kasım 2006 )
Traccy Hogg'a göre "Başka bir çocuğa ya da bir ailenin köpeğine yaklaştığında,annenin sadece "hafif hafif sev" demesi ve kendi severken onun da elini de alıp ona rehberlik etmesi gerekir.Küçük çocukların ilk saldıgan hareketleri merak duygusu sonucu gelişir.Çocuk ne tip bir tepki alacağını merak etmektedir.Bunun için anne onu "annenin canını acıtıyorsun.Nazik ol" diyerek uyarmalıdır.Eğer tokat atarsa,onu yere oturtup "Hayır tokat atmamalısın" demelidir.
26 Mayıs 2011 Perşembe
Okuduğum kitaplardan dipnotlar...
Bugünlerde iki kitabı beraber okumaya çalışıyorum.Bu kitaplar birbirinden tamamen bağımsız,farklı içerikli."Osho çocuk-kendin olma özgürlüğü-"bu kitabı uzun süredir okuyacağım ancak başladım,çocuk yetiştirmedeki ebeveynlerin tutumuna farklı yaklaşımları var,sizlerle birkaç bölümü paylaşıyorum,benim de ara ara okuyup anımsamam açısından buraya da not alıyorum.
"Boyun eğen çocuk,anne babası tarafından,öğretmenleri tarafından,herkes tarafından övülür ve eğlenen çocuk eleştirilir"
"Cennet arayışı senin çocukluğunu yeniden aramandır.Elbette bedenin artık bir çocuğun
bedeni olmayacaktır ama bilincin bir çocuğunki kadar saf bir bilinç olabilir"
"Bir çocuk olarak kendi saflığınızı korumayı ve etraftaki yetişkinler tarafından sindirilmeye izin vermemeyi nasıl başardınız?Bu cesareti nereden edindiniz?"
"Senin fazla bir şeyin yok,tek bir şey;onu istediğin şekilde adlandırabilirsin.
Masumiyet,zekâ, özgünlük, sadece tek bir şeyin var."
"Çocuklar senin aracılığınla gelir ama sana ait değildir.Onlara sevgini verebilirsin ama onlara fikirlerini dayatmamalısın"
"Çocuk sahibi olmayı istemeden önce,şimdi hazırlan,daha çok meditasyon haline gir,
daha sessiz ve huzurlu ol."
"Bir anne bir çocuğa sarıldığında enerji akar.Enerji görünmezdir;biz ona sevgi,
sıcaklık dedik."
"Çocuk dünyadaki en çok sömürülen şeydir.Başka hiçbir sınıf çocuk kadar sömürülmez.
"Anne babasının kendi ebeveyn koşullanmasından özgür olma ve mahremiyet bekleme gibi haklara sahipken,bir çocuğun da bunlara hakkı yok mudur?"
"Çocuklar her zaman için,anne babalarından daha zekidir çünkü anne babalar geçmişe aittir veçocuklarsa geleceğe aittir."
"Çocuklarını sev,onların özgürlüğün den zevk al.Bırak onlar hata işlesin,onların
nerede hata işlediklerini görmelerine yardımcı ol."
OSHO
13 Mayıs 2011 Cuma
16 AYLIK GÜLCE'DEN NOTLAR...
Zaman hızla ilerlerken 16. ayımıza veda etmiş bulunmaktayız.Gülce'nin her geçen gün,hayatı algılama süreci farklı işlemeye başlıyor.
Evi Gülce'ye göre düzenlemiştik.Şimdi yüksek yerlere de ulaşmaya çalışıyor buralarda da güvenlik önlemleri almaya başladık.Yaptığımız hareketlerin aynısını yapmaya,söylediğimiz sözcükleri tekrar etmeye çalışıyor.Koşuyor,ağır eşyaları kaldırma çalışmaları yapıyor.Dönemine uygun bul taklardaki daire,üçgen,kare gibi şekilleri deneme yanılma yoluyla yerine yerleştiriyor.Her yerleştirmenin ardından alkış bekliyor:)Kalemi eline alıp her tarafı çizmeye kalkıyor.Parmak boyası almaya niyetlendim ancak onu yemeye çalışır endişesi ile biraz ileri bir zamana erteledim.
Elma görünce"ımma",nine resmi görünce "nenne",banyo yapacağı zaman"bıcı bıcı"kuş gördüğünde"ci ci",kuzu gördüğünde "me me" diyor.Sürekli dışarı çıkmak istiyor,kedileri çok seviyor,çiçeklere dokunmak istiyor.Parkta sürekli merdiven çıkmaktan usanmıyor,bir yerlere tırmanma isteği çok fazla şu sıralar.Dışarı çıkmak istediğinde hemen vestiyerden ayakkabısını çıkarıyor.Misafirlerimizi uğurlarken onlarla gitmek istiyor.Beraber yemek yapmaya çalışıyoruz.Ayıklama işleri falan hoşuna gidiyor.Mutfak eşyaları ile oynamayı,bebeğine mamalar yapmayı seviyor.Babası dişlerini fırçalarken o da fırçalamak istiyor.Müzikli kitaplardan almıştım,onlarla severek oynuyor.Bardakla,pipetle suyunu içiyor,kaşık kullanmaya çalışıyor şimdilik.Dans etmek,müzik dinlemek en büyük hobilerinden....Doktor kontrolümüz iyi geçti,doktorumuz boyunun ve kilosunun ayına göre önde olduğunu söyledi.Balık yağı içeren vitamine başladık.Bunun dışında demir damlasına gerek kalmadığını ifade etti.İştee Gülcemizden haberler böyle...
Bugünlerde beni bitiren davranışlarından biri de,en olmadık zamanda dudağını dudağıma getirip öpmesi,bana sarılması,gülümseyerek bakması...O an bütün dünya daha bir güzel gözüküyor gözlerime ve her şey daha üstesinden gelinebilir bir hal alıyor.İyi ki varsın canım kızım.....
12 Şubat 2011 Cumartesi
13 aylık Gülce...
Bloguma ha bugün yazayım,ha yarın yazayım derken epey zaman geçti.Yarıyıl tatili münasebetiyle memlekete adeta taşındık.Gülce'nin çantası bitmek bilmedi,bunlara bir de mama sandalyesi eklenince 2 büyük,bir bebek arabaya zor sığdık.Memleketin her tarafına kuru bir soğuk ve rüzgar hakimdi.Hal böyle olunca pek dışarı çıkamadık.Kızımla evde olmanın tadını çıkardım,bol bol yürüdüm.Onunla oyunlar oynadık,yeni tatlar keşfettik.Her gün kahvaltısını değişik menülerle zenginleştirdim.Bunlar içinde en çok sade cherry domateslerle yapılmış kaşarlı menemeni,peynirli krepi severek yedi.Anneannesinin yaptığı içi doldurulmuş organik tavuğu da çok sevdi.Teyzesi ara öğünlerini devraldı.Pekmezli yoğurdunu,havuçlu kekini,meyve pürelerini,sütlacını o elleriyle hazırlayıp,yedirdi.Bu aralar sürekli aynı çekmeceleri karıştırıp dağıtmak hobisi.Salon ve mutfak en çok dikkatini çeken yerler.Hiç oturmak bilmiyor,sürekli ayakta bişeyler dağıtma modunda.Dans etmeyi bayağı ilerletti,çok seviyor müziği ve dansı."enne"yi çok sık kullanır oldu.Acıktığında "mamma"yı çok güzel söylüyor,canı isterse "baba"diyor.Kolumuzdan çekiştirip dış kapıya götürüyor ve dışarıya çıkmak istiyor.Diğer çocuklarla iletişime geçmek onu çok mutlu ediyor.Küçük topu ile oyunlar,kovalamaca oyunu,yüz tanıma oyunu favori oyunları arasında.Damak tadı yavaş yavaş şekilleniyor.Yemek istemediğinde kafasını çevirme,ağzından çıkarma hareketlerini sık yapmaya başladı.Bende zorlamıyorum ara ara bidaha deniyorum.Çok fazla su içiyor.Geceleri emmek ve su için uyanıyor.Bu aralar meme ile çok haşır neşir olmak istiyor.Kendi eliyle uluorta açmaya çalışıyor ve onu gördüğünde inanılmaz mutlu oluyor.Babasına da ayrı bir düşkünlüğü var,babası gelince beni hiç görmüyor:(
Yemek yerken çatalı ya da kaşığı istiyor ve kendi de yemeye çalışıyor.Herhangi bir kazaya sebebiyet vermemek için bebekler için olan mama setlerinden almayı düşünüyorum."hayır" ve "yapma"yı çok iyi anlıyor ve hemen işaret parmağını sallayarak bizi uyarmaya geçiyor.Bir de geçenlerde üzerini değişirken atletle kalınca göğsünün ucunu eline almaya çalışıp "memmi"yi demeye başlayınca hepimiz şok olduk.Benim minik kuşum kendi vücudunu da farketmeye başlıyor:))Televizyona ilgisi var ancak hala izletmemeye çalışıyorum.
Akrabalar ziyaret edildi.Gülce çok sevdiği Ceyda ile güzel güzel oynadı.Oyunlarla,güzel paylaşımlarla bir yarıyıl tatilini sonlardırdık.Gülce iyice bağımlı oldu anne ile babaya.İnşaallah bakıcı teyzesine giderken bir problem çıkarmaz.Şimdilik Gülce cephesinde gelişmeler böyle.Dostlukla....
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)