Menekşeli Bilinç öykü kitabı, Nezihe Meriç’in Bozbulanık ve Topal Koşma’dan sonra üçüncü öykü kitabı olarak 1965’te yayımlanmış. Toplu öyküler kitabının ikinci cildini okumuştum, bu kitaptaki öyküler de toplu öyküler kitabının birinci cildinde yer almış. En sevdiğim öykücüler içinde yer alıyor Nezihe Meriç. Daha doğrusu kendine bir tarz oluşturabilmiş öykücülerin bende yeri ayrı... Tomris Uyar, Selçuk Baran, Leyla Erbil gibi...
Kitaptaki öyküler kadınların var oluş çabasını farklı yönlerden ele alıyor. Mahalle baskısı, gelenek ve göreneklerin kişiler üzerindeki etkileri, tabular, otorite figürü olan insanların sınırlandırdığı hayatlar…
***
“Ham duygularımı, yaşamamın zorlukları içinde nasıl da usumdan yarattığım güneşlerde olgunlaştırdım ben. Hep kullanılmış duyguların, hep kullanılmışlıkların içinde çevremdekiler. Beni tüketen bu oluyor.”
“Ben hayatı, gereksiz törelerle yitiremem. Biz artık kendi hayatımızın törelerini koymalıyız.”
“Bir şey ya olur, ya olmaz. Sonuca bakın siz. Olmadı. Bir şeyin olmamış olmasını anlıyor musunuz?”