28 Ocak 2020 Salı
Yağmur Akşamları- Selim İleri
“Uydurduğun denize bakıyorsun. Uydurduğun denize güneş yansımış. Güneş yansımaları, altın, gümüş, bakır çalığı yaldızlar serpiştiriyor denize. Uydurduğun denize baktıkça iyileşeceğini sanıyorsun.”
“Bana öyle geliyordu ki, dünyada tek bir kitap vardır, hiçbir zaman noktalanmayacak tek bir kitap. Bütün yazılar, bütün yazdıklarımız o kitaba aittir.”
“Hiçbir zaman kırlangıç halim olmadı. Fakat hatırlamaya katlanamıyorum. Kırlangıçları değil; hayatı.”
“Seslerimiz, çoktan beri, susanların sesi.”
“Başa dönelim biraz da,
Hep başa döneriz;
Belki bir çay bardağına,
Sıcaklığa, tutuşa, dokunuşa,
Ne güzel anımsarız geçmişi,
Kendi yalnızlığımızla.
Tek bildiğim kendimdir,
Ve kendim, belki hiç bilmediğim,
Nasıl da eskimiştir."
-Metin Altıok
25 Ocak 2020 Cumartesi
İşe Yarar Bir Şey, 2017
Bir anlığına, insanı tüm kalıplarından çıkarıp onun yaşadığı sorunları, en sade ve anlaşılabilir bir şekilde anlatabilsem keşke.
Hepimizin ortak dertleri ne? Yaşadığımız tecrübeleri kutsallaştırmadan hayatımıza katmak mı ya da güzel yaşlanmak mı? Ortaya işe yarar bir şey mi koymak? Var olduğunu hissettirecek işler mi yapmak? Yoksa sadece ezbere hayatlarımız neyi gerektiriyorsa onu yaşamak mı?
İşe Yarar Bir Şey, Haydar Paşa Garı’ndan beni aldı. Hikayelerin ve şiirlerin peşinden tutkuyla giden Leyla’nın, başka hayatlarla kesişen yolculuğuna bıraktı. Trendeki vagonlardan dizeler havalandı. Barış Bıçakçı’nın şiirlerine rastladığım, şiirlerinde duygularımı bulduğum sakin bir filmdi. Yönetmen Pelin Esmer’in daha önce Gözetleme Kulesi filmini izlemiştim ama bu filmi daha çok beğendim...
"Beni çocukken bir fotoğraftan çağırdılar,
Vardığımda hüzünlü bir genç kadındım."
22 Ocak 2020 Çarşamba
Bilinmeyen Sular - Mevsim Yenice
Bilinmeyen Sular, insanın aidiyet duygusunu, farklı duyguların gel gitlerinde kaybolan insanların arayışlarını arka planına almış on öyküden oluşuyor...
Sahip olduklarımızın bize sahip olması, gidememek, oluşturduğumuz düzenin bir parçası olmamız ya da olamamız, yani bir şekilde var olmaya çalışmamız, iletişimsizliğin bizi getirdiği noktadan yeniden başlamak, sanatın üzerindeki gölgeler ve yarım kalan yolculuklarımız... Bu öykülerin dokusunda hissettiğim duygular ve öykülere eşlik eden canım Pink Floyd şarkılarından paylaşılan dizeler, çok güzeldi...
Sevgili Mevsim Yenice'nin anlatım tarzı, yansıttığı dünyalar çok iyi ve çok tanıdık. Sevdiğim birkaç alıntı bırakıyorum :)
Sahip olduklarımızın bize sahip olması, gidememek, oluşturduğumuz düzenin bir parçası olmamız ya da olamamız, yani bir şekilde var olmaya çalışmamız, iletişimsizliğin bizi getirdiği noktadan yeniden başlamak, sanatın üzerindeki gölgeler ve yarım kalan yolculuklarımız... Bu öykülerin dokusunda hissettiğim duygular ve öykülere eşlik eden canım Pink Floyd şarkılarından paylaşılan dizeler, çok güzeldi...
Sevgili Mevsim Yenice'nin anlatım tarzı, yansıttığı dünyalar çok iyi ve çok tanıdık. Sevdiğim birkaç alıntı bırakıyorum :)
''İnsanlar da böyledir işte... Dışarıdan güzel gözükürler, lezzetli, taze. Sen görmeyi bileceksin. Öğreneceksin. Kabuğun altındakini görmeyi öğreneceksin. Sonra çürük çıkınca üzülmeyeceksin."
“O kadar çok başkaları olmaya başlıyoruz ki oyunun nasıl oynandığını unutuyoruz. Taklit ettiğimiz kişileri tahmin etmeyi unuttuğumuzu ve pes etmekten ne zaman vazgeçtiğimizi hatırlamıyorum. Artık kendimiz değiliz, bir tek bundan eminim.” .
“O kadar çok başkaları olmaya başlıyoruz ki oyunun nasıl oynandığını unutuyoruz. Taklit ettiğimiz kişileri tahmin etmeyi unuttuğumuzu ve pes etmekten ne zaman vazgeçtiğimizi hatırlamıyorum. Artık kendimiz değiliz, bir tek bundan eminim.” .
.
18 Ocak 2020 Cumartesi
Otomatik Portakal, 1971
Anthony Burgess'in sisteme eleştirel bakış getirdiği distopik hikayesi, Otomatik Portakal kitabını yarım bırakınca filmini izledim.
Geçenlerde yorumunu yayımladığım Yaratıcı Yazma ve Okuma Cesareti adlı kitabımızda yazar, izlenmesi gereken filmlerin listesini vermişti.
Bende son film izlencelerimi bu listeye göre belirlemek istedim:)
Filmden kısaca bahsedeyim ;
Sadece şiddet için burada olduğunu söyleyen, herkesin sevdiklerini öldürdüğüne inanan, toplum bilimi ve insan davranışları konusunda alabildiğine yozlaşan dört gencin; kontrol dışı hayatıyla başlıyor film.
Distopik suç filmi, yakın İngiltere'deki çocuk suçluluğu, genç çeteler, psikiyatri ve diğer siyasi, sosyal, ekonomik konular hakkında rahatsız edici görüntüler içeriyor...
Bu şiddet yanlısı gençler topluma ve kendilerine zarar verdikten sonra rehabilite edilecekler mi?
Bu filmde de yönetmen Kubrick'in, klasik müzik aşkını kullandığını görüyoruz.
"İyilik içten gelir. İyilik bir seçimdir. Bir insan seçemezse, insanlıktan çıkar.."
"İyilik içten gelir. İyilik bir seçimdir. Bir insan seçemezse, insanlıktan çıkar.."
16 Ocak 2020 Perşembe
Bi Kahve İçebilir miyiz?- Mehmet Ali Çatal
Bazen hayatı çok ciddiye alıp somurtkan bir yüzle gezindiğini görüyorum. Bu halleri bende iyi biliyorum, bazen hayat üstüne üstüne gelirken küçük bir tebessüm ne kadar uzak gözüküyor sana. İşte böyle bir anında açıp okuyacağın, yüzünü gülümseten, kıkırdatan bir kitap, Bi Kahve İçebilir miyiz? Yazarımız benim melankolik biri olduğumu düşünmüş olmalı ki, çok eğlenceli bir yıl geçirmemi dileyerek imzalamış kitabını:)
Bu tarz kitaplar, erkeklerin ilişkilere bakış açısına ayna tutuyor ve biz kadınların ayrıntılara ne kadar takıldığımızı aslında her şeyi o kadar da büyütmemiz gerektiğini hatırlatıyor. Argoya yer verilmiş. Kadın erkek ilişkilerini mizahi yönüyle ele alan genç yazarımızın, kült mizah dergisi olan Gırgır Dergisi’ne uzanan bir birikimi de var. Hal böyle olunca kitabımızla; ilişkilerdeki gidişata eğlenceli bir filtreden bakıyor ve üzerinize çullanan dert yükünden bir nebze uzaklaşıyorsunuz..
Farklı bir okuma deneyimi oldu benim için :)
Bu tarz kitaplar, erkeklerin ilişkilere bakış açısına ayna tutuyor ve biz kadınların ayrıntılara ne kadar takıldığımızı aslında her şeyi o kadar da büyütmemiz gerektiğini hatırlatıyor. Argoya yer verilmiş. Kadın erkek ilişkilerini mizahi yönüyle ele alan genç yazarımızın, kült mizah dergisi olan Gırgır Dergisi’ne uzanan bir birikimi de var. Hal böyle olunca kitabımızla; ilişkilerdeki gidişata eğlenceli bir filtreden bakıyor ve üzerinize çullanan dert yükünden bir nebze uzaklaşıyorsunuz..
Farklı bir okuma deneyimi oldu benim için :)
15 Ocak 2020 Çarşamba
Edebiyatist 27. sayı
Tarihe not düşeyim...
Edebiyatist Dergisi 27. Ocak-Şubat sayısında "Kaybolan Gemiler" adlı öyküm yer aldı... Fransız şair Nerval hatırlamakla ilgili her şeyden kaçarmış ben de buraya unutmamak için yazıyorum :)
Okumakla kalın 💙
13 Ocak 2020 Pazartesi
Dilek Meclisi - Selahattin Saygı
Okulumuzun kıymetli isimlerinden Selahattin Saygı hocamızın İki Eylül Yayınevi'nden yeni çıkan kitaplarını Gülce ile okuduk :)
Çocuk edebiyatına yıllarını vermiş, Fransızca kitap çevirileri bulunan hocamızın yeni kitapları şunlar :
Pencerem Vişneçürüğü Ülkesi'ne Bakar adlı çocuk kitabı yıllar önce Milli Eğitimin yayınlarından çıkmış. Bu sefer yeni bir basımla selamlıyor okurlarını. Kitabımız, bir avuç mutlu sivrisineğin dostluğa, sevgiye ve saygıya dayanan yaşamlarını çok eğlenceli bir üslupla aktarıyor...
Dilek Meclisi, adlı romanımızla; kimsesiz iki çocuğun peşindeki üç adamla yaşadığı kovalamacaya ve karşılarına çıkan uğur böceği Seki ile ulaşılmaz sanılan hayallerin kapılarını araladıklarına tanık oluyoruz...
Üç Buçuk Takımı, adlı öykü kitabımızda; eksik iletişimin, farklı anlaşılmanın bir mahalleyi birbirine katan mizah dolu yolculuğu yansıtılıyor...
Çocukların masum dünyasını anlatan ve bu masumiyetin ne olursa olsun zedelenmemesini ümit eden kitaplarımızı kızımla ben çok sevdik :)
11 Ocak 2020 Cumartesi
The Lobster/Istakoz, 2015
Geleceğin herhangi bir yerindeki insanların yaşadığı kentin yasalarına göre, kişiler kırk beş günde romantik bir partner bulmak zorundadırlar. Bulamadıkları takdirde seçtikleri bir hayvana dönüşeceklerdir :)
Filme hakim olan yarı alaycı, hani diyorlar ya dark komedy, bu farklı mizah anlayışı; yaşadığımız dünyanın ikili ilişkilerine ve toplumsal kurallarına başkaca bir yorum getirmiş.
Oluşturulan dünyada yalnızca ideal evlilikler hayatta kalabiliyor.
Bekar insanların hayvanlara dönüştürülmesi de toplumda yapılan sosyal ayrımcılığı hatırlatıyor. Verilen kısa sürede aşık olunacak birini bulma konusu da, yine toplumun hızlı-tüket-at mantığını anımsatan bir çağrışım yaptı bende...
İnsanlığın doğasını, toplumun sevgi, evlilik manzaralarını işleyen distopik bir film, komik de geldi bana :)
"Bir şey hissetmediğin halde bir şey hissediyor gibi yapmak, bir şey hissettiğin halde bir şey hissetmiyor gibi yapmaktan daha zor."
6 Ocak 2020 Pazartesi
Yazma Yaratma ve Okuma Cesareti- Aydın Şimşek
Uzun yıllardır çeşitli kurum ve kuruluşlarda “Yaratıcı Yazarlık” adı altında dersler veren kıymetli hocam Aydın Şimşek'in, Yazma Yaratma ve Okuma Cesareti adlı birikim yüklü kitabıyla selamlıyorum sizleri :)
Yazmanın dayanılmaz cazibesine kapılanlar için iyi bir rehber kitap olacağını düşünüyorum. Kitabın içeriği genel olarak derslerdeki notlardan, tartışmalara, doğaçlamadan akan düşüncelere, bu düşüncelerin analizlerine, deneysel yaratıcı bir cesarete dayanıyor. E, tabii her yazan birey, bu içeriği kendine göre anlamlandıracak ve yorumlayacaktır. Yazmanın iki temel unsuru olan; sezgi ve bilincin bir arada çalışması gerektiğini yeniden anımsayacaktır...
Kitabın birinci bölümünde yazınsal iç güdüden yazan kişiden yazar kişiye ulaşmanın serüveni, yazarlardan verilen örneklerle desteklenerek anlatılıyor. İkinci bölümde, klasik anlatının unsurları üzerinde duruluyor. Üçüncü bölüm ise, geçmişten günümüze gelen kurgunun yeni gerçekleri üzerine odaklanıyor.
Bireyin yazı ile olan ilişkisine farklı boyutlar katacak kitabımız gönülden tavsiyemdir :)
“Yazmak, kişisel bir bellek oluşturmaktır ve bu bellek akıl kadar sezgilerinde içinde oluşur.” (S.163)
4 Ocak 2020 Cumartesi
yola çıkış
"Atımı ahırdan alıp gelmesini buyurdum. Uşağım ne dediğimi anlamadı. Kendim gittim, eğerleyip bindim üzerine. Uzaktan bir boru sesi işitip, “Bu nedir?"diye sordum. Uşağın bir şeyden haberi yoktu ve bir şey de işitmemişti.
Kapıda beni durdurup sordu:
- “Bey nereye gidiyorlar?”
- “Bilmem” dedim, “buradan uzağa işte, buradan uzağa, hep uzağa buradan, ancak böylelikle hedefime ulaşabilirim.”
- “Demek hedefinizi biliyorsunuz?” diye sordu uşağım.
- “Evet”, diye cevapladım,”söyledim ya. Buradan uzağa, işte hedefim.”
Yola çıkış/Franz Kafka
- “Bey nereye gidiyorlar?”
- “Bilmem” dedim, “buradan uzağa işte, buradan uzağa, hep uzağa buradan, ancak böylelikle hedefime ulaşabilirim.”
- “Demek hedefinizi biliyorsunuz?” diye sordu uşağım.
- “Evet”, diye cevapladım,”söyledim ya. Buradan uzağa, işte hedefim.”
Yola çıkış/Franz Kafka
2 Ocak 2020 Perşembe
How To Grinch Stole Christmas - 2001
Yeni yıla hasta bir şekilde girdim. Gülce'nin günler öncesinde buzdolabına astığı yemek listesini yapamadım. Hazır bir şeyler söyledik mecbur :) Uyanınca, hani yatağın içinde yeni yıl sabahı film izleyecektik, dedi. Tamam dedim.
Sevgili kağıt salıncak ın hazırladığı christmas filmleri postu aklıma geldi. Açtım listeyi, haydi seç dedim :) Grinç'i seçti. Dr. Seuss olarak tanınan Amerikalı çocuk edebiyatı yazarının kitabından uyarlama bir film, Grinç. Noel'den ve noel hazırlıklarından nefret eden Grinç'in mücadelesini ve öncesini izliyoruz. Ortam, oyuncular, atmosfer tam olarak noel ruhunu yansıtıyordu, sevdik, teşekkürler kağıt salıncak 💙
1 Ocak 2020 Çarşamba
yazı dökümü
Yazmak, Bukowski'nin dediği gibi bir şeydir:
"Yazmak uçmaktır benim için. Ateşler yakmaktır. Yazmak, ölümü sol cebimden çıkarıp duvara atıp tutmaktır."
Yeni bir yıl gelince, eskilerin bir dökümünü yapayım dedim :))
Yazılarımın yayımlandığı yerler:
Kitap eleştirilerim: Ayraç Kitap Tahlili ve Eleştiri Dergisi, Arka Kapak Dergisi, Mevzu Edebiyat
Öykü ve Şiirlerim: Acemi, Berhava, Nisyan, Vagon, Kil -Tab-let Öykü fanzini, Oggito, Son Gemi Dergisi, Kutu Dergisi, Mavi Dergi, Yalnız Dergi, Can Yayınları Öykü Gazetesi ve Edebiyatist'in son üç sayısı...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)