7 Kasım 2016 Pazartesi
İhtiyarlara Yer Yok, 2007
Orijinal Adı: No Country For Old Men
Yönetmen: Joel Coen, Ethan Coen
Oyuncular: Tommy Lee Jones, Javier Bardem, Josh Brolin..
Tür: Gerilim, dram
Ülke: ABD
Moss, bir Vietnam gazisidir.
Bir gün geyik avındayken boş bir arazide uyuşturucu kaçakçılığının sonucunda katledilmiş insanlar ve bu olay yerinde bırakılmış bir çanta bulur.
Bu çanta başına bela olur zira peşinde usta bir kiralık katil vardır.
Moss ile kiralık katilin kan, vahşet ve gerilim dolu takip serüveni izleyicisinde oldukça merak uyandırıyor.
3 Kasım 2016 Perşembe
Ekşi Elmalar, 2016
Yönetmen: Yılmaz Erdoğan
Oyuncular: Yılmaz Erdoğan, Songül Öden, Farah Zeynep Abdullah..
Senaryo: Yılmaz Erdoğan
Yapımcı: Necati Akpınar BKM
"Ağaçlar da tıpkı insanlar gibi, terbiye edeceksin. Her insan işin başında ekşidir, kekredir. Eğitirsin öğretirsin bal gibi tatlı olur.
Ancak bugünü hayal edecek kadar aklı olanlar yarının sahibi olamazlar."
Hakkari doğumlu yönetmen Yılmaz Erdoğan filmlerinde Anadolu insanının dramını anlatıyor genellikle. O zamanlardaki geri kalmışlığı, cehaleti, doğudaki mahrumiyeti, erkek egemen bir toplumda yaşayan kadınların yaşantılarını çok iyi işliyor filmlerinde.
1977 yıllarında Hakkari ilinin bir kasabası... Sert kişiliğiyle bilinen Belediye Reisi Aziz Özay'ın yaşadığı şehirde meşhur iki özelliği vardır: biri çorak topraklarda büyüttüğü meyve bahçesi, ikincisi evlenme çağına gelmiş birbirinden güzel kızları. Merkeze inmeyen, otoriter babalarının sözünden çıkmayan bu kızların talipleri de çoktur. Aziz Bey'in, eşi Ayda Hanım ve kızları Muazzez, Türkan ve Safiye'nin hikayeleri 1970'li yılların sonunda Hakkari de başlar ve 1990'lı yılların sonunda Antalya'ya uzanır..
2 Kasım 2016 Çarşamba
şiirli
Şair Haydar Ergülen'in en sevdiği on şiir:
– Gelmiş Bulundum/Edip Cansever
– Gelmiş Bulundum/Edip Cansever
– Kar/Ahmet Muhip Dıranas
– Tokat'a Doğru/Cahit Külebi
– Jestlerin Ölümü/Seyhan Erözçelik
– Son Otobüs/Nazım Hikmet
– Cemal Süreya/Kars
– Oktay Rifat/Eski Mühürler
– Turgut Uyar/Kırlardan Geliyorlar
– Behçet Necatigil/Balbal
– Gülten Akın/Mavi Kuş
Cazkedisi sayı 5
Elimde bir bardak aldım, onu yeniden oydum
Derinlerde kaldım böyle bir zaman
Kim bulmuş ki yerini, kim ne anlamış sanki mutluluktan
Ey yağmur sonraları, loş bahçeler, akşam sefaları
Söyleşin benimle biraz bir kere gelmiş bulundum."
1 Kasım 2016 Salı
baştan
Soğuk içine işlemeye başlamıştır, değişik şekilli dökülen
yapraklar birbirine karışmıştır. Asit yağmurları yağmaya başlamıştır toprağına, üstüne, çatına. Kışlık elbiseler, kışlık ayakkabılar yerini almıştır.
Atılacaklar atılacak, eksik olanlar ihtiyaç kisvesi altında yeniden alınacak.
Bir oluş, bir tükeniş, evrenin kanunu yine sonbaharın içinde olacak.
Her zamanki sonbahardır görünürde herhangi bir mevsimden
daha fazlasıdır. Ama sanki huzursuz bir yanı vardır. Bütüne erişemeyen eksik
kalan bir tarafı. Gelecek kaygısı, savaş sathı. Yakınsındır en yakın, orada, kuşların kafile kafile kaçtığı bir göğün
altındasındır, hani o ilk tehlike arz eden bir yerde. Herkesin kaçmak istediği, kaçmak için yollar aradığı bir yerde. Hatlar kesik, yarının hesabı, resmi yok. İnsanın bu çorak yerde, bir zamanlar sahibi gibi hissettiği her şeyin kocaman bir hiç
olduğunu görmesi, sahiplik diye bir şeyin olmadığını görmesi aslında iyi. Buralarda tadamadığı farklı bir özgürlük duygusu gibi.
Dünyanın sakin kent diye seçtiği bir yerde leopar desenli
şalını boynuna daha sıkı dolarsın. Yürürsün yol boyu. Fırat’ın kenarında bir
nehrin altında kalan medeniyetin kalıntılarını sorgularsın. Daha önce
yaşayanları, daha önceki dünyaları, daha önce geçip gidenleri merak edersin. Sen karanlık bir çağda kaybolurken. Kimliğin
yok olurken. Bölünürken her şey, bölünmezken feryatların, dinmezken acıların ve
hala canlı rengini yitirmemişken.
Her zamanki sonbahardır görünürde herhangi bir mevsimden daha fazlasıdır. Ama sanki huzursuz bir yanı vardır. Bütüne erişemeyen eksik kalan bir tarafı. Gelecek kaygısı, savaş sathı. Yakınsındır en yakın, orada, kuşların kafile kafile kaçtığı bir göğün altındasındır, hani o ilk tehlike arz eden bir yerde. Herkesin kaçmak istediği, kaçmak için yollar aradığı bir yerde. Hatlar kesik, yarının hesabı, resmi yok. İnsanın bu çorak yerde, bir zamanlar sahibi gibi hissettiği her şeyin kocaman bir hiç olduğunu görmesi, sahiplik diye bir şeyin olmadığını görmesi aslında iyi. Buralarda tadamadığı farklı bir özgürlük duygusu gibi.
Dünyanın sakin kent diye seçtiği bir yerde leopar desenli şalını boynuna daha sıkı dolarsın. Yürürsün yol boyu. Fırat’ın kenarında bir nehrin altında kalan medeniyetin kalıntılarını sorgularsın. Daha önce yaşayanları, daha önceki dünyaları, daha önce geçip gidenleri merak edersin. Sen karanlık bir çağda kaybolurken. Kimliğin yok olurken. Bölünürken her şey, bölünmezken feryatların, dinmezken acıların ve hala canlı rengini yitirmemişken.
Etiketler:
benden geçen,
değerli günlük
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)