Psikiyatrist Gülcan Özer'in okuduğum ilk psikoloji kitabı. İçerik olarak, bir uzman gözünden, insanın var oluş biçimleri, ilişkiler, kültürel kodların insan yaşamı üzerindeki etkisi, evlilik, aile, ebeveynlik tutumları, iş hayatı ve özel hayatın ayrımı, insanın kendiyle barışık olması, boşanma, ego, aldatma, samimiyet ve strateji, kader, keder gibi konular ele alınmış.
Kitapta en çok, tüm konuları özetlediği 'uzun son söz bölümü' favorim oldu...
***
"Kadının kurtuluşu ne adamda, ne kariyerde, mağduriyetten beslenmemeyi öğrenmeden kadının adı yok."(s.140)
"Kim ne yapmış olursa olsun, nasıl hırpalanmış olursak olalım dermanın bizde, hakkaniyetin roman kahramanı olduğu ve adına hayat denen mesele esas oyuncu olmamızı ister. Israr eder. Eğer hayatımızın esas oyuncusu olmaz, yahut olamaz isek, suçladığımız insanlar ve hayatlar el ele tutuşmuş bizim hayat öykümüzün kahramanları oldu ise, o vakit kendi hayat senaryomuzun figüranı oluruz."(s.182-183)
*
"Hayat bir zaman aşımı oyunu, hiçbir acı zamanın karşısında direnemiyor, sesini soluğunu, rengi ruhsarını kaybediyor. Ayakta ve hayatta kalacak isek, acı yaşanıyor ve tarihin karanlığında yerini alıyor.
Hikayenin sonunda tamamlanarak yahut eksilerek devam ediyoruz yolculuğumuza... O yüzden insanın kederini şöyle doya doya yaşaması, kıymetini bilmesi, sarıp sarmalayıp vedalaşması, karanlığa teslim ederken ardından uzun uzun bakması lazım. Acıyı zamana emanet edip yaşamazsak, o da ya kendi karanlığına sizden bir parçayı alıp gidiyor ya da gidesi olmuyor; kalıyor."(s.185)
**
Sen söyle ben dinlerim, Alexander💙