Dün Gülce'nin okulca yaptırdıkları takvim ve bardak geldi. Fotoğraflarından yapılan bu takvim ve bardak şu an evimizin en güzel yerinde. Çok tatlı çıkmış kuzum benimm :))
Bugün hava bulutlu, açarsa belki arabaya atlayıp Gülce ile bir şeyler yapabiliriz. Hafta sonları Gülce'ye okul öncesi çocuklar için bir set almıştım. O setten etkinlikler yaptırıyorum. Hani çok özgün çalışmalar olmadığı için paylaşmıyorum. Montessori'den artık yapamıyorum çünkü malzemelerini bulmak gittikçe zorlaşıyor. Yani bu yaş grubu için burada malzeme bulmakta sıkıntı çekiyorum. Onun dışında odası, puzzle, yap-bozla doldu. Sürekli bunlarla uğraşıyor. Odasına barbili çadır aldık, orada evcilik oynuyoruz. Günün belli saatlerinde müzik açıp dans eder muhakkak. Allı, pullu, tüllü kıyafetleri çok seviyor. Arzu teyzesinin gönderdiği tüllü, çiçekli eteği iki gün üst üste giydi okula giderken. Bıraksam bu hafta boyunca giyecekti neredeyse. Evde yaptığım en ufak değişikliği hemen fark eder. Bu yönü çok hoşuma gidiyor. Anne bu masa örtüsü ne yakışmış buraya, diyor. Zevklerimiz benziyor onunla ve her şeye pozitif bakmasına bayılıyorum. Yere bir şey dökülüyor, bir şey olmaz, hallederiz diyor. Ben şimdiye kadar kırdığı, döktüğü bir şey için hiç bağırmadım. Küçücükken yemeğini önüne koydum, kendi kendine döke saça yedi. Olabildiğince özgür bıraktım onu ve hayatta hiç bir şeyin onun sağlığından önemli olmadığını irdelemeye çalıştım tavırlarımla. O yüzden o da her şeyi olgunlukla ve tebessümle karşılıyor. Dün izlediğim filmde de, tatsızlıkları hoşnutlukla kabul etmeli diyordu anne çocuğuna, onlar hayatımıza gelir ve sonra giderler. Gülce de bunu çok iyi biliyor.
Dün gece onu uyuttuktan sonra yatağın çarşaflarını, nevresimlerini değiştirdim, güzel bir banyo sonrasında o temiz, mis kokulu yatağa atıp kendimi, çok güzel bir film izledim. Evde özellikle cuma gününün verdiği mutlulukla rahatlatıcı ritüeller geliştiriyorum kendime. Kutup Çizgisi Aşıkları adlı filmi çok beğendim. İzlemek istersen, filmle ilgili buraya bakabilirsin :)
Küçük Mucizeler Dükkanı adlı kitabı bitirdim. Kitabı bitirdikten sonra hemen bir tuhafiyeye fırlayıp renkli ipler alıp örgü örme isteği belirdi içimde. Örgü örmenin çok çok faydalı olduğunu bu kitap vesilesiyle öğrendim, kitaptaki örgü ören kadınların mutlu sonla biten öykülerine tanık olmak da ayrı mutlu etti beni. Mesleğe ilk başladığımda ev arkadaşlarımla uzun kış gecelerinde dizi izleyip örgü örerdik, takı yapardık. Sorumluluklar artınca biraz bu yönümü unuttum sanırım :)
Bu kitaptan sonra biraz şiir okuyayım dedim canım okur, Murathan Mungan Timsah sokak şiirleri. Sonra da Huzur'u okuyacağım yine Tanpınar'dan.
Ne zamandır bizden haberler vermiyordum, bugün de böyle bizli bir yazı olsun istedim. Unutmadan güzel şarkılar dinleyin, yaptığınız işe yoğunlaştığınız gibi gökyüzüne de yoğunlaşın. Her şey orada. Ses de, sessizlik de, dua da, sır da, gerçek de orada. Güzel bir hafta sonu dilerim hepinize, bol mavilisinden :))