"Ben minimal öykülerimde her şeyden önce “olay”ı önemsiyorum. Ama benim “olay” larım, gözümün gördüğü olaylar değil. Çünkü ben, kendimi bir tanık yazar görenlerden değilim. Olayları, gözlerimi kapadığımda daha iyi görüyorum. Yıllar önce söylediğim gibi, düş ile gerçek koşut gidiyor yazdıklarımda.
29 Aralık 2021 Çarşamba
İşte Deniz Maria- Ferit Edgü
"Ben minimal öykülerimde her şeyden önce “olay”ı önemsiyorum. Ama benim “olay” larım, gözümün gördüğü olaylar değil. Çünkü ben, kendimi bir tanık yazar görenlerden değilim. Olayları, gözlerimi kapadığımda daha iyi görüyorum. Yıllar önce söylediğim gibi, düş ile gerçek koşut gidiyor yazdıklarımda.
26 Aralık 2021 Pazar
Nikolas, 2021
24 Aralık 2021 Cuma
Bahar Noktası- William Shakespeare
23 Aralık 2021 Perşembe
Bazen Bahar- Melisa Kesmez
"Yaşanmış hikayelerden açılan boşluğa, yaşanacak hikayeler oturacaktı birazdan."
"Düşmek de var sonra kalkmak da, yorulmak da, kırılmak da, ben artık yokum demek de. Hepsi dahil oyuna."
15 Aralık 2021 Çarşamba
Yaşamadan Ölmeyeceğim- Maud Ankaoua
Günaydınnn 🌻
14 Aralık 2021 Salı
Maviye İz Süren'e Dair XVIII
10 Aralık 2021 Cuma
The Summit of the Gods, 2021
7 Aralık 2021 Salı
Teklifinizle İlgilenmiyorum- Başar Başarır
3 Aralık 2021 Cuma
Yansıma- Alparslan Demirbilek
2 Aralık 2021 Perşembe
KE Dergisi, sayı 12
28 Kasım 2021 Pazar
Shutter Island, 2010
25 Kasım 2021 Perşembe
Kendine Ait Bir Hayat- Marion Milner
21 Kasım 2021 Pazar
Eve Giderken- Mihail Zoşçenko
18 Kasım 2021 Perşembe
İklimler- Andre Maurois
16 Kasım 2021 Salı
Lacci, 2020
11 Kasım 2021 Perşembe
7 Kasım 2021 Pazar
Baştan Sona Yalnızlık- Özcan Karabulut
Yazmak, bir hatırlamadır, diyor bir yerde. Zamanın geçişimsel bütünlüğünden yani geçmişten, şimdiden ve kırık hayallere abanan gelecekten ödünç aldığımız yaşam oyunlarına bir serzeniş. Üçüncü tekil ağızdan anlatılan, başka kahramanlara giydirilen öyküler. Çatallanmış farklı yolların bir ana caddede birbirine bağlanması gibi, hem ayrı olabilen hem bütünleşen hayatlar. Soğuk otel odalarındaki yalnızlıklar, çabuk tüketilen kısa süreli ilişkiler, dönüşmeye müsait arayışlar ve bu tematik düzlemde beliren siyasi olaylar, çatışmalar. Gelinen ve buluşulan o noktada yüzler birbirine karışıyor. Hüzünlü ruhlar, yalnızlıklar, kaybolanlar ve yağmalanan düşler...
***
"Kitapçılar bir tür kurtarılmış bölgelerdir benim için. Katlanılmaz bir ilkelliğin sürdüğü kaldırımlardan kaçıp sığındığım, soluk alabildiğim tek mekan..."
"Birazdan uç uca sıralanan bu tümceler de bitecek, ben de bu şekilde yenileniyorum, bu da benim hayata tutunma tarzım. Sonrası; sonra yeniden barlar, sanatçılar arasında kahkahalar, hüzünler, sokaklar, pubların dumanlı havasında heyecanlı konuşmalar, dedikodular, bodrum katlarında tek kişilik sevişmeler, kalabalık bir kentin kaldırımlarında yine o uzun yürüyüşler ve kendine dönüşler. Baştan sona yalnızlık."
6 Kasım 2021 Cumartesi
Maviye İz Süren'e Dair XVII
"Taşıdığın kalp, evrenin dönüşüme uğramış bir taşı gibidir; milyarlarca yıl öncesinin dönüşümünü temsil ediyor. Kıymetlidir. Bu kadar büyük bir anlamı olan, yaşamı simgeleyen kalbini insanların acılarıyla ördüğün o kafesten çıkarmadığın sürece özgür olamazsın ve kendin için yaşayamazsın."
.
4 Kasım 2021 Perşembe
bir konser güncesi
1 Kasım 2021 Pazartesi
Kil-Tablet Öykü, kasım
29 Ekim 2021 Cuma
Atları Çalarken, 2019
22 Ekim 2021 Cuma
Zorba- Nikos Kazancakis
Zorba, hayatın içine dalan dünyaya sığmayan bir ruh, kendi içsel özgürlüğünü ilan etmiş, içindeki kötülüklerin farkında ve onlarla mücadele etmeyi bilen, santur çalan, rakseden hayat dolu biri. Anlatıcı, yazarın kendisi, hayatında çok okuyan, kafasındaki soru işaretlerine Buda’dan yanıtlar aramaktadır. Ancak o, bütün evrenin hayatını yaşamak isteyenler grubunda daha pasif ve cesareti kuşanmak için çok kontrolcü davranır. Zorba ile linyit çıkarma hikayesiyle yolları kesişir. Yazar, bu hikayeyle Zorba’nın yaşama başkaldıran asi yanıyla kendi hayatının temel sorunlarını yeniden gözden geçirir.
Nihayetinde nasıl yaşarsak yaşayalım, hepimiz ölüm denilen kara çukura yaklaşıyoruz. Kutsal korku evrensel ve her geçen saniye sonsuzluk sandığımız zamandan yiyoruz. İçimizdeki şeytanları bertaraf ettikçe belki de bir illüzyon olan hayatın gizli anlamlarına ulaşıyoruz. Maddeyi ne kadar ruha dönüştürürsek o kadar mutlu olduğumuzu sanıyoruz...
Yazarla tanışma kitabımdı, iyi bir izlenim bıraktığını söylemeliyim:)
Kitaplarla kalın..
***
“Sanat, gerçekte bir büyü oyunudur. İçimizde pusuya yatmış karanlık güçler oturmaktadır; öldürmek, yıkmak, öç almak, saldırmak için her zalimce davranışımızda, sanat tatlı flütüyle gelip bizi kurtarıyor”(s.162)
“Senin anlayacağın, insan işine gelmeyeni unutur.”(s.208)