Oğuzcum Atay’ın külliyatının son ve yarım kalan kitabını okudum. Kitabın konusu, 12 Mart öncesi, ülkede yaşanan öğrenci çatışmaları, üniversitedeki işgaller ve forumlar… Bilhassa bu olaylar karşısında öğretim üyelerinin, bilim adamlarının tutum ve davranışları.
Gidişatın gerçeklerini eyleme dökerek dillendiren öğrenciler ve eyleme girişip girişmeme konusunda ikircikli davranan öğretim üyeleri… Eylem mi bilim mi? Hayatın seyrini değiştirecek bilim ve bilgi üretme alanları olan üniversiteler ne kadar bunu gerçekleştirebiliyor? Yaşadığı zamanın ruhunu ironik bir dille yansıtmaya başlayan bu hikayenin bunu sorguladığını düşündüm. Onu okurken oluşturduğu atmosfere hemen dahil olabiliyorum. Doğum günün kutlu olsun, ışıklar içinde uyu
Külliyatı tamamlamaya az kaldı:)
***
“Bize, bizden başka kimse acımaz.”
“Çünkü hangi toplum katından gelirlerse gelsinler, aydın yani düşünen, yani kafasında yeni bir dünya kurmaya çalışan kimse kendi sınıfını kendi belirler.”
“Neden bazı insanlar, bazı şeyleri hiç bilmiyorlar?
Duysalar, dinleseler, hatta karşılarında görseler bile bilmiyorlar...”
Severim Atay'ı, hikâyelerini özellikle. Bu kitabını okumadım, aklımda olur bundan böyle. Selamlar.
YanıtlaSilHikayeleri çok iyi, teşekkür ederim :)
Silsevgiler..