30 Ağustos 2019 Cuma

Mavi Dergi


Mavi Dergi 10. sayısında "Çocuk" adlı yazımda soyut bir düzlem içinde çocuk istismarını yazdım.

Sevgiler...

28 Ağustos 2019 Çarşamba

Karayel Üşümesi - Berna Durmaz


Karayel Üşümesi, anı olarak yoğunlaşmış yaşamın izlerinden, biçimsel olarak kısa ama içerik olarak hacimli öyküler sunuyor okuruna. Dünya halinin saptanabilir noktalarını çıkarıyor bu öyküler.
.
Defolu ilişkilerin içinde yaşanan aldatmayı, küçük yerlerden büyük kentlere yapılan zorunlu göçleri, hayat gailesinin ortasında, insanın çatlaklarından sızan aykırı saplanışları, anıları, arayışları, hayatın son deminde dünyanın olağan ritminden uzaklaşan insanları; şiirsel ve işlek bir dille okuyoruz bu öykülerde. “Sarmaşık” ve “Yazımız” adlı öyküler favorim oldu😊
__________________________________________

🌾”Ah, dedim pencereden çekilirken, ben senin o gencecik süt çiçeği bakışını alsam, koysam başucuma süs diye, birkaç gün belki birkaç gece daha kayarız başka bir aleme. Sonra biz de toslarız buranın destursuz duvarına. Ne yıkılır ne yok olur. O vakit acır senin de gülüşün. Bu hep böyle olmuştur.” (S.62)
.
.
Kitapla ve ışıkla kalın 💙

21 Ağustos 2019 Çarşamba

Kırmızı Saçlı Kadın - Orhan Pamuk


Batı’nın efsanelerinden biri olan Sophokles’in Kral Oidipus’u(babayı öldürmek) ve Doğu’nun efsanelerinden biri olan Firdevsi’nin Rüstem ve Sührab’ı (oğulu öldürmek) Kırmızı Saçlı Kadın adlı romanın ana izlekleri arasında yer alıyor.
.
Seksenli yıllarda İstanbul’un yakınlarında bir kasabada kuyu kazan Mahmut Usta’nın çırağı Cem’in, kasabaya gelen bir tiyatrocu kadına olan aşkı; onu rastlantılarla dolu bir yolculuğa sürükler...
.
Kitapta, babalar ve oğullar arasındaki, itaatsizlik, kendini gerçekleştirme mücadelesi, otorite ve güç arayışı tartışılan konulardan. .
Hayatlarımız yıllara meydan okuyan efsanelerin tekrarı mıdır? sorusu meşgul etti kafamı. Efsaneler ile hayat arasındaki yakınlığı irdeleyen, hayatın tekrarlayan trajedisinden her zaman etkilenen yaşamlar dizisi ve insan manzaraları sunulmuş kitapta.
.
Orhan Pamuk, iyi bir edebiyat kaşifi. Bu kitabı, iki günde bitirdiğim en akıcı kitabı oldu, çok sevdimmmm😍❤️🌹
_______________________________
🌸”Göğe çıkıp yıldızların ışıltısına ulaşmak yerine, şimdi üzerinde uyuduğumuz toprağın içine girmeyi hayal etmemiz doğru muydu?”
.
🌸"Herkes gibi olmak için her şeyi unutup hiçbir şey olmamış gibi yapmalıydım. "
.
.
Sevgilerimle 💕

18 Ağustos 2019 Pazar

Zift - İsahag Uygar Eskiciyan




Görmeyen gözlerin, seslere kulaklarla bakması olasıdır Zift'in bulaştığı yollarda. Yapış yapış. Sıcak. Sıradanlığın kalıplarında üreyen, tonları farklı seslerin, benzerliğine çakılan sert bir eleştiri. Bir okuyup, üç düşündürten cinsten.
Üç düşünüp, bir kayboluş yaşatan.. Her türlü beklenmeyeni içine alan bu yolculuk, bazen bir mısranın içinde bükülmüş onlarca manaya dönüşüyor. Bazen de uzun bir anlatıdan sıyrılıp şiirselliğe varıyor.
.
Kitabın sonunda yazar, manayı gemimize almadık diye seslense de, okurunu sahnenin ortasına alıyor ve onu manalar alemiyle yüzleştirmek istiyor. Evet bütün karanlıklar birleşip bizi sonsuz geceye yani ölüme bırakacak... Kitapta biraz yeraltı edebiyatı kokusu aldım. Farklı tarzda bir şeyler okuyayım diyorsanız bakabilirsiniz😊 
▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️
"İnsanı tanıyan şiiri bırakıyor, ticarete başlıyor."
.
“Uslu ve güçlü ol. Ya uslu ya güçlü ol. Olabiliyorsan ikisini ol. Ama illa ki seçeceksen güçlü olmayı seç.”
.
“Bana boşluğu verin , size ondan mutluluk yapayım.”

8 Ağustos 2019 Perşembe

Lodos Çarpması - Tuğba Gürbüz



Hayat; zamanı tükettikçe değer mi kazanır yoksa değerini mi yitirir? İçinden geçtiğimiz hikayeler özleyen, özlenen, seven, sevilen, acıtan, acı çeken, düşen, kalkan, terk eden, terk edilen gibi bir çok rolün eşiğine bırakır bizi. Kapılardan geçeriz, hiç bilmediğimiz yollarda kayboluruz. #lodosçarpması içinden geçtiğimiz hikayelerde kah bir anı toplayıcısını, kah kalabalıklar içinde yaşanan yalnızlığı odak noktası haline getiriyor. 
.
Lodos bu! Sert esmeyi sürdürüyor daima, kuraklaşan topraklara içli yağmurlar bırakıyor. Yağmur hüzün kokusu bilirsiniz. Hüzne eş olan, hasret dolu mektuplara dönüşüyor. İşte o sırada siyah bir taşa oturup hayatın nasıl da akıp gittiğini fısıldıyor...
.
Neredesin diyor nerede? Kafanda olmak istediğin yerde mi yoksa olmak istediğin kendinden çok ötede savrulanlar içinde mi?
▫️▫️▫️▫️▫️▫️▫️▫️▫️▫️▫️▫️▫️
“O kötü anılarını silmiş besbelli, sadece iyileri hatırlıyor. Ya ben? Yok işte, olmuyor, zihnim bütün güzel anıları öğütüyor, geçmiş benim için sayısız kötü hatıradan ibaret. O yüzden sevmiyorum geriye dönmeyi. Neden geldim sanki? Açık havadayız ama nefessiz kaldım. Derin derin soluyorum iyot kokulu havayı.”


Blogumun kazandırdığı güzel arkadaşlarımdan biri, Tuğba Gürbüz...
Kurmaca Biyografiler blogunu beğeniyle takip ediyorum :)  

Nice güzel kitaplarda buluşmayı diliyorum 💙

5 Ağustos 2019 Pazartesi

Misafir - Nermin Yıldırım





Misafir; hastalarına “misafir” adını veren, hastaların da “Ev” adını verdikleri bir akıl hastanesinde başlıyor. Burada yaşadıkları evlerinden, kendilerine ev olarak gördükleri insanlarla yaşadıkları inişli çıkışlı yaşanmışlıklardan sürgün olan garip insanların hikayelerine dahil oluyoruz.
.
Hassas kalplerin kaldıramadığı zor imtihanlar, doğuştan genetik kodlarla kendilerine miras kalan hastalıklarının, farkında olmadan yaşayan hastaların yaşadıkları...
.
İki kahramanın dünyası üzerinden ilerliyor roman. Biri; “Ev” e yaşadığı dramatik bir olayla konuk olan Esin.
Öteki; “Ev”in eski hemşirelerinden Rikkat. Geçmişte yaşıyor, su yüzüne çıkamamış eski bir aşkın gölgesinde hayatını sürdürüyor.
.
Misafir; dünyadaki yolculuğumuz içinde birçok aitliğe, yarım umutlara, siyah mağlubiyetlere, kırılmış hayallere yaşadığımız müddetçe misafir olmaya devam edeceğimizi anımsatıyor...

Okuduğum ilk Nermin Yıldırım kitabı, anlatımındaki incelikli tavrı çok beğendiğimi söylemeliyim.

Kitapla kalın :)
.
.
.
〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰
“Garip bir yer dünya. İçine düşen herkes, ellerinde yağlı urganlarıyla, yardım ettiğini sabırlın bile, birbirinin celladı kesilir. Acı dirayeti emmeye başlayınca, herkes her şeyden vazgeçer bir noktada. Kendinden evvela.”(s.292)
.
“Hayatta bazı şeyler kendi zamanını bekliyor, bazıları da onu bile yapmadan ilk sapaktan dönüp gidiyor.”(s.319)

Son Gemi Dergisi 57. sayı

Merhabalar :)

Son Gemi Dergisi 57. sayıda "Günlükler" adlı öyküm yayımlandı.

http://songemidergisi.com/gunlukler-bahar-uysal/


Sevgiyle kalın.