4 Şubat 2023 Cumartesi

Sahilde Kafka- Haruki Murakami

Sophokles'in Kral Oidipus adlı tragedyasının bir benzerine Murakami'nin çok okunan postmodernist romanı Sahildeki Kafka'da da bir izlek olarak rastladım. Blogda sinema güncem etiketinde bu tragedya ile ilgili bilgi vermiştim. Burada yeniden tekrarlamadan kitaptan bahsedeyim...

Ana karakter Kafka Tamura, on beş yaşında evden kaçar. Babasının yıllar önce paylaştığı kehanetinden sıyrılmak, kendine yeni bir kabuk oluşturmak için benliğini farklı bir yolculuğa atmaktan çekinmez. İnsan farklı bir kabuk oluşturmaya ne kadar çalışırsa çalışsın kendi yumurta kabuklarını var oluşlarında taşır. Kafka, annesinin onu kardeşiyle terk edişini, ondan bir sevgi, şefkat göremeyişini, babasının kehanetini, yalnızlığını gittiği her yere sürükler. Bu cesur delikanlının büyülü yolculuğuna, Murakami'nin okurunu şaşırtmayan medyum özellikli, gökten istavrit, sülük yağdıran, kedilerle konuşan, farklı yetenekleri olan kahramanları; klas müzik zevki, kadınları çok iyi tanıyan tespitleri, aşk, tutku da eşlik ediyor. Bana göre, romanlarında realist ve sürrealist iki dünyayı zeki bir şekilde bağlama yeteneği onun özgünlüğünü ortaya koyuyor... Beni çağırdığında, doğru zamanda başka bir yolculukta yine görüşeceğiz Murakami. Önce bir kahve. 

***

“Zamanın göreceli ağırlığı, çok anlamlı kadim bir rüya gibi üzerine çöküyor. O zamandan kurtulabilmek için hareket etmeye devam ediyorsun. Dünyanın öteki ucuna gitsen bile, o zamandan kaçamayabilirsin. Fakat öyle bile olsa, dünyanın öteki ucuna gitmek zorundasın. Dünyanın öteki ucuna gitmedikçe yapamayacağın şeyler de var çünkü.” 

"Biz, hepimiz sürekli değerli bir şeylerimizi kaybediyoruz; önemli fırsatları, olasılıkları, bir daha yerini asla dolduramayacağımız duyguları. Hayatta olmanın bir anlamı da bu işte. Fakat kafamızın içinde öyle şeyleri bellek haline getirebilmemiz için küçük bir oda var. Herhalde, kütüphanenin depo kısmı gibi. Dahası, bizler kendi yüreğimizin ne durumda olduğunu doğru şekilde takip edebilmek için, sürekli arama kartları yapmak zorundayız. O odayı temizlememiz, havalandırmamız, çiçeklerine su vermemiz de gerekiyor. Başka bir deyişle, sen sonsuza kadar kendi kütüphanende yaşayacaksın.”

"Herkesin hayatında artık geri dönülemez bir noktaya geldiği olur. Nadiren de artık daha ileri gidemeyebiliriz. O noktaya geldiğimizde, bu iyi bir şey de olsa kötü bir şey de olsa, sessizce kabullenmekten başka çaremiz olmaz. İşte bu şekilde hayatta kalmayı başarırız."

"Dün akşam çok iyi anladım, anlamı olmayan şeylerde anlam aramaya kalkmanın zamanımı boşa harcamak olacağını.."

"Sen fazlasıyla yaralandın, kayıplara uğradın. Üstelik büyük olasılıkla o yaraları bundan sonra da taşıyacaksın. O yüzden sana acıyorum. Fakat buna rağmen bu yaraları iyileştireceğine inanmalısın. Gençsin ve güçlüsün ayrıca uyum gösterme yeteneğin de var. Yaralarını kapatıp başını dik tutarak ilerleyebilirsin."

8 yorum:

  1. Murakami kitapları içinde en sevdiklerimden biridir. Kütüphanede geçirdiği zamanlara bayılmıştım. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  2. Merak ettiğim kitaplardan biri.. umarım okumaya sıra gelir

    YanıtlaSil
  3. Henüz okumadığım ve kitaplarını çok sık gördüğüm yazarlardan:) Güzel bir kitaba benziyor, emeğinize sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Murakami'nin sevdiğim eserlerinden biri oldu... çok teşekkür ederim...

      Sil