.....
"Ey güzel kız
Ey küçük kız
Seni görüyorum ordasın- küçücüksün, sandığın arkasındasın- ağlıyorsun-yanındaki küçük oğlan, suyuna hep votka karıştırıyor- hep ağlıyorsun- su içmek istiyorsun- çok sinirli bir çocuksun- ordasın- kurtuluş yolu olmayan kendi ülkendesin- sana yolu gösteriyor ve kapıyı açıyorlar
Oraya yalnız sen gidebilirsin
Alnında günah işaretin var
Seni yargılayacaklar
Yargıçların ellerinde yeşilimsi kadehlerini tutuyorlar kibarca eğiliyor sana kadehlerini kaldırıyorlar
Seni tutmuyorlar
Seni bırakıyorlar aldatılmış sırdaşlığına yaşamın
Seninle gelmiyorlar
Güvensiz bir biçimde hep biraz arkada ve ayakta duruyorlar
Yargıçların
Eğilmiş konuşuyorlar kendi aralarında
Sabahın alacakaranlığında sokak kıvrımlarında kayboluyorlar
Büyük kuşun uyanıyor
Kent’i kat eden-yürüyen-uçan-büyük kuşun seni çağırıyor-silkiniyor- kanatlarını çırpıyor- koşuyorsun- çok hızlı koşuyorsun- alçalıyor- başının üstüne saldırıyor.”
....
-Büyük Kuş öyküsü, s.47-48
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder