Gaston Dachelard’ın, “Yaşamın ilk çabası kabuk oluşturmaktır” sözüyle başlıyor Nohut Oda...
Kalanlar öyküsünde, başka yere gidenlerin ardından yaşanan ayrılık acısı, hatıralarda yaşayanların gösterdiği yaşamperver çabalar ve hissedilen yalnızlıklar;
Son Bir Çay öyküsünde, annesini kaybeden bir adamın eski sevgilisinde anne boşluğunu kapatma çabaları ve kendi kendini tüketen, tüm yolların bittiği bir ilişkinin ayrılıkla hizalanması;
Annemin Çadırı öyküsünde, apansız yaşanan bir depremin ardından parktaki bir çadırda kendi özerkliğini ilan eden bir annenin ailesine yabancılaşması;
Görüşürüz öyküsünde, ailesini terk eden bir babaya duyulan özlem;
Kız Kardeşim Handan öyküsünde, genç yaşta annelerini kaybeden iki kardeşin bu gerçeği farklı şekillerde kabullenmeleri anlatılıyor...
***
“Sonuçta her şeyin değil ama pek çok şeyin gerçekliği senin kendini neye inandırdığınla ilgiliydi.”
“İki yeniyetmeyiz şimdi. Çok sevmenin, ölüp bitmenin, birbirini zalimce hırpalamanın büyük yangınından uzakta, serin bir yerindeyiz artık hayatın. Aramızda birkaç santim var. Ama birimiz uzanıp diğerini öpüverecekmiş gibi bir yakınlık değil bu. Bilakis, artık hiç kısalmayacak bir mesafe aramızdaki. İkimizin de korumaya sessizce mutabık kaldığı bir mesafe.”
İnsan en çok da ailesi tarafından yıpranıyor galiba hocam...
YanıtlaSilaile kabuğu çok fazla direnç gösteren bir kabuk ve onu kırmak bayağı bir zaman, acı gerektiriyor..
SilTeşekkürler güzel izleniminiz için..
YanıtlaSilben teşekkür ederim:)
SilBazı öykülerininde ki cümleleri sevsem de... Genel manada sevemediğim bir yazar.
YanıtlaSilkendisiyle tanışma kitabım oldu, farklı bir üslubu var:)
SilFarklı öyküler bir kitapta toplanınca pek sevemiyorum ben. Şimdiye kadar böyle okuduğum kitaplarda hep yarım kalmıştı hikayeler maalesef.
YanıtlaSilAnlıyorum, uzun soluklu romanlara alışkın olanlar hikaye okumayı pek tercih etmiyor:)
Sil