Fakat Tanrı cevap vermedi ve şiddetli bir fırtına gibi uzaklaştı.
Ve ben bin yıl sonra kutsal dağa çıktım ve Tanrı huzurunda tekrar diz çöküp dedim ki "Yaratan, ben senin yarattığınım. Sen beni balçıktan şekillendirdin ve ben tüm varlığımı sana borçluyum."
Ve Tanrı cevap vermedi, onun yerine bin kanadı varmış gibi hızla uzaklaştı.
Ve bin yıl sonra kutsal dağa tırmandım ve Tanrı huzurunda tekrar diz çöktüm ve dedim ki, "Baba, ben senin oğlunum. Bana merhamet ve sevgiyle hayat verdin ve ben de sevgiyle ve ibadetle senin krallığını sürdüreceğim."
Ve Tanrı cevap vermedi ve uzak tepeleri gizleyen bir sis gibi uzaklaştı.
O zaman Tanrı bana doğru eğildi ve kulaklarıma tatlı sözler fısıldadı ve denizin kendisine doğru koşan bir dereyi kucaklaması gibi beni kucakladı.
Ve vadilere ve ovalara indiğimde Tanrı da oradaydı.
Halil Cibran
Ne güzel anlatmış, ne güzel...
YanıtlaSilher yazdığı çok kıymetli..
SilYine Halil Cibran yine mükemmel :))
YanıtlaSilçok seviyoruz onu :))
SilÇok sevdim :)))))
YanıtlaSilsevindimm :))
SilHalil Cibran ennnnnn sevdiklerimden
YanıtlaSilDerinliğine inmem bir gün mümkün olur mu diye saygıu ve özlemle satırlarına baktıklarımdan
Bunu okumamıştım hiç, ne iyi ettin de paylaştın.
Çok ama çok hoşuma gitti "yine"
benim için de yeri çok ayrıdır
Silsevdiğim yazıları paylaşıyorum hep, iyi geldiyse ne ala :)
merhaba bloğunuzu yeni keşfettim... halil cibranı çok severim.. ne güzel bir paylaşımda bulunmuşsun teşekkürler !! bloğunuzu takibe aldım bende beklerim !!
YanıtlaSilhttp://beautybeybi.blogspot.com.tr/
merhaba hoş geldiniz :)
Silsevindim beğenmenize, teşekkür ederim..
blogunuza uğradım izlemeye aldım fakat blogger profili ile yorum yapılmıyor sanırım..
sevgiler..