17 Nisan 2021 Cumartesi

Sezgi- Osho



Bilinçaltının merkezinde, içgüdü vardır. Bilincin merkezinde, akıl vardır. Üst bilincin merkezinde ise, sezgi yer alır. İçgüdü kişiyi bir şeyler yapmaya zorlar. Hatta bu eylemlerin bazıları senin iradenin dışında olur. Akıl, belirli bir şey yapmak ya da yapmamak için bir yol bulmana yardımcı olur. Sezginin işlevi ise, yol bulmaktır. O üst bilincin evreninin elleri diyor, meşhur mistikçilerden Osho. Bu kitap, onun konuşmalarından oluşuyor. Her insanın sezgi yeteneği vardır. Fakat klasik eğitim sistemleri, toplumsal baskılar, şartlanmalar kişinin bu yeteneğini köreltir.

Ezbere yaşantılarla, taklit tepkilerle unuttuğun sezgi yeteneğini açmanın yollarından bahsediyor. Sezginin kıvrımlarını açmak için, misal; çam ormanlarındaki antik müzikleri duymak için  meditasyon, yoga yap, zihnin senin kölendir, sen onun kölesi olma diyor. Bu minvalde ahlak öğretilerine, din kavramına, kadın-erkek ilişkilerine, toplumsal tepkilere, gelenek ve göreneklere sezgi temasının altında kıssadan hisselerle değiniyor. Bütünüyle ifade edecek olursam bu kitap, bireyin esnekleşmiş bir ruhsal farkındalığa yönelmesini anlatıyor.

***

İçgüdü ve sezgi, birlikte mükemmel bir uyuma sahiptir. Biri fiziksel seviyede, diğeri ruhsal seviyede işlev görür. İnsanlığın büyük sorunu orada kalmaktır. Yani zihinde, akılda. İşte o zaman üzüntü yaşarsın. Evhamlanırsın, acı çekersin, hayatı anlamsız görür ve bütün sıkıntı ve gerginliklerine bir çözüm bulamazsın.”(s.10)

“Varlık, tıpkı ağacın gövdesi gibidir. Tektir, bütündür. Zihin ise, ağacın ikiye ayrıldığı ilk çatallanmadır, orada ikileşir diyalektik ortaya çıkar. Tez ve antitez. Kadın ve erkek. Yin ve yang. Gündüz ve gece. Tanrı ve şeytan. Yoga ve Zen. Bütün bu dünyevi ikilikler aslında zihinde oluşmuş ikiliklerdir. Bu ikiliğin altında ise, varlığın tekliği bulunur. Eğer bu ikiliğin altına ulaşabilirsen o tekliği bulursun. Buna Tanrı de, Nirvana de, ne istersen de. Ama eğer yukarı gitmeye, ikiliğin üstüne çıkmaya çalışırsan milyonlarca dala ayrılırsın.” (s.111)

“Sezgi, seni en uç mutluluğa ve ölümsüz hayata yönlendirecek mistik bir güldür. Ancak insanlar tamamen ölmüş olan geçmişin elindedir. İnsan bilimindeki gelişmeleri bile göze almadan, eski yazıtlar onlara ne söylüyorsa kayıtsız şartsız yapmaktadırlar. Sözünü ettiğim üç olgu, insan biliminin tabaklarını oluşturur. İçgüdü huzurlu bir şekilde akmalıdır. Hiçbir nedenle, aklınla müdahale edip onu rahatsız etme. Akıl sezgiye açılacak bir kapı olarak kullanılmalıdır; sezginin hayatına ele geçirmesine izin vermek zorundadır. O zaman hayatın yoğun bir ışımanın, aydınlanmanın hayatı olur. Hiç bitmeyen bir festivale dönüşür.” (S.13)

6 yorum:

  1. Seviyorum Osho okumayı.

    YanıtlaSil
  2. İnsan var olan güdülerini teknoloji geliştikçe kaybediyor ne yazık ki...

    YanıtlaSil
  3. Sana komik bir şey anlatayım mı, tam meditasyona niyet edeceğim üstteki abla çocuğunu azarlıyor: nerede çam ormanlarının sesini dinlemek :D şaka bir yana hiç osho okumadım, bakalım inşş ve maşallah ile bir zaman gelecek mi ona da sıra gelecek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hahaha geceleri herkes uyuduğunda yapabilirsin :)
      Osho okumalısınnn:)

      Sil