"Ağırlık ve hafiflik arasında hafifliği seçiyorum. Dans ettiğimi hissediyorum-sinemanın dansı." diyen Agnes Varda'nın filmlerini izlemeye, Cleo Beşten Yediye adlı filmiyle başladım. Bu filmle 1962 yılının Paris'teki zaman kapsülünün içinde bir çok ruh halini ve duyusal zenginliğini yaşamaya gittim, geldim.
Cleo, batıl inançları ve korkuları olan bir şarkıcı. Kanser şüphesiyle gittiği doktordan biyopsi sonucunu bekler. Bu esnada sıra dışı yaşamında en ufak bir espride, şarkı sözünde sürekli ölümü anımsar çünkü gittiği bir falcıya göre o, kısa sürede ölecektir. Cleo, bu batıl inanışlarını, kehanetleri kırmayı öğrenecek midir? Spiritüel alemde, her şey değişebilir ve şifalanma ömür boyu sürer. Ya hayatı akışına bırakacak, akışta olacak ya da onu çok ciddiye almayı sürdürerek olumsuz kehanetlerin enerjisinde kalacak. Bir seçim yap, Cleo:)
Filmin sanatsal, siyah beyaz atmosferi ve söylenen şarkılar çok hoşuma gitti. Bu ara gözde yönetmenim Agnes Varda'nın öteki filmlerini de merak ediyorum:)
Ne hoş bir filmmiş, Agnes Varda'yı hi duymamışım.
YanıtlaSilYeni keşiflerimden:)
SilTeşekkür ederim 💙