"Çünkü, gördüğüm şeylerin boyundayım ben,
Kendi boyumda değil."
"Anlamak için, kendimi yok ettim. Anlamak, sevmeyi unutmaktır."
"Hayat tahayyül edebildiğimiz kadardır."
"Büyük tutkularım, sınırsız düşlerim oldu- ama o kadarı çıraklarda, terzi kızlarda da vardır, çünkü bütün dünya hayal kurar: Bizi birbirimizden ayıran şey, o hayalleri gerçekleştirecek gücümüzün ya da kendiliğinden gerçekleştiklerini görecek kadar şansımızın olup olmamasıdır"
"...kendilerini vaktiyle deha sanmış, oysa düş gücünden yoksun birer dilenci olmaktan öteye gidememiş döküntülerin arasına karışacak, hayatta ne başarıya ulaşabilmiş, ne de her şeyi elinin tersiyle itmeyi becerip öbür türlü başarı kazanabilmiş o isimsiz kalabalıkta eriyeceğim."
"Hayatı bir han olarak tahayyül ediyorum, çöküş arabası gelene kadar orada kalacakmışım. Araba beni nereye götürecek bilmiyorum., çünkü hiçbir şey bilmiyorum."
*****
Kitabın ilk bölümü birbirinden bağımsız gözüken ancak işlenen konularla birbirine temas ederek bütünleşen dört yüz seksen dört adet kısa anlatılardan oluşuyor. İkinci bölüm, 'Uyuyan Suların Madonnası, Ölü Hayatımın Olanca Ağırlığını Duyuyorum Üzerimde, Görünen Aşık, İyi Hayal Kurma Sanatı Üzerine, Duyumcu, Çıkılmamış Yolculuk' şeklinde başlıklandırılmış büyük metinler adını taşıyor. En son kısımda ise, kısa bir ekler bölümü yer alıyor. Kitap; edebiyat, sanat, felsefe, Tanrı, teozofi, felsefe, mitoloji, simya, mistisizm gibi birçok konu çeşitliliğiyle tür olarak kimi zaman bir roman akıcılığında, kimi zaman bir günce içtenliğinde, kimi zaman da düz yazı şiirinin derin duyumunu andırıyor.Pessoa'nın ölümünden sonra sayısız el yazmaları derlendiği zaman, içinde sonlanmamış eserler mevcutmuş. Pessoa, bu eserlerde genelde bir takma ad değil, hepsi birbirinden farklı, öyküsü, geçmişi bambaşka kişilikler oluşturmuş. Bernardo Soores imzalı Huzursuzluğun Kitabı da bunlardan yalnızca biri. Kitabın konusuna gelince, genel olarak varlık, kimlik, hakikat arayışı ve evrensel bir sorgulama diyebiliriz. Kitapta gündüzleri Lizbon'da bir kumaş mağazasında çalışan öteki zamanlarını ise, alışılmışın dışında münzevi bir yaşam tarzıyla hayatını idame ettirmeye çalışan bir karakter göze çarpar. İlişkileri, kadınları, sanatı, insanın var oluş gizini, tek gerçek saydığı ölümü sorgular bu karakter. Denizdeki damlaları, dalgaların kıyıdaki küçük bir çukurda biriktirmesi.. İşte buna benzer birçok teşbihle Huzursuzluğun Kitabı'nda, büyük denize karışamayan, o küçücük birikintide yalnızlığı hisseden damlaların yolculuğu misali bir insanın yalnızlığına karışırız.
Bahsedilen karakterin, içsel dünyasında okültizme karşı olduğunu ancak ruhuyla astral alemlerde gezinebildiğini, aynanın her tarafından kendine akseden yansımalarını görürüz. Dünya bir manzaralar bütünüyse, o bu manzaraları tüm boyutuyla ele almış ve başka boyut keşfine çıkmıştır. Ruhunu enine boyuna tarayarak kendini münhasıran bir düşçü olarak adlandırmıştır. Ancak varlığını fark etmek için uyanırken insanı meydana getiren bilişsel, duyuşsal tüm parçalardan sanki payına düşeni çok önceden almış ve artık onlara sahip olmayı bırakıp, o parçalara uzaktan bakabilmeyi başarmış; bununla da yetinmeyip bir düş dünyası oluşturmaya çalışmış bir insanın izleğidir bu kitap. Pessoa kurmaca düş dünyasına Lizbon kentinin renkli görünüşünü, çeşitli insanlarını da dahil eder. Günümüzün medeni haline gelen insanın yalnızlığına uzanan bir var oluş serüveninin kırık parçalarını bir araya getirir.
Duyarlılığı fazlaca arttırılmış bir fotoğraf camından dünyayı anlamlandıran bir düşçünün, Lizbon sokaklarında yağmur seslerine karışan şiirsel yolculuğunu unutamayacaksınız...
ne kadar etkileyici şeyler varmış, daha önce nasıl duymadım ben
YanıtlaSilhuzursuzluğu pek çekerim bilirsin, bir bakayım
beğenirsin diye düşünüyorum :)
SilTuttum bu kitabı. :D Ama sırada Daha Konstantiniyye oteli var :S
YanıtlaSilbiraz kısa altı yüz yetmiş beş sayfa :)
Silbenim de sıramda Konstantiniyye oteli var merak ediyorum:)
hemen not ediyorum , sıra ne zaman gelir bilmesem de. Alıntıları da sevdim :D
YanıtlaSilfelsefe seviyorsan beğenirsin :)
SilYazılanlar kulağa oldukça hoş geliyor.. :)
YanıtlaSilşiirsel bir dilinin olması da beni etkiledi :)
SilYavaş yavaş,sindirerek okunacak kitaplardan.
YanıtlaSilHepimiz senfonimizi daha zenginleştirmeye çalışalım o zaman:-)
o yüzden bayağı uzun sürdü okuma sürem, düşünerek okumaya çalıştım ben de :)
Silçok güzel söyledin dilerim hep o farkındalıkla yaklaşırız hayata..
Senin okumaların güzel mavi,bende vaktiyle sevmiştim bu kitabı,sevgimle
YanıtlaSilteşekkür ederim, sevgiler..
Silne güzel bitirmişsin tebrikler :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim elsacımmm :)
Sil"Anlamak için, kendimi yok ettim. Anlamak, sevmeyi unutmaktır."
YanıtlaSilBeni çok etkiledi. Her şeyin başı sevgi olduğuna inanan benim için anlamını uzun süre düşüneceğim .
Kitabı merak ettim. Paylaşım için teşekkürler.
Sevgiyle kalın.
Anlamak için benliğimizin her türlü uzantısından sıyrılmak gerekiyor.ve her türlü yaşanmışlık sevgimizin doğasını bozmaya niyetli hayatta..yine de onu inatla büyütmek bizim var oluşumuzu anlamlı kılıyor..hep sevgiyle.. ben teşekkür ederim :)
SilO orkestranın seslerini çoğu zaman uykuda duyarız da uyandığımızda şaşarız bu güzel ezgileri çalanın bizzat kendimiz oluşuna...
YanıtlaSilÇok doğru söylediniz..hep çabuk unuturuz biz..:)
SilSevdim :-)
YanıtlaSilElimdekileri okuyup alacak listeme ekleyecegim.
ağır ağır okunacak kitaplardan ama şiirsel yönünü seversin bence :)
SilBu kitabı bende edineyim😍😍
YanıtlaSilkitaplığında olmalı bence de :)
SilTamamdir😉😉
YanıtlaSilanlaştık :)
SilOkuduğun kitaplara yetişemiyorum valla :D
YanıtlaSilBenim bir tane defterim var. Okuduğum kitaplarda sevdiğim cümle ya da paragrafları senin yukarıda yazdığın gibi deftere yazıyorum.
Unutuluyor çünkü okuduktan bir süre sonra. Böyle arada açıp okuyorum tekrar önemli gördüğüm yerleri, faydası oldu baya.
bu da uzun bir felsefik kitaptı :)
Silben de öyle yazıyorum kesinlikle çok faydalı :)