23 Eylül 2014 Salı
Doğa Tarihi - Hakan BIÇAKÇI
"Dünyanın kendi etrafında dönmediğini hissettiği an paniğe kapılıveriyordu Doğa. İçinde bulunduğu iş ortamı da bu paniği acımasızca köpürtüyordu. Hep merkezde olmalıydı. Hep farklı olmalıydı. Farkı fark edilmeliydi. Kalitesi gözle görülmeliydi. Kesintisiz olarak arzulanmalıydı. İştah, takdir ve kıskançlık dolu gözler hep üzerinde olmalıydı. Yıllar sonra sağda solda küçük adamların belirmeye başlaması da bu takıntının eseri olacaktı.
Doğa, 420 aylık bir bebekti. Pembemsi. Lacivert lensli. Ilık kokulu. Göğüslerine silikon yaptırsa mıydı? Site güvenliğinin yanından yavaşlayarak geçiyordu. “Etiniz nasıl pişsin Doğa Hanım?” Plazanın eksi yedinci katında yarı İngilizce yarı Türkçe PowerPoint sunumu yapıyordu. Cafe Jungle. Londra. Sepultura tişörtü. Elektronik sigara. Doğa’nın en sevdiği mevsim, yazdı. Facebook’ta yorumlar çook güzeldi. Doğa, “bomba gibiydi”. Alev olmasa, şu küçük kırışıklıklar, Onur ve diğer metal turnikeler..."
Hakan Bıçakçı'yı Ot Dergisi'ndeki öyküleri ile tanıyordum. İlk kez bir romanını okudum. Doğa, metropol bir şehirde yaşayan, otuz beş yaşında bir iş kadını. Hayatı plaza, site, avm üçgeninde geçen tek derdi fiziksel olarak daha güzel gözükmek olan bir kadının yolcuğu..
Punk kültürü ile geçmiş bir gençlik hayatının ardından yüksek platform ayakkabılarla, kadınsı kıyafetlerle iş dünyasında kendini ispat etmeye çalışan bir kadının güncesinden günümüz insanının gidişatına, modern tarihine nüfuz eden bir gerçek Doğa Tarihi. Doğa, sürekli dış görüntüsünün daha iyi olması için çabalıyor, iş hayatında en iyi olmak istiyor ve çocuk yaparsa vücudu deforme olur diye evliliği düşünemiyor. Onur adlı erkek arkadaşı ile sofistike havası olan Fransız lokantalarında yemekler yiyor, spor yapıyor. Sürekli değiştirdiği kız arkadaşları ile alış veriş yapıyor. Aynı anda yaşantısını facebook gibi sosyal medya ortamlarında paylaşıyor. Kafasında üç erkek var: biri ilk aşkı, diğeri konumu gereği tutunduğu erkek arkadaşı, ötekide bedensel olarak onu tatmin eden yasak aşkı. İlişkilerdeki yozluk, aile içi kopukluk ve mega kentlerin dışarıdan mutlu gözüken hayatlarına adeta bir ayna olmuş bu kitap. Bir nevi her alanda hep iyi, başarılı, güzel kalma baskısının bir insana yansımaları..
Yitirdiğimiz değerler, bozuk aile ilişkilerinin çocuğa psikolojik olarak yansıyan sonradan ortaya çıkan izleri, bağımlı olduğumuz, gerçek olmayan sosyal medya ortamlarında beğenilerle egolarımızı tatmin etmemiz, sıkıştırılmış zamanlarda ezbere yaşayışımızın oluşturduğu boşluklar, yarım kalan ilişkilerin neden olduğu arayışlar aslında günümüz plaza insanın güncel durumu. Kitap, bizi yoz gerçeklerle yüzleştirirken; dili ve sadeliğiyle hiç yormuyor. Akıcı ve gerçekçi...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Güzel bir kitaba benziyor:-)
YanıtlaSilhiç sıkılmadım handancım :)
SilBeğendim konusunu okumak lazım :)
YanıtlaSilGüncel bir konu :)
SilBöyle çabuk okunacak beni sıkmayacak kitapları seviyorum mavicim, teşekkürler paylaşım için..
YanıtlaSilRica ederim meltemcim..
SilOkunması gereken bir kitap.
YanıtlaSilAyrıca Ot dergisinde yazıları da dikkate değerdir Hakan Bıçakcı' nın.
Doğa Tarihi'nde kitabın sonlarına doğru bir insanın gerçeklerle yüzleşmesi ve psikolojik sendromları iyi bir şekilde analiz edilmiş.
O kısımda çok üzüldüm doga ya.
Silkapağı çok hoşuma gitti :D
YanıtlaSilKitabın konusu ile örtüşüyor :)
Silfena halde okumak istiyorum bu yazarı, daha önce bir röportajına denk gelmiştim , bu kitabıyla başlayayım o zman ve notumu aldım :D
YanıtlaSilUzun zaman sonra okuyabildim ben de, diğer kitaplarına da bakacağım :)
SilZamana uygun bir kitap. Ne kadar başkaları için yaşadığımızın güzel anlatımı anladığım kadarıyla. Daha iyi olmak için düşünmek yerine giyinmeyi tercih edenler ya da toplumun bize zorladığı yaşamlar... Her durumda kendimizden uzaklaşıyorduk işte...
YanıtlaSilGünümüz insanın vardığı bu noktadan kesit sunmuş kitap. Ne yazık ki başkaları düşüncesi daha baskın geliyor insanda.
Sililk önce parfüm kutusu dikkatimi çekti sonra anlattıklarımı okuyunca daha da bir ilginç geldi. tesekkürler paylaşım için
YanıtlaSilKapağı konusuna uygun. parfüm şişesinde kaybolan bir insan..
Silrica ederim..
valla hi sana bir kitapçı açalım abla kardeş çalışırsınız, okumaktan fırsat bulursanız tabi :)
YanıtlaSilAçalım çok güzel fikir :)
SilElsa ile abla kardeş hem çalışırız hem okuruz :)