6 Ağustos 2015 Perşembe

Konstantiniyye Oteli - Zülfü Livaneli



“ İnsan bu kentte ürpermeden durabilir mi? Başka tarihi kentlerde tek baskın kültür var; burada ise dünya tarihi üst üste yığılmış; pagan, Yahudi, Ortadoks, Katolik, İslam. Bir zamanlar bu kentin sokaklarında otuz dokuz dil birden konuşulurmuş biliyor muydun? İnsanın büyülenmemesi mümkün mü?”

“ Gerçek her zaman iyi midir? Daha doğrusu gerçeği ortaya çıkarmak her zaman iyi sonuç verir mi, yoksa yaşayabilmeleri için, insanların sahte dünyalarına göz yummak daha mı doğru?”

“Yalnız babasının değil, onca acılardan geçmiş, çaresizlik, yoksulluk, savaş, iç çatışma, salgın hastalık gibi birçok nedenle yaralanmış olan halkın da hayata karşı tavrı buydu. Sus, dua et ve katlan! Alnına ne yazılmışsa o gelir başına.”
*****
Işıkları sabaha kadar yanan ürkütücü benzin istasyonları, boş meydanlar, kimselerin olmadığı Gezi Parkı, yüksek topukluların üstünde daha da uzun gözüken travestiler, seyyar arabalarda sucuk ekmek, köfte ekmek, nohut pilav satanlar, Boğaz Köprülerinde nöbet tutan polisler, Bizans’ın, Osmanlı’nın, Cumhuriyet’in karman çorman , birbirine geçmiş binaları ve tarihi yarımadada eski bir Bizans sarayının kalıntıları üstünde yükselmekte olan bir yapı; Konstantiniyye Oteli..

Erguvan rengi bir Bizans pelerini ya da sarı bir Osmanlı kaftanı giyerek bu otelin açılışına gidiyoruz. Ama önce bu tarih kokan şehrin sokaklarında her çeşit insanın bazen iç karartan, bazen yürek dağlayan bazen de tebessüm ettiren öykülerine karışmalıyız. Tarihin ve şimdinin buluştuğu masalsı bu romanın geçitlerinde durup, arada soluklanmalıyız, sorular sormalıyız, gerçekten öyle değil miydi diye sormalıyız.  Geçmişin gömütlerinden gelen yazıtlara dokunup, bir kaosa dönüşen şimdinin mukayesini yapmalıyız..

Otelin açılışından sonra dördüncü yüzyılda İmparator Konstantinos tarafından dikilen Milion Taşı’na gitmeliyiz. Dünyanın sıfır noktası olarak kabul edilen bu taşta durup, tanık olduğumuz bizzat kahramanı olduğumuz tükenmişliği, hançerlenen her iyi yanımızı zamanın vakum makinesinde vakumlamalı, pörsümüş bir deriyi anımsatan dünyayı ufaltmalıyız.. Sıfır noktasında durup buradan sonraki mesafeleri, itibar, çevre baskısı kavramından uzakta kalıp, düşünerek yeniden başlatabiliriz. Yaşanmışlığın tecrübesiyle ve büyük öngörüsüyle.. Nekropolis’te ikamet eden ölmüşlerin söyleyemediklerini, yaşarken unuttuklarını, susarken anlatmak istediklerini dinleyebiliriz..

Yedi notadan çıkan sayısız farklı şarkı gibi, aynı topraktan gelen her insanında farklı hikayesinin kıyılarına çekilebiliriz.. Zehra’nın, Elmas Hanım’ın, yazar olmak için didinen Emre’nin, Ercüment ve birçok kahramanın hikayelerine.. 

18 yorum:

  1. Daha Livaneli'nin Kardeşimin Hikayesi duruyor, okuyamadım. Sen onu da okumuştun galiba.

    YanıtlaSil
  2. Zülfü Livaneli'den tarih dinlemek... Okunur öyleyse bu kitap <3

    YanıtlaSil
  3. Farklı kahraman ve desenlerle tarihle iç içe.. severim livaneli kitaplarını sen de ne güzel tanıtmışsın mavilik :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. tarihten yansıyan bilgilerle harmanlanmış :)
      teşekkür ederim canım :)

      Sil
  4. Alıntılar ve yazınızdan dolayı kitabı zaten merak ediyordum, yine merak ettim. Galiba duyduğuma göre, diğer romanlarından biraz daha ağır gibiymiş ayrıca.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. onlardan biraz daha farklı geldi bana da :)
      teşekkür ederim..

      Sil
  5. tam pansiyon mu açık büfe güzel mi bu oteldeeeee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) yine çook güldümm :)
      açık büfe güzel tavsiye ederim :)

      Sil
  6. Ne kadar guzel alintilar! Ne yalan soyleyeyim bu kitaba karsi biraz on yargiliydim. Ancak icimde okuma isiklari yanip sonmeye basladi suan.. Ellerine saglik iyi ki paylasmissin bizlerle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben teşekkür ederim canım, tespitleri, insanı düşündüren yönlerini tuttum :)

      Sil
  7. Bence kahramanları çok havada kalmış bir romandi. Ama severim de ben Livaneli 'yi ve kitaplarını :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kahramanları çok fazla olan bir kitaptı:)
      seviyoruz onu evet, sevgiyle..:)

      Sil
  8. ortaya karışık güzel bir kitap olmuş =)

    YanıtlaSil
  9. Ayni kitabi bende birkac gun once bitirdim. Benim yorumumuda merak ederseniz bloguma beklerim.

    YanıtlaSil