16 Ocak 2015 Cuma

Boyalı Kuş - Jerzy Kosinski


"Önde koşmak arkada kalmak kadar tehlikeliydi. Her yanlış adım hareketi yavaşlatır, her düşen öz kardeşlerinin ayakları altında ezilirdi.. Oysa hepimiz yalnız olduğumuzu, gavrilaların mitkaların ve öteki dostların, yaşantımızdan gelip geçtiğini bilmeli, anlamalıydık. insanlar anlaşamadıklarına göre, dilsizliğin de önemi yoktu. birbirleriyle takışır, birbirlerinden hoşlanır, öpüşür ya da tepişirlerdi. Ama herkes yine kendisini düşünürdü. Coşkularımız, anılarımız, duygularımız sazdan perdelerin ırmağı kıyıdan ayırdığı gibi bizi birbirimizden uzak tutuyordu. dikkati çekecek kadar yüksek ama göğe erişmeyecek kadar alçak karlı dağ tepeleri gibi, aşılmaz vadilerin ötesinden birbirimize bakıyorduk."

Boyalı Kuş, İkinci Dünya Savaşı'nın ilk yılında, annesi ve babası tarafından savaştan uzakta bir köye gönderilen küçük çocuğun hikayesini anlatıyor. Yaşadığı akıl almaz olaylarla bir köyden diğerine göçüyor bu çocuk. Bir yaprak gibi savrulduğu köylülerin insanları açık tenli, sarışın ve mavi gözlü. Çocuk ise esmer, kara kaşlı ve kara gözlü. Köylüler aslı kendilerinden olan fakat görünüşüyle farklı olduğunu düşündükleri çocuğa çingene ya da yahudi diye sesleniyorlar. O zamanlarda kimse böyle bir çocuğu yanına almak istemiyor çünkü evlerinde yaşamasına izin verenler öldürülüyor. Çocuk ahır, hayvan bakımı gibi görevler için kabul ediliyor. Bir çok farklı insanın evinde bir çok farklı olaylar yaşıyor. Bu olaylar bazen insanın kanını donduracak ve göz yaşlarının durmasına izin vermeyecek ölçüde acımasız ve travmatik. Anlatım, betimlemeler o kadar iyi ki yaşanan her şey bir film şeridi gibi gözünüzde canlanıyor.

Kitabın adı olan boyalı kuşun öyküsü ise şu şekilde: Çocuk, kuşçu Lekh'in yanına sığınır. Lekh ormanda güzel kuşları yakalayan, bunları köylülerle takas eden, yaşamını bu şekilde sürdüren biri. Ludmilla ise, Lekh'in sevgilisi. Zaman zaman buluşurlar ancak hiç kimse kadının yaşadığı yeri bilmez. Ludmilla ortadan kaybolduğunda Lekh, en güzel kuşlardan birini seçer, onun her yanını farklı renklere boyar. Ormanda, çocuğa kuşu ayaklarından tutarak sallandırır, onun sesine gelen kuşların toplanmasını bekler. Sonra bırakır sürünün içine boyalı kuşu. Toplaşan kuşlar,kendilerinden biri olmadığına inandıklarından gagalayıp parçalarlar bu garip kuşu..

Farklılığa tahammülün azaldığı dünyanın yürek parçalayan bir örneği Boyalı Kuş. Yazar bu kitaptan sonra tehditlere ve büyük eleştirilere maruz kalmış. Ancak kitabın sonunda eklediği notta, o zamanın yaşanan acılarına tanık olmak istediğini belirtmiş. Kitabın da, hikayesi anlatılan çocuk gibi bir çok saldırılara göğüs gerdiğini, hayatta kalma güdüsünün zincirleri kopartıp geçtiğini, insanların hayal güçlerinin de tutsak kalamayacağının örneği olduğunu göstermiş. 

16 yorum:

  1. Bir an önce okumalıyım senin anlatımın ile daha çok merak ettim mavim :)

    YanıtlaSil
  2. Kuşlar boyanmadan da onları gerçek renkleriyle kabul edebilenlerin çoğaldığı bir dünyada yaşamak umuduyla...

    YanıtlaSil
  3. Kitaptaki alıntı, kitabın konusu kadar etkiledi beni.
    Kesinlikle okuyacağım.
    İyi tatiller

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. gerçekten çok etkileyiciydi..
      mutlu pazarlar :)

      Sil
  4. İçimi acıttı daha okumadan...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ah savaşın göğsünde yaşamaya çalışan masum çocuklar..

      Sil
  5. ikinci dünya savaşının acısını yaşanları anlatıyorlar ya beni çok etkiliyor yaa. kan donduruyor. savaş hep böyle.
    yalnız kuşun illa parçalanması şart mıydı. elde yazara kızma

    YanıtlaSil
  6. Ne güzel anlatmissin yine canım. Alintin mükemmel

    YanıtlaSil
  7. "Önde koşmak, arkada kalmak kadar tehlikeliydi." Yazının geri kalanını bu cümleyi düşünerek okudum, etkileyici.

    YanıtlaSil
  8. yok yuregım parcalanmasın :(

    YanıtlaSil