Belki bir tren gelir, gideriz hayalini kurduğumuz yerlere. Gitmenin büyüsüne kapılırız. Belki de yalnızca yer değiştiririz. Kendi kendineliği bitiremeyiz o uzaklarda da. Yeni öykülere uzanırız. Bazen sadece yaşamak oluruz. Gündelik hayatın sıradan akışında sürüklenirken, çok ufak bir anın içinde daha büyük şeyler başka bir yerlerde olup biterken bizde kendi öykümüzü okuruz. İnsanları okuruz, onların bakışını, kederini, gülüşünü, sıcaklığını... Kısa hikayelerden bir dünya kurar, oradan bakarız yeni var oluşlarımıza. İşte öyle kısa hikayeler. İçinde gurbetlik, emek, sevgi, hasret ve yoksulluk olan öyküler...
***
"Benimle olan bağı ne kadarlıktı ki zaten? Bir kuş bir evin damından öbür evin damına yüksele alçala ne kadarlık bir sürede uçarsa o kadarlık bir süreydi."
" Böyle bir şey olmamıştı, hiç geçmemişti sanki. Belki bir düştü, yalnız ben görmüştüm."
Daha evvel okumadığım bir yazar. Hüznü, dibini ekmekle sıyıra sıyıra yedirmiş okura sanki.
YanıtlaSilSevdim onu :D
özetleyici bir yorum oldu:)
Silteşekkürler mai...
Kitabı daha önce birkaç kere gördüm ama okumadım:) Bir ara bakayım elimdeki kitaplar bitince:)))
YanıtlaSilyeni tanıştım bende:) iyi okumalar:)
Sildeğerli bir kitaba benziyor Bahar'cım paylaştığın için teşekkür ederiz:)
YanıtlaSileski öykücüleri tanımak adına sürüyor yolculuğum:) rica ederim:)
SilÇok severim Tarık Dursun, ilk okul zamanlarımda anlamasam da anlamlandıramasam da devlet kitaplığının kazandırdığı sessiz kahramanlardan biridir bana. Okumayı sevme sebeplerimden biri, biraz şiirimsi, biraz romantik, hafif iç gıcıklayıcı. :) sevgiyle kal canım :)
YanıtlaSilerken tanışmışsın, ne güzel söyledin, tarzını beğendim bende:) sevgiler canım..
Sil