1 Mayıs 2023 Pazartesi

Alps, 2011



Alpler, sinemada distopyayı iyi şekilde kullanan yönetmen Yorgos Lanthimos’un ödüllü filmidir. Atina’da hemşire, sağlık görevlisi, jimnastikçi ve antrenörden oluşan bir ekip, yas sürecinin acısını dindirmek için yeni vefat etmiş insanları taklit eder. O kişinin şahsi özellikleriyle hayatta yaşarken sergilediği eski halini canlandırırlar. Bu ücretli hizmetin katı kurallarına, hizmet veren tüm üyeler uyabilecek midir?

Bu tuhaf hizmeti veren üyelerin kendi benliklerini bulamadığını ve farklı kimliklere bürünürken yaşadıkları kimlik kargaşasının daha da belirginleştiğini söylemeliyim. Ayrıca yas süreci, biricik ve kişiden kişiye göre değişkenlik gösterir. İnsanın kayıp acısını dindirmek için birinin açtığı boşluğu doldurmak adına böyle bir yol seçmesi de ayrı bir muamma. Adı içinde bu bir distopya! 

Gerçek hayatta da kayıp duygusuyla beraber farklı tutunma şekilleri, çeşitli yaşama çerçeveleri geliştirebiliyoruz. Çünkü bu süreçte kaybedilen o kişiyle yaşarken, onlar için olduğumuz kişinin versiyonunun da yasını tutarız. 

Yasın da dahil olduğu, onun parçası olduğu bir hayata adapte olmaya çalışmak, yeni versiyonumuzu doğru bir şekilde sürdürmek bittabi zaman ve çaba istiyor… Yine bir bahar günü izlediğim ve sonrasında beğeni konusunda kararsız kaldığım bir yapım oldu, teşekkürler...











6 yorum:

  1. Lanthimos'un filmleri çok orijinal gerçekten, yasla ilgili söyleyebileceğim ise dibine kadar yaşanması gerektiği, yoksa yaşanmayan duygular başka yerden çıkıyor... Sabırlar diliyorum tekrar Bahar'cım..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet daha önce de izlemiştim... yas evreleri ister istemez yaşanıyor.. teşekkür ederim..

      Sil
  2. yas süreci hakikaten farklı, film de ilginç bu sebepten, bakarım canımcım.

    YanıtlaSil
  3. Yas süreci çok zorlu :( Filme bakayım, bilmediğim ve duymadığım bir film.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. alışmaya çalışıyorum... bakarsın belki.. teşekkürler..

      Sil