Herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde. Orada. Dünyanın uzak bir noktasını nasıl unutuyorsan hayatında, kafanda yorumladığın her düşünce noktasının da aslında senden çok uzakta olduğunu bilmelisin...
Gün ağarırken, ağır ağır ışımaya başlarken bir sabah, içli bir ezan sesi duyarsın. O sesin seni çağırdığı bir beyaz duada olmalısın belki. Dünya'nın çok uzak bir noktasında acı çeken, inleyen hiç tanımadığın biri için dua etmenin işaretidir gözlerinde büyüyen. Hayat, işaretler toplamı... Bak ve gör! Okumayı bil, farklı kalemler kullan yazmak için, farklı duyuşlar süzülsün ruhunun ince göğünden... Işığı yokla.
Herkes uyurken, kuşlar için verdiğin buğday tanelerinin bir karşılığı bu netleşen işaretler. Uyandıran, silkeleyen, kalbinden geçenlerle bütünleşmek isteyen garip işaretler... Bahçesinde çam ağaçları yükselen, pansiyonlu lisenin yemekhanesinden yayılan baharatlı koku hayat devam ediyor, işte burada diyor. Sende devam et ve hep yeniden başla. Katıl bu sesler ve işaretler cümbüşüne.
Gün yürüyor, yokuşlu yoldan aşağıya inen eski bir otobüsle birlikte.
Yürü sende. Geç, geç, geç geçmişten...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder