"Nuto: Neden ağlıyorsun?
Kadın: Yaşamı yoğunlaştıran ölümün kendisi değil mi?
O anda edebiyatın, yaşamın kendisinden daha canlı olduğunu kavrar ve edebiyatın doğmasının nedeninin de bu olduğunu düşünür. O ana kadar o yaşamın daha canlı bir şey olduğuna inanmıştır. Ama edebiyat daha çok yaşam, daha çok aşk, daha çok duygu, daha çok ölüm yüklüdür."
Büyük bir resmin herhangi küçük bir kesitinde, trenle
kendini metruk yollara atan bir kadının kalbinde yaşayan adamın izleri,
gerçekte karşılaştığı erkeklerin gürültüye dönüşen sesleri, kendisindeki
yankıları ve zihninde, o dar akışta yaşamı arayışları..
Fonda The Rolling Stones, adı olmayan bir otel odasında duvarda, eski bir parşömende yazılı Cesare Pavese sözleri.. O sözlerin, o
gerçeklerin, kadının yaşamında kesiştiği anlar..
Küçük bir yaşam kesitinin altında yatan her şeyin, şiirsel
bir yorumlayışla su yüzüne çıkarılması.. Hayal gücünü fazlasıyla harekete geçiren diyaloglar, yazılı, özgün ve düşünsel bir nümayiş..
nefes almak gibi..
YanıtlaSilher şeyden biraz ayırabilmek kendini..
Silkısa ve özlüydü..
YanıtlaSilne güzel kadınsın sen Tezer Özlü....
ne yazık ki tüm şarkıları biliyorum diyen kadın..
Silbende bu sıralar demir özlü okuyorum,bak ne tesadüf oldu.abi kardeş yazarları okumuşuz.kalbine yaşamın huzuru hep mavilik katsın arkadaş,ölümden uzak dur sevgiyle:)
YanıtlaSildemir özlü evet güzel tevafuk olmuş,
Silsana da arkadaş :)
sevgiler
senaryo değil miydi bu ya?
YanıtlaSilevet işte onu anlattım :)
SilTezer ozlu bana biraz melankonik geliyor
YanıtlaSiloldukça melankolik herbirengim :)
Sil