24 Eylül 2025 Çarşamba

En Sevdiğim Pastam, 2024


Tahran'da yaşayan yetmiş yaşındaki bir kadının hikayesi. 
Yaşlılık zamanlarındaki yalnızlık, ölüm, paylaşma hissini buruk bir şekilde anlatıyor. 
Bu hayat içinden geçerken, bir ülkenin rejimine ve kısıtlayıcı uygulamalarına da tanık oluyoruz. 
Her hikaye kuşkusuz, yaşanılan yerin toplumsal değerlerini, sınırlılıklarını da gözler önüne serer. 


Oslo, 31 August, 2011

Bu film de, bir madde bağımlısının başka bir yerden başlama arayışına odaklanır. 

Anders, kaldığı rehabilitasyon merkezinden izin alır. İş başvurusu yapmak ve ailesiyle, arkadaşlarıyla yakınlık kurmak için çabalar. Yeniden başlamak mümkün değildir evet. Peki, bağımlılıkların, hiçliğin hüküm sürdüğü bir alemde devam edebilmek ne kadar mümkündür? Anlamlandırmadan yaşayabilir mi insan? Hissetmemek son bulmak mıdır? 

*

Sevgiler.

10 Eylül 2025 Çarşamba

Dalmışsam Uyandırma- Bahar Uysal Karakuş

 


Yeni öykü kitabım,  Dalmışsam Uyandırma çıktııııı:)

Öykü dosyamı yayımlanmaya değer gören Yol Akademi'ye, kitabın iç düzenlenmesiyle ilgilenen Derviş Bey'e, kapak tasarımıyla ilgilenen Aslıhan Hanım'a, kapak fotoğrafını paylaşan kardeşim Mustafa Ünal'a, her koşulda sevgiyle yanımda olan kıymetli aileme ve yoluma sevecenlikleriyle ışık olan tüm iyi arkadaşlarıma teşekkür ederim.

*

Arka kapaktan:

İnsanoğlu yaşarken, iç dünyasıyla değişen dış dünya arasında sürekli bir bağ ve denge kurmaya çalışır. Peki ya bu denge bir anda sarsılırsa?

Bahar Uysal Karakuş, bu öykü kitabında, okuyucuyu hem tanıdık hem de fantastik dünyalara davet ediyor. Kimi zaman bir labirentte kaybolmuş bir kadının, kimi zaman savaşın gölgesinde köklerini bırakmış bir adamın, kimi zaman da depremin enkazında yitip gitmiş bir ruhun hikâyesini anlatıyor. Her öykü, varoluşsal yolculukların izleri, yokluğun gerçekçi yüzü,  hayal kırıklığı ve her şeye rağmen yeniden başlama temaları etrafında dönüyor. Yazar, insanın en zorlu anlarında bile içindeki gücü keşfetme çabasına odaklanıyor.

Sayfaları çevirirken, dünya günlüğüne eklenen pandemi ve geçim sıkıntısı gibi güncel sorunlarla yüzleşecek, bir kedinin ağaca çıkışından yaşam dersleri çıkaracak ve doğaya duyarlı, onu insanın eşsiz bir parçası olarak gören, incelikli bir ruha eşlik edeceksiniz. “Dalmışsam Uyandırma” sadece bir öykü kitabı değil, aynı zamanda insanın kırılganlığını, dayanıklılığını ve umut etme gücünü sorgulayan edebi bir yolculuk. Bu yolculuğa hazır mısınız?

**

Sevgiler.

5 Eylül 2025 Cuma

Artık Bensiz Asla- Maud Ankaoua


Kurmaca içine yedirilmiş kişisel gelişim kitaplarını seviyorum. Bu konuda öyle keskin sınırlarım, klişe ön yargılarım yoktur. Bu tarz kitapların yaşadığım olaylara, geçtiğim duraklara ve karmaşık durumlara karşı bir yanıt olduğunu düşünüyorum. Tabii bu tamamen kişisel bir yaklaşım. Kendimce geliştirdiğim kitap bağlantıları. Bu yazarın, okuduğum üçüncü kitabı. Kendine dönmeye, öz benlik sevgisi geliştirmeye dair uzanan tatlı bir yolculuk.

*

"İlahi plan bir deneyim yaşamak değil mi? Karşımızdakinin aynasında gerçekte olduğumuz kişiyi keşfederiz. En çok bu alanın içinde olduğumuz kişiyle tanışma, kendimize kim olduğumuzu hatırlatma ve kendimizi sevme fırsatı buluruz. Bu zor bir yol ve birbirinizin elini bıraktığınız her seferinde ya tek başına ya da birlikte acı çekersiniz. Bizler vücut bulmuş varlıklarız, ulvi özlemlerimiz var; ancak bunun yanında insani ihtiyaçlarımız da var. Aradığınız şeyin kendiniz olduğunu keşfetmediğiniz müddetçe bütün ilişkileriniz trajediye dönüşecektir." (s. 128)

"Hayatta her şey olması gerektiği gibidir ve evren 'bizim için' mükemmel bir biçimde işbirliği yapmaktadır. Şayet güçlüklerle karşılaşmasaydık, hiçbir şey yapmak istemez ve son derece konforlu bir alanda kalmaya devam ederdik. Bu nedenle hayat onunla rezonansa girinceye kadar bizi dürtüyor, ilk yaramızı kaşıyor ki artık dayanamaz hale gelip gerçekten anlamlı olana doğru yola koyulalım. Başka bir deyişle, bizi bu dünya üzerinde yapmaya geldiğimiz şeyi yapmaya götüren şey çocukluk acılarımız sonucu doğan yetenekler ve çok güçlü motivasyonlardır. Duygularımız ve öfkelerimiz bize gerçekleştirmemiz gereken dönüşüm çalışmasını gösterirler. Bir çocukluk yarasını bir anlam arayışına dönüştürmediğimiz sürece o yara içimizde büyümeye devam ediyor. Ve ne yayıyorsak onu geri aldığımız için de hayatımız boyunca o yarayla ilgili bilgiler almaya devam ediyoruz. Biz o yarayı kabul edip, temizleyip tıpkı simyacı gibi altına dönüştürene kadar da bu bilgiler bize ayna olarak gönderilmeye devam ediyor." (s.227-228)

"Bütün dikkatimi yaramın acısına verdiğimde ondan kaçıyorumdur ama ondaki ışığı görmeye başladığımda önüme beni heyecanlandıran sayısız fırsatlar çıkıyor ve ancak o zaman yeteneklerimin farkına varıyorum. Bize düşen bu iki kutbu uzlaştırmaktır. Sır bu." (s.231)

**

Sevgiler.