"Güneşle ay, denizle kara gibi biz de birbirimize yaklaşmakla görevlendirilmiş değiliz. Bizler, sevgili dostum, güneş ve ay gibiyiz, deniz ve kara gibi. Amacımız iç içe geçmek, birbirimize dönüşmek değil birbirimizi tanımak, birbirimizi gerçekte nasılsak öyle görüp buna saygı duymak, yani birimizin ötekinin karşıt ve bütünleyici parçası olduğunu bilmektir." (s.43)
"Ben tam bir uyanıklık içindeyim oysa sen yarı uyanıksın, hatta bazen uyuyorsun bayağı. Bana göre uyanık kişi, usunun ve bilincinin yardımıyla kendini, kendi öz varlığının en derin köşelerinde saklı us dışı güçleri, iç güdüleri ve güçsüzlükleri tanır, bunlarla nasıl başa çıkacağını bilir." (s. 44-45)
"Bizim düşünmemiz sürekli bir soyutlama, duyusal'a gözlerimizi kapama, salt ussal bir dünyanın kurulup çatılmasına yönelik bir girişimdir. Oysa sen özellikle kalıcı olmayanı, ölümlü'yü bağrına basıyor, dünyanın anlamını Ölümlü'de arıyorsun. Ölümlü'ye gözlerini kapamayarak kendini ona adıyorsun ve senin bu davranışınla ölümlü yüce bir değere kavuşarak Ezeli ve Ebedi'nin simgesine dönüşüyor. Biz düşünürler, dünyayı kendisinden soyutlayıp alarak Tanrı'ya ulaşmaya çalışıyoruz. Sen ise onun yarattığı dünyayı severek ve yeniden yaratarak Tanrı'ya yaklaşmak istiyorsun. Bunların ikisi de insanca, dolayısıyla yetersiz girişimlerdir; ama sanat daha çok bir masumiyeti ve saflığı içerir." (s.271)
"Senin kastettiğin gibi bir huzur arama bu dünyada. Bir huzur var, evet; ama içimizde sürekli yaşayıp bizden hiç ayrılmayan bir huzur değil bu. Ancak tek bir huzur var ki, onun da boyuna yeni savaşımlarla ele geçirilmesi, her gün yeniden savaşılarak kazanılması gerekiyor. Sen benim verdiğim savaşları görmüyorsun, ne bilimsel inceleme ve araştırmalarım sırasındaki savaşları biliyorsun, ne Tanrı'ya ibadet sırasındaki savaşlarımdan haberin var. Bunlardan haberin olmayışı da iyi bir şey. Bende gördüğün tek şey, senden daha az kaprislere kapılmam; buna da huzur gözüyle bakıyorsun. Ama gerçekte bir savaş bu, seninki de içinde olmak üzere doğru yolda sürdürülen her yaşam gibi savaş ve özveri." (s. 271-272)
*
Bu yaz okuduğum en iyi kitaptı!
Yaz okumaları kapsamında okuduğum diğer kitaplar:
- En Eski Yüz, Pelin Buzluk, 84 sayfa
- Bütün Öyküleri, Yusuf Atılgan, 121 sayfa
- Anaların Hakkı, Selçuk Baran, 95 sayfa
- Deliliğe Zarif Bir Giriş, Burçe Bahadır, 112 sayfa
- Fernando Pessoa'nın Son Üç Günü, Antonio Tabucchi, 55 sayfa
* *
Sevgiler.
Yazarın tek kitabını okumuştum ve merak ettiğim başka kitapları da var. Paylaşım için teşekkürler. :)
YanıtlaSil