22 Şubat 2020 Cumartesi

Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi, 2019


Bu filmi Büyülü Fener Sineması'nda izlemek istiyordum fakat zaman ve zemin şartları el vermeyince yine evde izledim :)

On sekizinci yüzyılda ressam Marianne'a; manastırdan henüz çıkan ve evlenmek üzere olan genç Heloise'in portresi sipariş edilir. Ancak ressam bu portreyi kızdan habersiz çizmelidir. Çünkü genç kız portresini çizdirmek istememektedir. Bu kısıtlama ressam için çok iyi bir gözlem gerektirir. Gözleme dayalı bu yoğunlaşma sonrasında izole bir aşka kanat açacaktır...

Orpheus miti üzerine inşa edilmiş filmin bu öyküsü; görmek, izlemek, bakmak, bakıp geçmek, bakan aynı anda bakılan olmayı anlatıyor. Bu hikayede, kadınların üstlerine yapıştırılan yaftalarından sıyrıldıklarını gördüm. Filmin odağı; iki kadın arasındaki yakınlaşma olarak görülse de, asıl olarak işlenen bence resmin, doğanın, şiirin, müziğin ve dostluğun bir aşkın üzerinden nasıl yorumlanabileceği.... Hem aşk, hem sanat yoğunlukta..  Portre çizimlerinin dışında Dali'nin resimlerindeki gibi absürt çizimler de var... 

Filmdeki bana göre en etkileyici sekans, kadınların şenliğe gittiği ve oradaki kadınlar tarafından seslendirilen tüyler ürperten melodilerle birlikte filme adını veren sahnenin belirmesi.... Yanarak kadınların var olma imgesi, çok düşündürücü...

" - Anneniz artık bensiz dolaşmanıza izin verecek. Tek başınıza vakit geçirebileceksiniz.
- Özgür olmak yalnız olmak mı demektir?"




2 yorum: