6 Kasım 2015 Cuma
Gece - Bilge Karasu
"Bir insanın bir insanı vurması, öldürmesi, genellikle, öfke, korku ya da baskıyla açıklanan, açıklanmak istenen bir iştir. Öfke, korku, baskı, kolaylıkla birbirine dönüşür, birbirinin kılığına girer; dışarıdan geleni içten, içten geleni dışarıdan gelirmiş gibi gözükür. Benin, benliğin altta kaldığı duygusunun, birer görünümüdür üçü de. Gecenin işçileri, hep altta kaldığı duygusuyla bunalmış insanlardan mı derlendi? Çocukluğundaki umacılardan kurtulamayan, sevdiklerini gönüllerince saramayan, etlerini istedikleri etle birleştiremeyen insanlar mıdır hep, bu işçiler?"
"İnsanlar, büyüklüğü de, büyüklüğün dokunulmazlığını da unutmuş durumdalar. Bir şaşkın cüceler dünyasında yaşadığımızı benden önce söyleyenler çok... Bizden önce... Eşitlik türünden saçmalar, bizi bu hale getirdi. Kuşkuya, işkile eşitlik mi olurmuş? Bir gün kurulabilecek tek eşitlik, olsa olsa ödevde, esleklikte, büyüklüğümüzün düşünde eşitliktir. Bize buyurana duyduğumuz sevgide eşitliktir."
"Biraz gizemli, biraz şiirli bir şey göster insanlara; unuttukları, gömdükleri duyguları, duyarlılıkları, içlilikleri biraz kışkırt; ne zamandır geride bıraktıklarına inandıkları birtakım çocukluk korkularını, kaygılarını, çekingenliklerini karıştırıp bulandır; ondan sonra da istediğini yaptır onlara."
"Bir yaşam belirsizliğidir bu. "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" dedirten, kişinin kendine yakın bulmadıklarının karşısında -gizli de kalsa- bir "oh olsun! Dikkat edeydi ya" duygusu bile uyandırabilen bir bilisizlik. Bir kafa yoksulluğudur bu. Okumasını öğrenmiş ama yaşamadığının farkına varamamışların, bir insanın birçok yaşamı yan yana sürdürebileceğini usu almayacakların yoksulluğudur bu; sokağa düşmenin, kötülüklerle burun buruna gelmenin kimi zaman biraz olsun azaltabildiği bir yoksulluk..."
"Oysa yazar, tanımı gereği, sözcükleri hem ortaklaşa kalıplarına dayandırmak, hem kendi dilini yazmak durumundadır. Yazdığı anda kalıp yaratıcısı haline gelir. Cambazlığı, ustalığı, bu ince iki teli, üzerinde yürüyebileceği biraz daha kalın bir tel haline getirmek midir? Biliyorum, yazar demekle pek belirsiz bir şey söylemiş oluyorum. Düşündüğüm, bir çeşit yazar, bir çeşit yazarlık yalnız. Her sözcük kolayca şişirilebilir. Dümdüz, düpedüz söyleyip anlatmanın gizini daha kimse çözmedi. Oysa "gece" şişirilmeden de, etkili bir sözcük olabilirdi. İçimizdeki hayvanı ürperten..."
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Gece gelip dilin üzerini de örttü mü ,artık baykuşlardan başka bir şey uçuşmayacak gecenin içinde,ya da yarasalardan başka...
YanıtlaSilBir kapıdan içeri itileceğim. Karanlığın içine. Gözlerimin karanlığa alışmasını beklemem boş belki de; herhangi bir ışık damlası, tozanı yok bu karanlığın içinde..
Silçok istiyorum bu kitabı okumak en merak ettiklerimden biri ve alıntıladıkların harika daha da perçinledi bu kitaba olan tutkumu
YanıtlaSilgece tüm ayrıntılarıyla işlenmiş ve öykü tarzına yakın bir anlatı.
Silumarım en kısa sürede okursunuz, sevgiler..:)
Eşitlik türünden saçmalar, bizi bu hale getirdi. Kuşkuya, işkile eşitlik mi olurmuş? Bir gün kurulabilecek tek eşitlik, olsa olsa ödevde, esleklikte, büyüklüğümüzün düşünde eşitliktir. Bize buyurana duyduğumuz sevgide eşitliktir." ne kadar da anlamlı...
YanıtlaSilkitapta buna benzer çok iyi bölümler vardı elsacım :)
Silİlk olarak siteniz çok güzel.sitenize destek olmak isterim benimde eğitim amaçlı sitem var reklam takası yada dost siteler bölümüne sizi ekleyebilirim eğer isterseniz iletşim için:ysn34ysn34@hotmail.com
YanıtlaSilhoş geldiniz :)
Silinceliğiniz için çok teşekkür ederim..
selamlar..
Çok güzel. Net cümleler, fikirler var, sevdim yazısını sanırım. Adı da bir sempatik geliyor yazarın, okuyacağım inşallah :)
YanıtlaSilben küçükken Trt de pazar günleri Hilmi Yavuz'la bir program yaparlardı o zamandan bu yana kendisini çok severim, umarım beğenirsin :)
SilHer bir cümle, her paragraf uzun uzun düşündürüyor insanı. Ne güzel ruhsal tahliller yapılmış Altı çizilecek ne çok cümle var.
YanıtlaSilöyle kıymetli kitaplardan biri..
Sil