"beni küçük su birikintileri büyüttü.
beni anlamak için su birikintilerine sor
su unutmaz: daireler çizerek dikkatle çalışır."
İlhan Berk
Ağustos... Kıvılcımlar saçan ve ateşlere gebe... Bir tek adını verdiği böceğe sevdalı, sıcağın en derin yeri... O yerde ilerledi çiçek elbiseli kadın. Düş yanığı kokan her yanını o çiçeklerin kokularıyla kapattı. Gün döndü çoktan ve ağır bir hava çöktü omuzlarına.
Havada uçan balıklar,
denizde ise yüzen kuşlar vardı.. Kıyıya vurmuş istiridyeler ve o
istiridyelerde saklı inciler... Sofrada ise aşıkların bağdan topladıkları
üzümler, bir kutuda da birikmiş şiirler vardı. Dileklerle uçurulan uçan fenerlere bakarak
gülüşen aşıkların sesi yansıyordu aya...
Söndürdü mumları. Saklanmış yüreğini yollara attı. Cebinde
kalan son acı kırıntılarını,
geçtiği yollara bıraktı. El salladı onlara. Arabanın
camından kollarını dışarı çıkarıp rüzgara dokundu. Rüzgarın saçlarını dağıtmasına
izin verdi.
Robert Schumann’ın karısı Clara Josephine Wieck için
bestelediği o şarkıyı açtı. Hiçbir şey düşünmeden sadece dinledi. Boşaltılmış
bir zihni ve boşaltılmış kalp odacıkları
vardı.
Yalan kelimelerin dağarcığına tünememesi için kaygılanırken,
antik bir beldenin antik yalnızlığına vuran gölgesi ile karşılaştı. Oteline
doğru yol aldı. Hazırlandıktan bir müddet sonra, tuzlu denize döktü kendini. Deniz yıldızlarından toka
yaptı saçlarına. Bir meleği yüzdürdü
denizde. Onun gözlerinde gördü sevinci…
O melekle yaptıkları kumdan kalelere sahte bir prenses
sakladı. Sonra denize bakan otel odasında, masum bir uykuya tebessüm eden o
meleğin yüzünde izledi dünyanın en güzel manzarasını.
Kitaplarının arasında biriktirdiği, kimsesiz, göz yaşı kokan yazılarını
alıp aşağı indi. Deniz kıyısında şarkı
söyleyenleri dinledi. Bir süre sonra onlardan uzaklaşarak yazdığı bütün kağıtları kumun üstünde bir
kibritle tutuşturdu. Yanan ateşin gölgesinde oturdu. Unutmak üzere, o külleri
kumun altına gömdü.
Lirik bir masaldan koparılmış bir müzik eşliğinde demlenen
sözcükler bütünüydü hayat. Ve tek başına danstı, yanık geçmiş kokan bir
kumsalda…
"Bir süre sonra, bir eli tutmakla bir ruhu zincirlemek arasındaki ince farkı öğrenirsin. Ve aşkın yaşlanmak, birlikte olmanın da güvende olmak anlamına gelmediğini öğrenirsin, Ve öpücüklerin sözleşme ve hediyelerin de vaat olmadığını öğrenmeye başlarsın, Ve yenilgileri başın dik ve gözlerin açık karşılamaya başlarsın, bir çocuğun üzüntüsü ile değil, bir yetişkinin zerafeti ile, Ve her şeyi bugünü düşünerek yapmayı da öğrenirsin çünkü yarın ile ilgili her şey belirsizdir. Bir süre sonra güneş ışığının yakıcı olduğunu öğrenirsin eğer fazla maruz kalırsan. Bu yüzden, başka birisinin sana çiçek getirmesini beklemeden kendi bahçeni yarat ve kendi ruhunu kendin süsle. Ve göreceksin ki dayanıklısın Ve kuvvetlisin Ve değerlisin..."
Veronica A. Shoffstall
Huzur duydum..
YanıtlaSilHoşgeldin:)
Silhuzurla ve güzel hayallerle..
O piti piti. Karamela sepeti. Terazi lastik... :)
YanıtlaSilHoş geldin :)
Umarım iyi zaman geçirmişsindir :)
Hoşbulduk,özledim çok
Silçok güzeldiii
:)
Nerenin altını üstüne getirdiniz acaba ablacığım :) :)
Silmersin sonra antalya,side
Sildağıttık valla:)
tek kelimeyle süperdi!
YanıtlaSilsevindim
Sil:)
Harika canım:)
YanıtlaSilMutluluk
Sil:)
tolga bunu çok beyendi:)
YanıtlaSilmavi de çok sevindii
Sil:)
Yanık geçmiş kokan kumsalın ne olduğunu iyi bilirim Maviizim.. Çok güzel bir anlatımdı.
YanıtlaSilyalnız olmamak o yollarda..
Silmutluluk duydum
:)
bu yazıyı zaman zaman dönüp yeniden okuyacağım
YanıtlaSilgeçtiğim yolları ve gömdüğüm anları gizli bir yere saklamışım gibi sanki.. zaman zaman çıkartıp bakıyor olacağım..
sevgili gab,
Silo anlar tebessüm bıraksın yüzüne
sevgiyle ve huzurla:)
İçim bi garip oldu...
YanıtlaSilBazen öğrendiklerimin kattıkları sayesinde güçlü olmak gücüme gidiyor, neden ben güçlü olmalıyım diyorum. Güçlü olmak neden bana düştü ki diyorum bu kadar insanın içinden,sonra kararıyorum ama bu karartı güç olarak geri geliyor yine kalkıyorum... Döngü müdür nedir :/
Ellerine sağlık,öperim kocaman!
Öğrenilmiş çarelerimiz olacak bir gün şebnemcim:)
Silben ümitliyim..
ben de öpüyorumm
sevgi, mavi hep sende kalsın:)
Son tümce birçok aptal kişisel gelişim kitabının da böğüre böğüre söylediği ve aslında sorgulanması gerek bir kavramı işaret ediyor. Değer ! Kime değer, kimde ve kimden değer ? Ve neden ? Düşün dur ....
YanıtlaSilHoşgeldin:)
SilÖnce kendine değer vermeli sonra hak edene diye sıradan bir cevap yazmak istemiyorum ama gerçek hayatta nedense hep öyle.
yalnız insanın o değeri hak edeni ayırt etme kısmı çok karışık:)
Çok beğendim.
YanıtlaSilHuzurlu ve mavili.
ben de çok sevindim
Sil:)
Ayyy süpersin :)
YanıtlaSilBomba gibi geldin, Hoş geldin :))
yaşasınn:))
Sil