10 Eylül 2025 Çarşamba

Dalmışsam Uyandırma- Bahar Uysal Karakuş

 


Yeni öykü kitabım,  Dalmışsam Uyandırma çıktııııı:)

Öykü dosyamı yayımlanmaya değer gören Yol Akademi'ye, kitabın iç düzenlenmesiyle ilgilenen Derviş Bey'e, kapak tasarımıyla ilgilenen Aslıhan Hanım'a, kapak fotoğrafını paylaşan kardeşim Mustafa Ünal'a, her koşulda sevgiyle yanımda olan kıymetli aileme ve yoluma sevecenlikleriyle ışık olan tüm iyi arkadaşlarıma teşekkür ederim.

*

Arka kapaktan:

İnsanoğlu yaşarken, iç dünyasıyla değişen dış dünya arasında sürekli bir bağ ve denge kurmaya çalışır. Peki ya bu denge bir anda sarsılırsa?

Bahar Uysal Karakuş, bu öykü kitabında, okuyucuyu hem tanıdık hem de fantastik dünyalara davet ediyor. Kimi zaman bir labirentte kaybolmuş bir kadının, kimi zaman savaşın gölgesinde köklerini bırakmış bir adamın, kimi zaman da depremin enkazında yitip gitmiş bir ruhun hikâyesini anlatıyor. Her öykü, varoluşsal yolculukların izleri, yokluğun gerçekçi yüzü,  hayal kırıklığı ve her şeye rağmen yeniden başlama temaları etrafında dönüyor. Yazar, insanın en zorlu anlarında bile içindeki gücü keşfetme çabasına odaklanıyor.

Sayfaları çevirirken, dünya günlüğüne eklenen pandemi ve geçim sıkıntısı gibi güncel sorunlarla yüzleşecek, bir kedinin ağaca çıkışından yaşam dersleri çıkaracak ve doğaya duyarlı, onu insanın eşsiz bir parçası olarak gören, incelikli bir ruha eşlik edeceksiniz. “Dalmışsam Uyandırma” sadece bir öykü kitabı değil, aynı zamanda insanın kırılganlığını, dayanıklılığını ve umut etme gücünü sorgulayan edebi bir yolculuk. Bu yolculuğa hazır mısınız?

**

Sevgiler.

5 Eylül 2025 Cuma

Artık Bensiz Asla- Maud Ankaoua


Kurmaca içine yedirilmiş kişisel gelişim kitaplarını seviyorum. Bu konuda öyle keskin sınırlarım, klişe ön yargılarım yoktur. Bu tarz kitapların yaşadığım olaylara, geçtiğim duraklara ve karmaşık durumlara karşı bir yanıt olduğunu düşünüyorum. Tabii bu tamamen kişisel bir yaklaşım. Kendimce geliştirdiğim kitap bağlantıları. Bu yazarın, okuduğum üçüncü kitabı. Kendine dönmeye, öz benlik sevgisi geliştirmeye dair uzanan tatlı bir yolculuk.

*

"İlahi plan bir deneyim yaşamak değil mi? Karşımızdakinin aynasında gerçekte olduğumuz kişiyi keşfederiz. En çok bu alanın içinde olduğumuz kişiyle tanışma, kendimize kim olduğumuzu hatırlatma ve kendimizi sevme fırsatı buluruz. Bu zor bir yol ve birbirinizin elini bıraktığınız her seferinde ya tek başına ya da birlikte acı çekersiniz. Bizler vücut bulmuş varlıklarız, ulvi özlemlerimiz var; ancak bunun yanında insani ihtiyaçlarımız da var. Aradığınız şeyin kendiniz olduğunu keşfetmediğiniz müddetçe bütün ilişkileriniz trajediye dönüşecektir." (s. 128)

"Hayatta her şey olması gerektiği gibidir ve evren 'bizim için' mükemmel bir biçimde işbirliği yapmaktadır. Şayet güçlüklerle karşılaşmasaydık, hiçbir şey yapmak istemez ve son derece konforlu bir alanda kalmaya devam ederdik. Bu nedenle hayat onunla rezonansa girinceye kadar bizi dürtüyor, ilk yaramızı kaşıyor ki artık dayanamaz hale gelip gerçekten anlamlı olana doğru yola koyulalım. Başka bir deyişle, bizi bu dünya üzerinde yapmaya geldiğimiz şeyi yapmaya götüren şey çocukluk acılarımız sonucu doğan yetenekler ve çok güçlü motivasyonlardır. Duygularımız ve öfkelerimiz bize gerçekleştirmemiz gereken dönüşüm çalışmasını gösterirler. Bir çocukluk yarasını bir anlam arayışına dönüştürmediğimiz sürece o yara içimizde büyümeye devam ediyor. Ve ne yayıyorsak onu geri aldığımız için de hayatımız boyunca o yarayla ilgili bilgiler almaya devam ediyoruz. Biz o yarayı kabul edip, temizleyip tıpkı simyacı gibi altına dönüştürene kadar da bu bilgiler bize ayna olarak gönderilmeye devam ediyor." (s.227-228)

"Bütün dikkatimi yaramın acısına verdiğimde ondan kaçıyorumdur ama ondaki ışığı görmeye başladığımda önüme beni heyecanlandıran sayısız fırsatlar çıkıyor ve ancak o zaman yeteneklerimin farkına varıyorum. Bize düşen bu iki kutbu uzlaştırmaktır. Sır bu." (s.231)

**

Sevgiler.

31 Ağustos 2025 Pazar

Anatomy of a Fall, 2023



Bir Düşüşün Anatomisi, hikayesini beğendiğim ödüllü bir Fransız filmi. Başarılı bir yazar çiftimiz var. Kadının kocası evlerinin yüksek bir yerinden düşer ve ölür. Bu bir intihar mıdır yoksa bir cinayet midir? Sırlı ölümün ardından kadın, kocasını öldürmekle suçlanır. Derin soruşturma ve olayın detaylı analizinde çiftin çalkantılı ilişkileri su yüzüne çıkar. Melekler ve iblisler iş başında. Bu ilişkinin arka planında baskı, zayıflık ve yenilgi vardır. 
Çiftin görme engelli oğulları bu mahkeme dramasında, evlilik geriliminde nasıl bir tanık olacaktır?

*
Friends dizisinin ikinci sezonunu bitirdim. Bu ara Jacques Brel ve İlhan Şeşen'i çok dinledim. Sıfırdan Yoga ve Harekete Geç yoga derslerimi bitirdim. Yaklaşık altmış saat. Evdeki ayrıntılı temizlik harekatını şimdilik sonlandırdım:)

**
Sevgiler.


25 Ağustos 2025 Pazartesi

Narziss ve Goldmund- Hermann Hesse

 


"Güneşle ay, denizle kara gibi biz de birbirimize yaklaşmakla görevlendirilmiş değiliz. Bizler, sevgili dostum, güneş ve ay gibiyiz, deniz ve kara gibi. Amacımız iç içe geçmek, birbirimize dönüşmek değil birbirimizi tanımak, birbirimizi gerçekte nasılsak öyle görüp buna saygı duymak, yani birimizin ötekinin karşıt ve bütünleyici parçası olduğunu bilmektir." (s.43)

"Ben tam bir uyanıklık içindeyim oysa sen yarı uyanıksın, hatta bazen uyuyorsun bayağı. Bana göre uyanık kişi, usunun ve bilincinin yardımıyla kendini, kendi öz varlığının en derin köşelerinde saklı us dışı güçleri, iç güdüleri ve güçsüzlükleri tanır, bunlarla nasıl başa çıkacağını bilir." (s. 44-45)

"Bizim düşünmemiz sürekli bir soyutlama, duyusal'a gözlerimizi kapama, salt ussal bir dünyanın kurulup çatılmasına yönelik bir girişimdir. Oysa sen özellikle kalıcı olmayanı, ölümlü'yü bağrına basıyor, dünyanın anlamını Ölümlü'de arıyorsun. Ölümlü'ye gözlerini kapamayarak kendini ona adıyorsun ve senin bu davranışınla ölümlü yüce bir değere kavuşarak Ezeli ve Ebedi'nin simgesine dönüşüyor. Biz düşünürler, dünyayı kendisinden soyutlayıp alarak Tanrı'ya ulaşmaya çalışıyoruz. Sen ise onun yarattığı dünyayı severek ve yeniden yaratarak Tanrı'ya yaklaşmak istiyorsun. Bunların ikisi de insanca, dolayısıyla yetersiz girişimlerdir; ama sanat daha çok bir masumiyeti ve saflığı içerir." (s.271)

"Senin kastettiğin gibi bir huzur arama bu dünyada. Bir huzur var, evet; ama içimizde sürekli yaşayıp bizden hiç ayrılmayan bir huzur değil bu. Ancak tek bir huzur var ki, onun da boyuna yeni savaşımlarla ele geçirilmesi, her gün yeniden savaşılarak kazanılması gerekiyor. Sen benim verdiğim savaşları görmüyorsun, ne bilimsel inceleme ve araştırmalarım sırasındaki savaşları biliyorsun, ne Tanrı'ya ibadet sırasındaki savaşlarımdan haberin var. Bunlardan haberin olmayışı da iyi bir şey. Bende gördüğün tek şey, senden daha az kaprislere kapılmam; buna da huzur gözüyle bakıyorsun. Ama gerçekte bir savaş bu, seninki de içinde olmak üzere doğru yolda sürdürülen her yaşam gibi savaş ve özveri." (s. 271-272)

*

Bu yaz okuduğum en iyi kitaptı!

Yaz okumaları kapsamında okuduğum diğer kitaplar:

- En Eski Yüz, Pelin Buzluk, 84 sayfa

- Bütün Öyküleri, Yusuf Atılgan, 121 sayfa

-  Anaların Hakkı, Selçuk Baran, 95 sayfa

- Deliliğe Zarif Bir Giriş, Burçe Bahadır, 112 sayfa

- Fernando Pessoa'nın Son Üç Günü, Antonio Tabucchi, 55 sayfa

* *

Sevgiler.

18 Ağustos 2025 Pazartesi

Ikiru, 1952


"Yaşamak" Japon film yönetmeni Akira Kurosava’nın önemli filmlerinden biri. Onun Raşomon ve Dreams adlı filmlerini de izlemiştim. 

Filmin konusunu, yaşadığı bir rahatsızlık yüzünden doktora giden, mide kanserinin kendisine bir yıldan az ömrü bıraktığını öğrenen Tokyo'lu bir bürokratın varoluşsal yolculuğu oluşturur. Kahraman, yaklaşan ölümüyle uzlaşmak için mücadele eder. Kalan son günlerini anlamlı kılmanın farklı yollarını arar. Genel olarak değerlendirdiğimde, bu eski yapımda sinematik bir yüceltme yok hatta oldukça karanlık. Adamın bakışları ürkütüyordu beni. Ama filmi yoğunlaştığı tema bakımından beğendim. 

*

Friends'in ilk sezonunu bitirdim. 


**

Sevgiler.

6 Ağustos 2025 Çarşamba

Vahşi Kadınlar- Aoko Matsuda



Alanya'da tatil yaptığım sıralarda bitirdiğim kitaptır. Bu eserde yer alan öykülerde, geleneksel Japon tiyatro ve performans sanatları olan kabuki ve rakugo eserlerine konu edilen Japon hayalet öykülerinden, kahramanlarından ilham alınmış. Her öykünün başında ilham alınan eserin özeti yer almaktadır. Her hikayede kahramanlar bir hayaletle karşılaşmaktadır.

*
 "Hiçbir talihsizliğin yaşanmadığı bir hayat yoktur." (s. 19)

**
Bitirdiğim bir  diğer eser:

- Beyaz Kitap, Han Kang, 143 sayfa

Tatil dönüşü arka planda, bakanlığın projelerindeki revize çalışmalarım devam etti. 

***

Sevgiler.