" Aşkın Celladı, Tecavüz Yasal Olsaydı, Şişman Bir Hanım, Yanlış Çocuk Öldü, Benim Başıma Geleceğini Hiç Düşünmemiştim, Usulca Gitme, İki Tebessüm, Üç Açılmamış Mektup, Terapide Tek Eşlilik, Sahibini Arayan Düşler " şeklinde sıralanmış on adet psikoterapi öyküsünden oluşuyor.
İçerik kısmına dalacak olursak: yazgı ve varoluş acısı, yas, kabul görme, hastalıklı aşk, yaşam amacını yitirme, kaygılar ve korkular...
Bu tarz kitaplar, günümüzde oldukça popüler. Yaşanmış hikayelerin yer aldığı yerli diziler de fazlaca türedi. Bu yaygınlık genel olarak kalıp bir yargı oluştursa da Yalom ayrıdır benim için. Böyle kitapları okumak bireysel olarak, kendi içsel dünyama ışık tutuyor, kozmik bir bakış açısı edinmemi, var oluşumun derinliklerindeki duyguları, düşünceleri bilir kişi tarafından yorumlamamı sağlıyor...
***
"Anne ve babayı ya da çok eski bir arkadaşı kaybetmek çoğu kez geçmişi kaybetmektir: ölen kişi çok eski dönemlerin değerli olaylarının yaşayan tek tanığı olabilir. Ama bir çocuğu kaybetmek geleceği kaybetmektir: kaybedilen, kişinin yaşam projesinin ta kendisidir- ne için yaşadığı, gelecekte kendini nasıl tasarladığı, ölümü aşmayı umut edebileceğidir- insanın çocuğu aslında onun ölümsüzlük projesidir."(s.157-158)
"Zorunlu meşguliyetler çoğu kez büyük kayıplara uğrayanların dostu olup yas döneminin ilk safhalarında ilgiyi başka taraflara çekmek gibi hayırlı bir iş yaparlar."(s. 206)
"Depresyona her gömülüşünde tekrar tırmanıp yukarı çıktığını anımsa. Depresyonun iyi bir yanı-tek iyi yanı- her zaman sona ermesidir."(s. 253)
"Bir yaşam hiçbir zaman yanlış bir patika yüzünden ters gitmez; ana yol yanlış olduğu için ters gider."(s.264-265)