"İnsan şehirde kalabalık içinde yalnız olabilirdi ve şehri şehir yapan şey de zaten kalabalık içinde insanın kafasındaki tuhaflığı saklayabilme imkânıydı.
Kafamda bir tuhaflık var, ne yapsam bu alemde yapayalnız hissediyorum kendimi.
Hayatın vereceği huzur ve güzellik ancak hayatından uzakta başka âlemleri düşlerken ortaya çıkıyordu.
Niyetinin ne olduğunu göstermeden kısmetinin ne olduğunu bilemezsin.
Toplumların hayatını belirleyen önemli şeyler insanların birbirlerine benzeyen yanlarından değil benzemeyen yanlarından çıkıyordu.
"Her gece sokaklarda uzun uzun yürümek artık mesleki bir alışkanlıktan çok bir ihtiyaç olmuştu. Gece sokaklara çıkıp uzun uzun yürümezse kafası, hayal gücü, düşünceleri zayıflıyordu."
İyi bir eğitim zengin ile fakirin farkını ortadan kaldırır.
Siyasetin aşırısında yapmacıklı bir şey vardı.
Her şeyle alay edenler ne gerçekten âşık olabilir ne de gerçekten Allah' a inanabilir. Çünkü onlar mağrurdur. Oysa âşık olmak Allah' ı sevmek gibi öyle ilahi bir duygudur ki insanın tek bir takıntısı kalmıyor..
Sokaklardaki dünya okuldakinden çok daha büyük ve sahiciydi."
*****
Kitap, yedi ana bölümden oluşuyor. Kitabın başlangıç kısmında, yoğurtçu ve bozacı Hasan Aktaş; Mustafa Karataş Kardeşlerin aile soy ağacına yer veriliyor. Bu soy ağacı başta gözünüzü korkutup kitabı bir süre öylece bir yerlerde bırakmanıza neden olsa da, bir süre sonraki cesur başlangıç kitabın doyumsuz yolculuğunda eşsiz dakikalara çağırıyor okuyanı. Son bölümde de, karakter dizini ve kronoloji yer alıyor.
Günümüzde kaybolmaya yüz tutmuş, teknolojiye yenik düşmüş mesleklerden Bozacılık ve yoğurtçuluk gibi meslekleri, İstanbul'a göç eden ailelerin profilini tercih etmek, çok iyi bir hikaye seçimi olmuş. 1969 ve 2012 yılları arasında İstanbul'da birçok iş yapan kahramanımız Mevlut, bir yandan sokakların değişimini, şehrin yeniden inşa edilmesini büyük bir şaşkınlıkla izlerken, ülkenin de içinden geçtiği durumlardan, siyasi çatışmalardan payını alır. Onu dışarıdaki dünyadan alıkoyanın, kafasındaki bu tuhaflığın sırrını bulmaya çalışır. Uzun kış gecelerinde sokaklarda gezerek boza satarken birçok görüntünün dışında aşkını sorgular, kimliğini sorgular. O gecelerin ardındaki gizli hayatı okuma dersleri hiç sonlanmaz.
Aşkta insanın niyeti mi önceliklidir, kısmeti mi? Mutluluk ya da mutsuzluk bizim tercihlerimize mi bağlıdır yoksa bizim yazgımızda var olupta, bizim dışımızda mı meydana gelir?
Elinizde herkesin bildiği bir hikaye vardır, şehir hayatının çatışmasını yaşayan bir ailenin öyküsüdür bu. Herkes bilir, tarihten, filmlerden, veyahut belgesellerden. Ancak bir hikayeyi alıp, karakterlerin içsel dünyalarını, dışsal dünyalarını doğru yansıtmak okuyucuyu o yolculuğun içine sürüklemek, günlerce onunla yatıp onunla kalkmasını sağlamak iyi yazar olmanın önemli koşullarından biridir sanırım. İşte Orhan Pamuk'un sanatı burada ortaya çıkıyor.
Keyifli okumalar.
Orhan Pamuk okumak benim ruhumu yoruyor ama öyle güzel yorumlamışsınız ki okuyasım geldi. Kaleminize sağlık... Sevgiler....
YanıtlaSilbu kitabı rahat okunanlardan,
Silsevgiler <3
Benim sonuna kadsr okuyup üstelik de beğenebildiğim yegâne Orhan Pamuk kitabı :)
YanıtlaSilokunabilirlik düzeyi yüksek,
Silsevgiler<3
hayranım sana hızına kitap kurdum benim :)
YanıtlaSilakıcıydı elsacım,
Silsevgiler <3
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Çok geç başladığım yazarlardan ancak bu kitabın etkisiyle çok kitabını okudum :)
YanıtlaSilPamuk'a başlangıç için iyi bir kitap seçimi olur,
Silsevgiler<3
Içinde Istanbul geçen güzel bir kitaptı. Sevmiştim. ☺
YanıtlaSilİstanbul'u ne güzel anlatıyor,
Silsevgiler <3
Kendimi kınıyorum bazen, Orhan Pamuk kitaplarını okuyamıyorum. Sanki kitap bir türlü ilerlemiyor.
YanıtlaSilAncak bu tanıtım çok güzel olmuş Bahar. İnsana okuma isteği aşılıyor.
Sevgiler.
bu kitabını tavsiye ediyorum öğretmenim,
Silteşekkür ediyorum,
sevgiler <3
ben de çok sevmiştim bu kitabı, uzun süre etkisinde kalmıştım, hatta okumamın üzerinden o kadar uzun zaman geçtiği halde ne zaman bir bozacının bağrışını duysam aklıma geliyor Mevlut, keyifli okumalar:)
YanıtlaSilMevlut karakteri iyi bir seçim olmuş :)
Siliyi okumalar, sevgiler <3
Güzeldi. Okuduğum sıralar Bursa'da kar yağıyordu lapa lapa. O günleri hatırladım. :)
YanıtlaSilBu arada Masumiyet Müzesi'ni okumadıysan öneririm. Genel anlamda Orhan Pamuk kitaplarını ben de sevmem. Gel gelelim, postun konusu kitap ve Yeni Hayat'tan da fazla keyif alarak okuduğum kitabıdır yazarın. Benden demesi efenim. ;)
Sevgiler...
her kitabın bir mekanı oluyor.
SilOnu da okuyayım, peki :)
sevgiler <3
İyi misin diye sorayım dedim.
YanıtlaSiliyiyim teşekkür ederim, koşuşturmaca.. evimize yeni katılan bir miniğin yoğunluğu ondan yazamadım, sevgiler <3
Sil