21 Temmuz 2025 Pazartesi

Saye-i Nar-ı Cüda- İnci Öztürk


Karadeniz bölgesinde geçen roman iki ana bölümden oluşuyor. Birinci bölümde, kahramanların geçmişe dönük yaşantılarını okudum. İkinci bölümde, geçmişle beraber şekillenen olayları. Ahmet ve Zeynep'in, gençlik yıllarında filizlenen aşkını gölgeleyen hazin olayların izlerinde yürüdüm. Yalın ve açık bir dille anlatılan, bu akıcı romanın  içinde geçmişin yükünü, acılarını, zorluklarını, aşklarını ve kahramanların çetin şartlarla mücadelelerini gördüm. Kitabın bazı kısımlarında, karakterlerin iç dünyaları büyük yazarların özdeyişleriyle bütünleştirilmişti. Bu harmanlayış ve Zeynep'in defterine düştüğü notlar hoşuma gitti. 

Bazı aşklar ne kadar köklü olursa olsun, kaderin bitmek bilmeyen oyunları o aşkın içine nar-ı cüda düşürür. Nar-ı cüda, ayrılık ateşi. O ayrılıklar mı böylesi aşkları unutulmaz kılar? Bu doğrusu, derin bir muammadır.

*

"İnsanların doyumsuz olduklarını, ellerindekiyle yetinmediklerini gördüğümde anladım. İnsanlara neler yaşattıklarını, kendi çıkarları uğruna karşılarındaki insanları nasıl harcadıklarını... İşte o anda sen geliyorsun aklıma. Karşımda olsan sana anlatırdım olanları mesela. Yahut anlatmaz yanında susardım saatlerce ve sen, konuşmasam bile anlardın beni. Ya da anlamazdın bilmiyorum. Acaba senelerce ben mi anladığını düşünmüştüm? İçimde alazlanan yangınlarımın hiçbirinin senle alakalı olmamasını dilerdim. Benim nezdimde yaşanacak bir sevda değildin elbette bundan sonra. Bizim sevdamızın bir masumiyeti vardı. Ya da ben mi öyle sanmıştım? İçinde yalan barındıran şeyler gerçek olabilir mi? Şimdi çalakalem yazdığım cümleler, satırlar, paragraflar var. Yeter mi anlatmaya olanları? Hani, diyorum, çıksan bir köşeden, otursan usulca yamacıma. Öylece sussak sonsuza kadar. Yeter mi içine düştüğüm yangınları söndürmeme? Ya da en iyisi mi sen hiç karşıma çıkma, böylesi daha iyi..." (s.103)

**

Sevgiler.

13 Temmuz 2025 Pazar

Coda, 2021

İşitme engelli bir ailenin duyan tek üyesi Ruby'dir. 

Ruby, ailesine balıkçılık işinde yardımcı olurken, bir yandan da müziğe olan tutkusunu keşfeder. 
Şarkı söyleme yeteneğini geliştirmek ve bir müzik okuluna gitmek ister. Ancak ailesine karşı sorumlulukları da vardır. 
İki uç arasında gidip gelen bir gencin müzikle dolu yolculuğunu, beğendim:)

*

Dexter'ın sekiz sezonunu da bitirdim. 


**
Sevgiler.








11 Temmuz 2025 Cuma

Ressamın İsyanı- Gündüz Vassaf


Altı yüz yetmiş iki sayfalık kitabın merkezinde, on altıncı yüzyıl resmine farklı bir yön veren Caravaggio'nun resimleri var. Roman dört bölümden oluşuyor: Birinci Kitap: Ortigia, İkinci Kitap: Lara, Üçüncü Kitap: Yolda, Dördüncü Kitap: Procida. 

Romanın ana karakteri ressamın "Azize Lucia'nın Gömülüşü" resminden etkilenir ve onun hayatının, resimlerini izini sürer. Caravaggio onun hipnozu, makberi, dirilişi, uyanışı, rüyası, sorgulayışı ve büyük arayışı olur. Yollarda kendini gömer, yolun sonunda başka bir durakta yeniden hortlatır. Saat sınırlamalarıyla daralır, hayaller kurar. Saliselik serbest çağrışımlarla güneşte fırtınalar koparır, efendim kültür kevgiri olur, dinlerden huzursuz yakınmalara gark olur. Ülke ülke, kültür turizmini canlandırırken aslında kendi hayatının, kendi arayışlarının peşine düştüğünü ayrımsar. Lara ile aşkın kimyasını, simyasını anlar. Gündelik ilişkileri de fast food hızıyla tüketir ama Lara hep vardır.

Yazar, yedi yılda tamamlamış bu eseri. Başlangıçta da okurun demlenerek okumasını salık vermekte. Öyle okumaya çalıştım. Çok gezdi benimle. Alıntıların bir kısmını defterime yazdım, bir kısmı da burada dursun istedim.

*
"Ölümü düşünerek yaşayacağına, yaşadığını düşünerek öl," dememe kızmıştı. Ölümünü yaşarken yaşatıyordu. O yaklaştığını hissettiği ölümün bencilliğinde, ben acısıyla yüzleşmememin korkaklığında, günlük yaşamımıza toz kondurmamayı oynadığımızın farkında mıydık? Farkında mıydık, ölümünün kokusunu alan ben, soğuk havada kaşkolünü almasını hatırlatırken, ölümünün aynası olduğumun? (s.586-587)

"İyi okur kendini yazara kaptırmaz. Kabul ediyorum, romancı masal anlatıcısıdır. Ama masallar, dünyamızdan kaçıp soluklanma yeri olmakla sınırlıysa düzenin afyonu olmaktan ne farkı var."(s. 522)

"Yol özgürlük. Evinde tekrarlıyorsun kendini. Kahvaltın aynı. Yatağın aynı. Perdelerle örttüğün pencerenden manzara aynı. Yol arkanda bıraktığın, vardığında yenileriyle karşılaşacağın problemlerden uzak. Yaptıklarını, yapmadıklarını, yapacağını sandıklarını gözden geçirmek. Arafta olmak. Peki ben ne halt ediyorum? Caravaggio peşinde kendimi kovalıyorum. Yalan!" (s.584)

**

Bu süreçte okuduğum diğer kitaplar:

- Bir Haftada Sabahattin Ali, 127 sayfa
- Mavi Zamanlar, Mavisel Yener, 198 sayfa
- Sarkaç, Şengül Can, 93 sayfa

***
Sevgiler.


26 Haziran 2025 Perşembe

KE ÇOCUK, sayı 18


 Kaju, güzel bir arkadaşımın kedisinin adı. Onun maceralarını yazmaya, kızım Öykü'nün dünyasından esinlenerek başladım. Derginin eve geldiği bir gün Öykü'ye, Kedicik Kaju'nun hikayelerini bir seri mi yapsam? diye sordum. Evet anne çok tatlı olur, dedi. 

Bir gün ajandasına onunla ilgili kendisi de hikayeler yazmaya başladı. Bunlardan birini bilgisayar ortamında yazdım ve dergiye gönderdim. Ona söylemedim tabii. Dergide ilkokul öğrencilerinin eserlerine yer veriliyor. Hikayesi yayımlanırsa ona bir sürpriz olsun istedim. Bu sayıda, onun hikayesini görünce hemen haber verdim ve çok sevindi. 

Bu sefer kızım Öykü'nün çocuk hikayesi dergi günlüğümde yerini alsın:)

Sevgiler.



16 Haziran 2025 Pazartesi

A Real Pain, 2024




Gerçek Acı. Kişilik olarak birbirine zıt iki kuzen. Soykırımdan kurtulan merhum büyükannelerini onurlandırmak için Polonya'ya doğru bir seyahate çıkarlar. İşin aslı, küçük bir grupla, rehber eşliğinde gerçekleştirilen bu gezi pek de iç açıcı değildir. Çünkü içinde toplama kampları, yok edilen nesiller vardır. Geçmişin ayak izlerinde yürümek, hayatın başkalaşan yüzleriyle karşılaşmak demektir. Buna hazırlıklı olmak gerekir. Bu trajik yolculuk, kimlik ve aile ilişkilerinin karmaşıklığı, hafıza, anılar, gelenek ve görenekler, farklı kültür kalıntılarıyla bütünleşir. Bu zamansal deneyim ve kısa yolculuk, fena değildi.

*

Dinlediğim bir şarkının beni götürdüğü "Her şey Çok Güzel Olacak" adlı 1998 yapımı Türk filmini de izledim. Böylelikle dillere pelesenk olan, Bilemiyorum Altan'ı da tanıdım. Cem Yılmaz filmlerini ara ara izlerim. 

**

 Dexter'ın üç sezonu da bitti.

***

Sevgiler.

26 Mayıs 2025 Pazartesi

Albaya Mektup yok- Gabriel Garcia Marquez



Gabriel Garcia Marquez'in 1957 yılında yazdığı uzun bir öykü, Albaya Mektup Yok. 
Vatanı uğruna savaşmış, yıllarca hizmet etmiş yaşlı bir askerin emeklilik hayatı. 
Gelmek bilmeyen emekli aylığı, zorlayıcı hayat şartları, hasta bir kadın, ölmüş bir evlat, kucağında dövüş horozuyla sabırla bekleyen albay...
*
"Umut karın doyurmaz.” dedi kadın.
"Karın doyurmaz ama insanı ayakta tutar." diye yanıtladı albay.

"Hayat şimdiye dek icat edilen en güzel şey."

"İnsanın nankörlüğü sınır tanımaz."

**

Gelelim geçen günlerde yoluma eşlik eden diğer kitaplara:
- Mozart'ın Nasırlı Elleri, Ayşe Hicret Aydoğan, 56 sayfa
- İnsanlığımı Yitirirken, Osamu Dazai, 159 sayfa
- Dünyayı Sırtında Taşıyan Balık, Özgür Balpınar, 175 sayfa

***
Sevgiler.

17 Mayıs 2025 Cumartesi

Perfect Days, 2023


Tokyo'da umumi tuvaletleri temizleyen Hiroyama'nın günlük rutinleriyle akan film, sıradanlığın içindeki huzuru keşfetmeye davet ediyor seyircisini. Her sabah aynı saatte uyanan, Bonsai ağaçlarıyla ilgilenen, fotoğraflar çeken, eski müzik kasetleri dinleyen, kitaplar okuyan kahramanın yaşamı, hızlı akış içinde görülemeyeni ne kadar görebiliriz sorusunun yanıtını veriyor. Yaşamak denilen eylemin, sadelikte olduğunu yansıtması bakımından beğendim filmi, çalan şarkılar da çok tanıdıktı. 

İnsanın ne olursa olsun göğe bakma durakları olmalı değil mi? Haydi göğe bakalım!

*

Dizi olarak Dexter'a başladım. Devam edersin yaaa:)

**

Sevgiler.






6 Mayıs 2025 Salı

Edebiyatist, sayı 59


 Edebiyatist 59. (Mayıs- Haziran) sayısında yeni öykümle...

2 Mayıs 2025 Cuma

Oppenheimer, 2023

 


Dram, tarih, biyografi filmidir.
Atom bombasının babası olarak kabul edilen J. Robert Oppenheimer'ın hayat hikayesini anlatır. Atom bilgini hidrojen bombasının üretimini engellemekle ve devletin çıkarlarını gözetmemiş olmakla suçlanır, hakkında soruşturma açılır. Hiroşima'ya ve Nagazaki'ye ölümcül icadını oluşturma süreci, ailesi hakkında açılan soruşturmalar, ilişkileri, hakkında açılan soruşturmalar, nükleer silahlanma yarışına karşı oluşu v.s. ayrıntılı bir şekilde aktarılır. 

Uzun filmleri, şu ara üzerimde fazlaca hissettiğim zaman baskısı münasebetiyle, dizi gibi part part izleyebiliyorum, bu filmi de öyle izleyebildim.

- Gaslight (Işıklar Sönerken) 1944 yapımı bu eski filmi de izledim. Narsistlik temalı filmler içinde ilk beşte yer alıyor. 

- Breaking Bad, 2008. Bu beş sezonluk diziyi de akıcılığı ve hikaye anlatıcılığı için izledim. Uzun soluklu dizi izleyemezdim ama bu diziyi izleyebildim:)

*
Sanatçı buluşmalarında keşfettiğimiz  eskilerden The Carpenters grubunun şarkılarını sık sık dinledim.  Onların şarkılarından güncel bir cover... 

**
Sevgiler.







25 Nisan 2025 Cuma

Ölüm Yaşamın Mührü- Berna Köker Poljak


"1999 yılında ölen ünlü Hint mistiği Eknath Easwaran, kırk yıl boyunca Berkeley Üniversitesi'nde; önce İngiliz Edebiyatı sonra da meditasyon öğrenmişti; ruhsal rehberi olan büyükannesinin ona çok yalın ama önemli bir ders verdiğini söylemişti. O daha çocukken aile üyelerinden birinin ölümüyle derinden sarsıldığında, büyükanne onu büyük, tahta bir sandalyeye oturtmuş ve bütün gücüyle buna tutunmasını söylemişti. Sandalyenin kollarına sıkı sıkı tutunmuş ama büyükannesi yine de oradan kopartıp almıştı onu. Üstelik direndiği için elleri acımıştı. Büyükannesi bu sefer de sandalyede rahatça, direnmeden oturmasını söylemişti. İşte o zaman torununun canını yakmadan, sevgiyle kucağına almış ve "işte ölümle yaşanan da budur. Nasıl gideceğine karar vermek senin elindedir. Bunu hiç unutma." demişti. " (Atlıkarıncada Bir Tur Daha, Tiziano Terzani) 
*
Okuduğum diğer kitaplar:

- Çocukluk Ormanına Altı Olta, Elif Nur Aybaş (70 sayfa)
- Körler Ülkesi, H.G. Wells (62 sayfa)
- Bilinmeyen Adanın Öyküsü, Jose Saramago (58 sayfa)
**
Sevgiler.



25 Mart 2025 Salı

Maudie, 2016


Maudie, gerçek bir yaşam hikayesine dayanan biyografik drama filmi. Artrit hastası olan, yetenekli halk sanatçısı Maud Lewis'in yaşamını anlatır. Maud, fiziksel engellerine, kendisini önemsemeyen insanlara rağmen içindeki dünyayı resimlerine yansıtır. Münzevi bir balıkçıyla hayatını birleştirir. Sorumluluklarını yerine getirmenin yanı sıra resim yapmayı hiç bırakmaz. Kendini bulduğu bu sanat dalı, zamanla çevresi tarafından fark edilir. 

Sanat tutkusuyla harmanlanmış bir yaşam mücadelesinin ayak izlerinde yürümek isteyenlere...

23 Mart 2025 Pazar

Maviye İz Süren 'e Dair XXIII


Yaşama dair ince duyarlılığını, geniş bilgi birikimini; kıymetli yazılarına ve şiirlerine yansıtan, iyi kalpli Makbule Öğretmenim, kitabımla ilgili güzel bir paylaşım hazırlamış.

Çok teşekkür ediyorum.

https://ucunkuslar.blogspot.com/2025/01/maviye-iz-suren-bir-kitap-tantm-bahar.html

Sevgiler.


14 Mart 2025 Cuma

Fil Yası - Serpil Canalan


Filler yas tutarken farklı sesler çıkarırmış. Bulundukları yerde bir ölümün ardından alçak homurtular, tiz çığlıklar yükselirmiş. Bu çığlıkları duyanlar pek ayırt edemezlermiş. Çünkü yitimin en derin sesini yalnızca o yitimi yaşayanlar bilirmiş. Her filin dışa vurumu da aynı olmasa gerek. 

Fil Yası, fillerin değil, insanların, özellikle kadınların evrendeki varoluşsal yerini, karşılaştıkları sınırlarını, zorluklarını, kabul ettirmekte güçlük çektikleri otantik benliklerini, bu uğurda yitirdiklerini, insanca duyumsayabilmeyi ince ince işleyen bir öykü kitabı. Dile oldukça hakim ve kurmacanın incelikleriyle fazlaca hemhal olmuş değerli bir kalemden özenle sunulmuş. Bir yerde: "Ben sadece ben olmalıydım ve anlamıştım ki "ben" olarak doğulmuyordu "ben" olunuyordu." Öykülerin nüvesini bu "ben" olabilme ve tükenmeyen umut etme çabası oluşturuyor. Öyküler şu şekilde sıralanmış: Güvercini Sevmek İçin Sansarı Öldürmek, Sahibinden Satılık Geçmiş, Cemile Karası, Eşikte, Delinin Zoru, Kağıtkadın, Kelimelerin Yetişemediği, Karga Sesinde Bir Nefestir Şimdi Ölüm, Başka Hikaye, Bir Sevda Marazı ya da Sekel. Genel olarak öykülere verilen adların o öyküye giriş yapılan bir kapı olduğunu var sayarsak, içerikle örtüşen oldukça yerinde isimlerle ve derin duyuşlarla örülmüş dünyalar olduğunu söylemem mümkün.

"İçimde koşan bir at var yetişemediğim..."

"Madem yetişemiyorsun koşmayı konuş" 

Bu bir yarış atı değil sevgili okur, bu telaşlı yaşam koşusuna hevesli bir at. Hani insan hareket etmeden yaşadığını hissetmezmiş ya, işte o hesap yaşadığını hissetmenin, kendince var olabilmenin sancılarını, kıvılcımlarını yani koşmayı farklı seslerle konuşan, sinematografik yönü baskın yolculuklar. Kendimi yakın hissettiğim öyküler: Eşikte, Sahibinden Satılık Geçmiş, Kelimelerin Yetişemediği, oldu.

*

"İnsan hiç kur(a)madığı cümlelerin hayatındaki eksikliğiyle ansızın karşılaştığında, içindeki koca bir kayayı da kımıldatmış oluyordu. O kaya Sisifos'un esareti gibiydi. Bir dolu belirsizlik ve kararsızlıkla birlikte aşmam gereken bir dağı tırmanırken gerisin geri yalpalıyor, düşüyor, yükün altında kalmaktan zor alıyorum kendimi. Bütünüyle hesaplaşarak vedalaşmayı başarmadığımız herhangi bir soru ya da görmezden geldiğimiz geçmişe ait herhangi bir detay, zaman geçtikçe kar topu gibi büyüyüp en sonunda bir kayaya dönüşebiliyordu." (s.22-23)

**

Okuduklarım:

- Blake ve Makus Talihi, H. Kübra Ganbari (72 sayfa)

- Bir Başka Sevda, Ayşe İlker (84 Sayfa)

-Arkası Yarın, Müge İplikçi (110 sayfa)

-Can'lı Yolculuk, Can Göknil (87 Sayfa)

- Çocuğun Öyküsü, Peter Handke (91 sayfa)

***

Sevgiler.



1 Şubat 2025 Cumartesi

Varlık Dergisi Ocak sayısı

 

 

2025 yılının yeni sayısında,  "Duraklar" adlı öykümle...





30 Ocak 2025 Perşembe

Hakkari'de Bir Mevsim, 1983



Ferit Edgü'nün Hakkari'de Bir Mevsim adlı romanından uyarlanan filmin, senaryosunu Onat Kutlar yazmış. 1983 yapımı bu filmi Erden Kıral yönetmiş. Zamanında başka ülke festivallerinde farklı ödüllere layık görülmüş. Ancak bizim ülkemizde, doğudaki yoksulluğu gösterdiği gerekçesiyle beş yıl yasaklı kalmış. 

Konusuna gelirsek, siyasi nedenlerle Hakkari'nin sınır köylerinden birine sürülen bir öğretmenin yaşadığı kış mevsimi anlatılıyor. Burada coğrafyanın insana hükmeden ağır yanlarını, dışa kapalılığı, insanın kendine yabancılaşmasını, farklı kültürler ve yaşam tarzları içinde varoluşunu sorgulamasını okuyabiliriz. 

*

Kızlarımla Turning Red (Kırmızı) adlı 2022 yapımı animasyon filmi de izledik. 

**

Sevgiler.


24 Ocak 2025 Cuma

Parasız Yatılı- Füruzan



“Duygularımızdan, sevgimizden utanır olduk. Sevgisizliği savunmayı aklı yüceltmek sandık.”(s.14)


“Gidiyor musunuz?
Güle güle.
Kapıyı iyice kapayın.
Sizden üşüdüm...”(s.18)

“Gece arada uykumun içine karışır sözleri. O sözlere uygun düşler görürüm. Ama anlat deseler, anlatamam. Öyle içim titrer kalır.”(s.115)


***

Sevgili Füruzan’ın Parasız Yatılı adlı öykü kitabı dışında, yakın zamanda okuduğum diğer kitaplar:

- Babam ve Ben- Patrick Modiano

- Şeytan Düğünü- Nazlı Ayça Özkarahan

- Şato’nun Kralı- Susan Hill


Kitaplarla kalın💙