28 Ağustos 2023 Pazartesi

O yaz - Işıl Şenol


O yaz, 'Herkesin ansızın büyüdüğü bir yaz vardır.' cümlesiyle başlayan bir hikaye. Çocukluktan, gençlik yıllarına kadar tüm yazlarını beraber geçiren bir grup arkadaşın, yıllar sonra bir araya gelmesini ve geçmişleriyle yüzleşmelerini anlatır. İki farklı zaman diliminde yani geçmişle şimdi arasında gidip gelen bir anlatımla yaşananlar aktarılır. Okuru, romantik bir aşk masalından ziyade sürükleyici bir yolculuk beklemektedir...

*

"Zamanın geri dönüşsüzlüğü ne kadar acımasızdı."(s.176)

"Çünkü kitap okurken gerçek hayattan soyutlanıyor, o insanların dertlerini dert ediniyordu; bu onun için geçici bir mola oluyor, göğsündeki o ağır his sadece o zaman birkaç saatliğine kalkıyordu. Kitabı kapatıp da gerçek dünyaya dönünce hızla tekrar içine saplanıyordu."(s.172)

"Sanki her şey hep öyle güzel gidecek gibiydi, gençken insana hep öyle gelirdi."(s.64)

**

"Kayıp öncesi Yas" ve "Zorlayıcı Duyguları Anlamak" adlı e-kitapları da, Zeynep Selvili'nin sayesinde okudum. Teşekkürler...






25 Ağustos 2023 Cuma

Kaspar- Peter Handke


Kaspar, Almanca'da palyaço demektir. Ama o sahneye çıktığında bir komedyene benzememeli. Bir cümlenin sahibi olmalı ve o cümleyle bir şeyler yapabilmeli. Sahnedeyken suflörlerin söylediklerine karşı kendine ait olanı korumalı. Diğer cümleler onu kışkırttığı halde sessiz kalabilmeyi öğrenmeli. Nesnelere karşı, düzene karşı, buyurgan cümlelere karşı kendini bir yere koyabilmeli. Sonra seri cümleler üretebilmeli, tanınır hale gelmeli, kendine soru sorabilmeli. Alt üst olmuş dünyasını tersine çevirebilmeli, doğruluğun sahte görünümünden kaçabilmeli. Kaspar sahnede bir cümleyi üst üste tekrarlar: ”Başka birinin bir zamanlar olduğu gibi biri olmak istiyorum.” 



Boyut olarak küçük olan kitap, sayfaları ortadan ikiye bölünerek farklı bir anlatımla karşılıyor okurunu. Birinci kısım olamayan Kaspar; ikinci kısım olması gereken Kaspar’a dayatılan ona miras kalan bilgileri içeriyor, diye düşündüm. Çarpıcı ve bir o kadar düşündürücü.

***

“İşini sevdiğini dostça bir gülümsemeyle söyle. Yaşam tarzını bir anda değiştiremezsin. Herkes kendini işine vermelidir. Her adım sana tamamen doğal gelmeli. Bağımsızca hareket edebilmelisin. Dışardan görünen içerdeki değerin yoksul vekili. Özgünlük yenilik değil samimiyettir. Yaşamın altın kuralı her şeyde ılımlılıktır. Bu dünyada değişkenlik kadar değişmeyen hiçbir şey yoktur. Kötü bir başlangıç kötü bir bitiş getirir. Şartlar insanın kontrolü dışındadır fakat kendi yönetimi kendi ellerindedir. Düzenli bir oda da ruh da düzenli bir hale gelir. İkinci kere gördüğün her şeyi kendinin sayabilirsin. Araçların ilişkisi temel prensibindir. Bir oda resim kitabı gibi olmalıdır. İşine güven göstermelisin. Elde ettiklerinden gurur duyabilmelisin. Elde ettiklerin refahını tayin eder. Sen sahip olduklarınsın. Karanlık bir odada yaşamak sadece gereksiz düşünceler getirir.”(43-44)


**
Nazlı Karabıyıkoğlu'nun İskele adlı öykü kitabını da bitirdim. ( 122 sayfa)

22 Ağustos 2023 Salı

Dünyanın En Kötü İnsanı, 2021

The Worst Person in the World.

Joachim Trier'in yönettiği ve Renate Reinsve'nin ödüllü performansıyla karşıma çıkan bir Norveç draması. Julie, çok değişken bir genç kadın, istediği her şeyi yapmaktan çekinmez ancak ne istediğini kendisi de tam olarak bilmemektedir. Tıp, psikoloji ve fotoğrafçılık eğitimi alır. Toplumda bir yer edinme çabası seçtiği işlerin çeşitliliğinde de su yüzüne çıkar. Erkek arkadaşı onu çok sever ve bir çocuk yapmak ister. Fakat Julie de anne olma arzusu henüz ortaya çıkmamıştır. Bu durum onu kötü hissettirmektedir. Cesarete, motive edilmeye, yaşadığını hissettirilmeye ihtiyacı vardır. Karşısındaki adam çok anlayışlıdır, onu çok sever ama kadın, onun sosyal emirlerin etkisinde kalmasını onaylayamaz. Farklı bir arayışa girer...

Baktığımızda burada, kendi hayatını çözmekte zorlanan bir insanı sevmenin zorluklarını, en rasyonel ve özgüvenli gözüken insanların bile aşık olduktan sonra belirsiz olduklarını, romantiklerin de karmaşık bir hale dönüştüklerini görebiliriz. İnsanlar sevdiklerine zarar verdiklerini görseler de içgüdüleriyle hareket etmekten çekinmeyebilirler. Kırılganlık, şüphe, belirsizlik, sosyal emirlere itaat etmemek, onlara aykırı bir tutum içinde olmak, hep daha fazlasını istemek, bencillik ve uyum sağlayamama hissi insanı, dünyanın en kötü insanı gibi hissettirebilir..

*

Not: Star Wars 3 ve 4 izlendi. Seinfeld altıncı sezona geçildi. 

17 Ağustos 2023 Perşembe

Gün Işığının Tadı- Ewald Arenz



Sally ve Liss… Anlaşılamadıkları yerlerin en uzağında sakince yaşamak isterler. Özgürce ve kayıtsızca. Öyle bir yer var mı? Uzak bir dağ başı ya da bir çiftlik. Mesela toprakla uğraşmak...  
Sally, kurallardan örülmüş hayatından kaçar ve büyük bir çiftlikte yalnız yaşayan Liss ile yaşamaya başlar. Üzüm bağlarında çalışır, arıcılık yapar ve eski armut çeşitlerini tadar. Doğanın bir parçası olurken, kendi hikayelerini birbirlerine fısıldarlar. Böylelikle bir kaçış hikayesi, kalbi ısıtan dostluğa doğru uzanır. Onlarla bir yaz sonu mutluluğuna erişmek anlamlıydı. Bu sabah, kitabı bitirdikten sonra kitabın ayracındaki fesleğen tohumunu küçük saksıma ektim. Bakalım yeşerecek mi? Gün ışığının kokusunu da alırım belki. Fesleğenli. 

***

"Ama insanlar makine değildir. İçlerinde bir şey bozulduğunda, bazen o şeyin tekrar yeşermesi için sadece zaman vermek gerekir. Sen bunu yaptın. Bana bunu yaptın." (s.204)

"Hiçbir şey söyleyemiyordu, o bilindik beylik lafları edemiyordu.  Ve böylesi daha iyiydi. Öyle olsun. Hiç de fena değil. O hep duyduğu ama hiçbiri gerçek olmayan sözler. Onlar fenaydı işte. Onlar hiç iyi değildi."(s.202)

"Çünkü insan her zaman en kolayı değil de en dolambaçlı şeyi düşünürdü."(s.198)

"İnsanın her daim bir şeyler söylediğini anlayamıyorlardı. Ama her zaman sözcüklerle değil."(s.181)

14 Ağustos 2023 Pazartesi

yaz günü


 


"Dünyayı yapan kim?
Kuğu kuşunu ve siyah ayıyı yapan kim?
Çekirgeyi yapan kim?
Şu baktığım çekirgeyi demek istiyorum –
Otlardan hoplayıp çıkan
Elimden şeker yiyen
Aşağı yukarı oynatacak yerde
Çenesini ileri geri oynatan
Kocaman gözleriyle etrafını kolaçan eden
O solgun ön ayaklarıyla yüzünü temizleyen
Şimdi kanatlarını açıp uçup giden
Şu çekirgeyi.

Duanın gerçekten ne demek olduğunu bilmiyorum.
Nelere dikkat edeceğimi,
Otların üstüne kendimi nasıl atacağımı,
Nasıl diz çöküp bakacağımı,
Nasıl kendimi bırakıvererek
Yaşamımın kutsanacağını,
Ve kırlarda gezinmeyi
Biliyorum.
Bütün gün kendimi tümüyle buna verdim, zaten.
Söyler misiniz,
Başka ne yapmalıydım?
Her şey sonunda ölmüyor mu,
Çok kısa bir yaşamdan sonra?
Söyler misiniz,
Ne yapmayı düşünüyorsunuz
Sizin o vahşi ve biricik
Yaşamınızla?"

Mary Oliver, House of Light adlı kitabından

6 Ağustos 2023 Pazar

Bukowski'nin Oğlu- Bayram sarı



Bukowski'nin Oğlu, yer altı edebiyatının 'kirli yaşlı adam' lakaplı şahsiyeti Charles Bukowski'ye adıyla, içeriğiyle gönderme yapan bir eser.

Kitap, toplumun çoğunlukla görmezden gelinen işsizlerini, evsizlerini, bastırılmış ve eksik duyguların yarattığı bağımlılılarını; aykırı ve eleştirel bir dille yansıtan öykülerden oluşuyor. Hayalle gerçeğin ince çizgisinde gidip gelen bu öykülerde yansıtılan küçük yaşam kesitleri; hakim olan düzenin dayatmalarından çok ötede beliren var oluşların seslerine dönüşüyor. 'Beni Vur, Yazarın İnfazı' adlı öykü beğendiğim öykülerden biri oldu. Yazar bu öyküde, yazmak eylemiyle olan ilişkisini, farklı boyutlarla sorguluyor. Anlatılamayanı yazabilmenin hürlüğüne ehil olmak için yazarın da kendisine uzaktan bakması gerektiğini vurguluyor. Yer altı edebiyatını sevenlere...

***

"Asıl büyük suç kendi kendini tahrip etmek, yaşamını ve ruhunu öldürmek değil miydi?" (s.14)

"Yollarda kaldırımlarda önüme bakarak yürüyordum. Bir şeylere kırgın ve kızgındım ama ne olduğunu isimlendiremiyordum. Hayal ettiğim güzel şeyler bile hızlandırılmış film sahneleri gibi aklımdan hemen geçip çıkıyorlardı. Vakit akıyor, hiçbir şey olmuyordu."(s.40)

"Yalnızca bir el olsaydım, kalem tutan ve yazan kopuk bir el. Ama bu eli kim hareket ettirecekti? Adı sanı olmayan kitle mi? Zamanın ruhu denilen o anlaşılmaz kavram mı? Ortak bilinç dışı mı?"(s.66-67)

4 Ağustos 2023 Cuma

Ölmek- Arthur Schnitzler


 "Bilge bir insan gibi, sonsuzluğu sükunetle bekleyerek, son arzularını kaydedebilmek için her şeyden önce, hayata değer vermemeyi öğrenmesi icap ediyordu. Yapmak istediği buydu. Ölüme karşı duyduğu gizli korkuyu daima ele veren alelade bir insanın yazdığı vasiyet gibi değil. İnsan vasiyetinde elle tutulan, gözle görülen ve kendinden sonra günün birinde yok olup gitmeye mahkum olacak şeylerden söz etmemeliydi. Vasiyeti bir şiir olmalıydı: geçip gittiği dünyaya, sakin ve mütebessim bir veda."(s.26-27)


3 Ağustos 2023 Perşembe

kabuğuna


 sadece bir düşsün sen

düşler arası yolculuktasın

kendim dediğin 

yalnızca bir düşten ibaret