26 Haziran 2024 Çarşamba

Masumiyet Müzesi- Orhan Pamuk


Kitap, 1975 yılında başlayan İstanbul'un zengin ailelerinden birinin oğlu olan Kemal ile, uzak ve yoksul akrabası Füsun arasındaki bir aşk hikayesini anlatır. Bu hikayenin içinde ele alınan diğer konular: kültür farklılıkları, tabular, evlilik, arkadaşlık, cinsellik, tutku ve mutluluk.

Orhan Pamuk, bu romanını 2008 yılının ağustos ayında yayımladıktan dört yıl sonra İstanbul Çukurcuma'da Masumiyet Müzesi'ni açar. Neden Çukurcuma? Çünkü anlatılan hikayenin büyük bir bölümü oradaki bir evde geçer. Öncesinde yazar hem bir aşk romanı planlar, hem de romanda sözü edilen eşyaları sergilediği bir müze açmayı düşünür. Eşyanın hayatımızdaki etkisini verebilmek için onlarla aramızda geçen bir hikaye de olmalıdır. Duygusal bağ kurduğumuz eşyaları ancak etkili bir olay örgüsünün içinde sıraladığımızda bir romana dönüştürebiliriz. Pamuk, bu romanda ilk hedefinin müze değil, aşk dediğimiz karmaşık psikolojik, kültürel, antropolojik şeyi anlatmak istediğini kitabın son söz bölümünde açıklar. Beş yüz sayfalık bu romanın aşk üzerine bir düşünme olduğunu söyler. Müzeci Kemal'in Orhan Pamuk'tan hikayesini anlatmak istemesi, Pamuk'un Füsun'la dansı ve pek tabii sevdiğim romanı Kara Kitap'taki Celal Salik'i anması, metinler arası yolculuğu kendi eserleri arasında yapması hoşuma gitti💙🌸🌼

***

"Ay ışığında gölgeler içinde ve sanki boşluktaymış gibi gözüken eşyaların her biri, tıpkı Aristo'nun bölünemez atomları gibi bölünemez bir ana işaret ediyordu. Aristo'ya göre onları birleştiren çizginin "zaman" olması gibi, eşyaları birleştiren çizginin de bir hikaye olacağını anlıyordum. Demek ki bir yazar, müzemin kataloğunu tıpkı bir roman yazar gibi  kaleme alabilirdi. Böyle bir kitabı kendim yazmayı denemek bile istemiyordum. Bunu benim için kim yapabilirdi?"(s.478)

"Sanki hayatımın merkezi dağılmış, geçmişim dünyaya gömülmüştü."(s.212)

"Her yerden aynı anda bütün eşyalar yani bütün hikayem görülebildiği için müze gezer "zaman" duygusunu unutacaktır. Hayatta en büyük teselli budur. Kalpten gelen dürtülerle yapılmış ve iyi kurulmuş şiirsel müzelerde sevdiğimiz eski eşyalarla karşılaştığımız için değil, "zaman" kaybolduğu için teselli buluruz." (s.484)

"Mutluluk, insanın sevdiği kişiye yakın olmasıdır yalnızca."(s.241)

**

Namaste!


2 yorum:

  1. Orhan PAMUK'un romanları edebiyatımız için oldukça kıymetli ancak ben bu kitabını henüz okumadım. Tanıtım için teşekkürler...

    YanıtlaSil