16 Haziran 2016 Perşembe

Huzur - Ahmet Hamdi Tanpınar

"Talihimizin en hazin tarafı neresidir, biliyor musun Mümtaz? İnsanın yalnız insanla meşgul olması. Bütün bina onun üzerinde kuruluyor; dışarıda ve içeride. Farkında olsun olmasın, insan insanı malzeme gibi kullanıyor. Kinimiz, garazımız, büyüklük arzumuz, aşkımız, yeisimiz, ümidimiz hep onunla."

''Vücutlarımız, birbirimize en kolay vereceğimiz şeydir; asıl mesele, hayatımızı verebilmektir. Baştan aşağı bir aşkın olabilmek, bir aynanın içine iki kişi girip, oradan tek bir ruh olarak çıkmaktır!''

"Halbuki insan doğduğu günden itibaren mağluptur, şefkate muhtaçtır.''

"Onun için aşk, hislerin kelimelerle israfı değil, Mümtaz'ın ruhundaki fırtınaya olduğu gibi kendisini teslimdi."

"Bir şairin en büyük keşfi, kendi muharririni, iç alemine doğru kendisini götürecek olanları bulmaktır."
*****
Türk Edebiyatı'nın en iyi romanlarından biri olan Huzur, dört ana bölümden oluşuyor. Olay örgüsünde önemli yer tutan karakterlerin isimleri verilmiş bu bölümlere. İhsan, Nuran, Suad ve Mümtaz. Tüm bölümlerde ise, baskın karakterin Mümtaz olduğu görülür. İkinci Dünya Savaşı yıllarından önceki bir yıl seçilmiş zaman olarak. Karakterlerin hayatlarında savaş psikolojisinin etkileri hissedilir. İstanbul’un bozulmamış halinin Tanpınar’ın derin dünyasından yansıyışlarını romandaki yer unsuru diye tanımlayabiliriz.

Romanın konusu hakkında ayrıntılı bir şekilde sayfalar dolusu yazı yazmak mümkün. Ancak ben burada genel hatlarıyla anlatmayı uygun buluyorum. Doğu ile Batı’nın arasında herhangi bir yaşam düzenine erişememiş Cumhuriyet aydınlarının huzursuzlukları işleniyor. Yeni bir yönetim şeklinin ardından bir anda oluşamayan yaşam tarzının sıkıntıları dile getiriliyor. Ana karakter Mümtaz, hayatında kendi benliğini huzura kavuşturacak iç nizamı aramaktadır. Bu kitaba huzurun arayış kitabı dememiz de mümkün. Bunun dışında ölüm, uygarlaşma, zamanın sosyal durumları, değişik ruh halleri,  hastalık ve aşk gibi konular bir arada verilir. Ancak Mümtaz ile Nuran’ın imkansızlığa dönüşen aşkının tüm olayların üzerinde olduğunu görürüz.

1901 yılında doğan Tanpınar, gençlik yıllarında Ahmet Haşim ve Yahya Kemal Beyatlı gibi isimlerin dostu olmuştur. Batı edebiyatından Paul Valery ve Marcel Proust’u kendine üstat olarak seçmiştir. Bilindiği gibi bu yazarlar edebiyatta güzellik ve mükemmeliyete önem verirler. Tanpınar da, doğa ve insanın yalnızca dış görünüşüne bakmıyor, onların derinliğine inmeyi seçiyor. Onun dünyasında evren, estetiği bozulmadan başkaca bir hal alıyor. En iyi, gerçek edebiyatta bu olsa gerek…



34 yorum:

  1. Çok sevdiğim bir kitaptır. Edebiyat sever herkes okumalı bence.

    YanıtlaSil
  2. Uzun zaman önce okumuştum. Yine o 'Huzur'la doldum. Ne güzeldir Tanpınar. Kitapla kal :)

    YanıtlaSil
  3. Okumadıklarımdan hala ne yazık ki ...
    Emeğine sağlık canım ...
    Huzurlu akşamlar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. okursun bir gün :)
      çok teşekkür ederim, sana da mutlu akşamlar <3

      Sil
  4. Ne kadar güzel anlatmışsın emeğine sağlık Sevdiklerimden dir Ahmet Hamdi Tanpınar ...

    YanıtlaSil
  5. Ne güzel anlatım öyle hepsi harfi harfine doğru :)

    YanıtlaSil
  6. Bana Tanpınar'ı sevdiren kitaptır. ''Vücutlarımız, birbirimize en kolay vereceğimiz şeydir; asıl mesele, hayatımızı verebilmektir. Baştan aşağı bir aşkın olabilmek, bir aynanın içine iki kişi girip, oradan tek bir ruh olarak çıkmaktır!'' cümlesi beni her defasında "ayna ve gölgeler" isimli şiirime götürür.

    Bir roman dönüp dönüp tekrar okunuyorsa iyidir ve kalıcıdır. Huzur böyle bir roman.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ne güzel yazmış değil mi :)
      merak ettim o şiirinizi..
      kitap gerçekten öyle <3

      Sil
  7. (düş odası) dusodası.blogspot.com
    takip et derim.

    YanıtlaSil
  8. hemmen atıyorum listeye
    kitapyurdunda liste 21 oldu :p

    YanıtlaSil
  9. Yanıtlar
    1. sevgili mviye iz süren son paylaşımınız panelde bulunmamakta ve sabırsızlıkla beklenmekte lütfen gereğini yapar mısınız yazılarınızdan bizi mahrum bırakmayınız selamlar ve de sevgiler - radyo aydııınnn :D

      Sil
    2. teknik bir sorun oldu elsacım, bu ara uykudan kaçabilirsem yazacağım diyordum nitekim az da olsa yazdım :)
      aydın radyo kıvamında kal :D

      Sil
  10. Ben de uzun zaman önce okuyanlardanım ama unutmuşum çok net hatırlamıyorum. Belki bir daha okumalıyım :)

    YanıtlaSil
  11. Bir yazarın yeniden keşfedilmesi... Bu durum çok ilginç geiyor bana. Okul kitaplarındaki bir ad olarak kalmıştı bir zamanlar Ahmet Hamdi Tanpınar. Neyse ki artık adı her yerde. Mutluluk :)

    YanıtlaSil
  12. Huzuru ilk defa lisede bir edebiyat hocamiz odev olarak vermisti, ki okumayi çok seven ben çok mutsuz olmuştum okurken ve yarım bırakmıştım artik yaş itibari ile okumanin zamani gelmistir herhalde :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ödev olarak verilen kitaplara nedense farklı yaklaşıyoruz ben de Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nde öyle olmuştum :)

      Sil
  13. "Farkında olsun olmasın, insan insanı malzeme olarak kullanıyor." Bu cümle ve sonrası insanı derin düşüncelere yöneltiyor.
    Kitabın adı bile insana huzur veriyor. Ah eski "okuma hızım" nerdesin?
    Sevgiyle.
    Son yayına ulaşılamıyor sevgili Bahar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. insan insanla daha çok etkileşim halinde..
      son yayında teknik bir sıkıntı oldu hocam :)
      sevgilerimle <3

      Sil
  14. Ben hâlâ okumamışım, anneme sorayım onda var mıymış.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. onun güzel kitaplarının içinde vardır umarım :)

      Sil
  15. geçen yıl halamın önerisi ile okumuştum =) ne de güzeldi. elinize sağlık =)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. iyi ki böyle güzel yazarlar var edebiyatımızda ne büyük zenginlik :)

      Sil
  16. merhaba blogunuza yenı katıldım.aslında ınstagramdan takip ediyordum sizi,buradan da eklemek istedim.blogunuzu ve yazınızı begendim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hoş geldiniz :)
      teşekkür ediyorum, görüşmek üzere...

      Sil