5 Eylül 2015 Cumartesi

Beyaz Frezya - Mustafa Daşcan


"Sen her şeyi sevdin, benim dışımda. Çok değil, rüzgârdan kopup gelen toz taneleri kadar sevebilseydin keşke beni. Silinip yok olacağımı bilerek kalbinin tozu olmaya razıydım. Birazcık umut kırıntısı bıraksaydın, yaşayabilir hatta mutlu olabilirdim kuytu köşelerde. Canımı acıtır, kolumu kanadımı kırardın ama yine de sesim soluğum çıkmazdı. Çünkü benim sevdam, acının da kapsama alanındaydı. Senden geldikten sonra, önemi yoktu gelenlerin ve kabulümdü içindekiler. Sen seviyorsun diye seviyordum ben de her şeyi. Seni seveni bin sever, sevmeyenden nefret ederdim. Tabiatın güneşten gelen ışınları gibi, senin varlığınla canlanırdı köklerim. Daha sıkı sarılırdım yaşama ve direnirdim yanında kalmaya. Olmadığın zamanlar solar, bükerdim boynumu ama küçücük bir dokunuşunla yeniden canlanırdım."

Kendi halinde yaşadığımız o sessiz kentin gecelerini ışıklandıran bir radyo programı vardı. Adı: Tatlı Mikrofon. Bu programda hayata dair şiirler, öyküler okunurdu, içli şarkılar çalınırdı. Bu güzel programın sunucusu olan arkadaşımız, bir gün dinleyicilerinin isteği üzerine program için yazdıklarını, paylaştıklarını bir kitapta toplamaya karar verdi. Böyle güzel bir düşüncenin güzel bir ürünü olarak doğdu Beyaz Frezya..

Frezya kışın sert koşullarına aldırış etmeksizin büyüyen çok güzel bir çiçektir. Bir kış çiçeği olan Beyaz Frezya'nın yaşam mücadelesi insana ilham veren bir öyküyü barındırır içinde. Bu yüzden belki daha özel, daha anlamlıdır bu çiçek. Hayatın zorlu duraklarından geçmeye çalıştığımız her gün, mutluluğa uzanmak için verdiğimiz her çaba insan içindir. Yazgı ile tercihlerin arasında beliren hayatımızın akışında karşılaştığımız her olay, her durum, her olgu yine insan için. Zamanın amansızca geçtiği ve bizi her türlü olumsuzlukla sınadığı bu yaşam; her şeye rağmen iyiliğinden, doğruluğundan, masum sevgisinden ödün vermeyen güçlü insanların öykülerini unutmayacaktır. Bu düşüncenin orijini olan bu kitap biraz şiirsel bir öykü tadında, biraz kişisel tecrübelerin aktarıldığı deneme tadında, biraz da kişisel gelişim tadında yolculuklara çağırıyor bizi. Aşkın anafor halinden, bekletmenin bir insanı değiştirebilecek esamesine, gerçek sevginin tabiatından, sabretmenin büyük erdemine, evlilikten, yozlaşmış ilişkilere, Sevdalinka'nın hüzünlü demlerinden, stressiz yaşama, güzel konuşmanın faydalarından, yazının büyülü gücüne uzanan zengin bir içeriğin duraklarına bırakıyor insanı. Kitaptaki kıssadan hisselerle, araştırmalarla ve kısa öykülerle bu konuların zenginleştirildiği hayata ve insana dair her olgunun parçaları beyaz bir bütünselliğe ulaşıyor. Yazının acıları sağaltan yönünü irdeleyen kitabın sonunda okuyucunun da yazıyla buluşmasını dileyen boş sayfalara da yer veriliyor.

Hepimizden bir parçayı bulabileceğimiz, şiir tadında, sade bir anlatımla okuyucularını selamlıyor Beyaz Frezya..

6 yorum:

  1. Frezyanın yaşam mücadelesini hiç unutmamak, ders almak lazım...

    YanıtlaSil
  2. ne de güzel kaleme almışsın canım güzel kitabın kısa özdeyişleri gibi :)
    tatlı mikrofon ve beyaz frezya vazgeçilmezlerimizden bir de tatlı mikrofondaki tatlımsı söylemler daha da güzel :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) elsacımm çok teşekkürler..
      seviyoruz tatlı mikrofonu :))

      Sil
  3. Kitabı ne güzel anlatmışsın, ben fazla uzatmak istemiyorum büyüsü kaçmasın diye :)

    YanıtlaSil