"Sessizlerin, anlatmayı bilmeyenlerin, kendini dinletemeyenlerin, önemli gözükmeyenlerin, dilsizlerin, o iyi cevabı hep olaydan sonra evde düşünenlerin, insanların hikayelerini merak etmediği o kişilerin yüzleri diğerlerinden daha anlamlı, daha dolu değil mi? Sanki anlatamadıkları hikayelerin harfleriyle kaynaşıyor bu yüzler, sanki sessizliğin, ezikliğin, hatta yenilginin işaretleri var onlarda."
**
"Hiçbir zaman inandıramadım seni kahramansız bir dünyaya neden inandığıma. Hiçbir zaman inandıramadım seni o kahramanları uyduran zavallı yazarların neden kahraman olmadıklarına. Hiçbir zaman inandıramadım seni o dergilerdeki resimleri çıkanların bizden başka bir soydan olduğuna. Hiçbir zaman inandıramadım seni sıradan bir hayata razı olman gerektiğine. Hiçbir zaman inandıramadım seni, o sıradan hayatta benim de yerim olması gerektiğine."
**
Kara Kitap, iki uzun bölümden oluşuyor: Birinci kısım, on dokuz bölüm; ikinci kısım, on yedi bölüm. Romanın ana karakterlerinden Galip, çocukluk aşkı ve kayıp karısı Rüya'yı karlı bir kış günü İstanbul'da aramaya başlar. Küçüklüğünden bu yana yazılarını büyük bir hayranlıkla okuduğu yakın akrabası gazeteci Celal'in köşe yazıları bu arayışta ona işaretler yollayacaktır. Bir yanda Galip'in araştırmaları, bir yanda Celal'in köşe yazıları..
Eski cellatların hikayelerinden, Boğaz'ın sularının çekileceği felaket günlerine, kılık değiştiren paşalardan, tarihte gizemli kalmış cinayetlere, yüzlerimizde taşıdığımız çok halli anlam sırlarına ve İstanbul'un ücra köşelerinde kalmış gülünç kişilere uzanan bir araştırma..
Bu araştırma Galip'i hem kayıp karısı Rüya'ya, hem de hayatımızın mahreminde kalan, gün ışığına çıkamayan esrarın çözülmesine ulaştıracak mı?
Kara Kitap'ın temel kaynağı, Pamuk'un ailesi, çocukluğu, hayatı, yaşadıkları ve Türk, Dünya edebiyatının bazı temel kitapları. Örneğin, İranlı şair, Fahriddin-i Attar'ın Türkçe'ye de çevrilmiş Mantıku't-tayr adlı uzun şiiri. Bu şiirin konusu, kayıp padişahları Simurg'u arayan bir kuş sürüsünün yaptığı yolculuktur. Şeyh Galip de meşhur eseri Hüsn-ü Aşk mesnevisini de bu kitaptan etkilenerek yazmış. Buna benzer önemli bir çok eser, Galip'in yolculuğuna eşlik etmiş. Bu kitabı yazmaktaki amacının, günlük hayatın destanını yazmak olduğunu ifade eden Orhan Pamuk, daha sonra Kara Kitap'ın Sırları adlı küçük bir kitap yayımlamış. Bu kitapta, insanın kendi olma gayesini, gecenin, hayatın bilinmeyen yerlerinde saklı olan esrarını bulma çabasını, hem objektif bir tarih, hem de subjektif bir edebiyat merceğiyle yansıtmış ve dile hakim olduğunu bir kez daha kanıtlamış.
Kara Kitap, en çok Fransızlar tarafından sevilmiş ve 1994 yılında France Culture ödülünü almış. Nobel Jürisi başkanı da en çok bu romanından etkilendiklerini 2006 yılında ödülü duyurduktan hemen sonra açıklamış.