21 Mayıs 2014 Çarşamba

Yılmaz Odabaşı - Şarkısı Beyaz


Yazarın daha önce bir çok şiir kitabını okudum. İlk kez bir romanını okuyorum. Kitap, adını Cemal Süreya'nın yayımlanan "Şarkısı Beyaz" adlı ilk şiirinden almaktadır. Kitabın kahramanlarından biri Yılmaz Odabaşı'nın "Yenik Serçe" adlı şiirinden çıkıp geliyor. Şiirlerden el alan ve sıkı yönetim altında doksanların ağır siyasi koşullarında akan bir kitap. Güneydoğuda bir taşrada büyük hayalleri olan, dünyalarına hükmeden feodal baskıdan uzaklaşmak isteyen ruhu sanık birinin zorlu yolculuğu. 

Kitap doksanlar zamanındaki zor koşulları, sınırlılıkları anlatırken o zamanın siyasi resmini çiziyor aynı zamanda onuru ile, düşünceleri ile ayakta durmaya çalışan bir insanın aşk geçidinde tıkanan, acı çeken bir yüreğini anlatıyor. Zulümün baş gösterdiği o kırsal kesimde aşklarda mı bir zulüme dönüşürdü? Yoksa aşk hep bir zulümdü de zaman ve koşul fark etmez miydi?

Günümüzde kazanılan özgürlüklerin o karanlık süreçte hayal bile edilmeyeceği bir zaman. O özgürlüklerin edinilmesi için canından, hayatından vazgeçen insanların dramı. Bu tarz kitapları okumak, o zamanki insanları algılamaya çalışmak tıpkı tarihi sorgulamak ve ona göre geleceğe yön vermek tezini bir kez daha canlı kılıyor.

YENİK SERÇE

I
yaban
ve asi
dağlara dağılan taylar gibi
ve yangın
gençliğinin alazında ışıltılı bıçaklar gibi

adana’da yollara dizilmiş garlarda
çığlık çığlığa peronlarda
çocuklar gibiydi gözleri

/adı nevin
şarap içer, rüzgâr giyerdi geceleyin.../
II
o, kanadı kırık bir kuştu
beyaza vurulmuştu
kimseler görmnedi bir başka renk sevdiğini
kimseler
görmedi kimseler kirlendiğini...

/adı nevin
hüzün kokar ve korkardı geceleyin.../
III
“kendini martılarla bir tutma” derdim; “senin kanatların yok. düşersin, yorulursun, beni koyup koyup gitme ne olursun!”

o, kanadı kırık bir kuştu
gülümserken vurulmuştu
kimseler görmedi uçtuğunu
kimseler
görmedi kimseler öpüştüğünü...

/adı nevin
özlem tüter ve ç(ağlardı) geceleyin./
IV
“ışığın” diyordu: kırılıp düştüğü yerlerden geliyorum; karanlık kördü ve acımasız... ellerimle kırdım ben de kalan kanatlarımı; kanatlarımı kanatmaktan geliyorum...

V
o bir yenik serçeydi sıkılınca ağlamaya çıkardı. sonra da çift çıkardık; kar yağardı, biz dinlemez, çıkardık! o kentte bütün sokaklar biz yan yana yürümeyelim diye dar yapılmıştı, insanlar dar yapılmıştı, çıkardık!

kar durmazdı, üşüşürdü saçlarına ve hep bir şeylere ağlardı o karlı havalarda... avurtlarına çarpan kar taneleri, gözyaşlarının sıcaklığına çarpıp erirdi... erirdi... biz yan yana, yana yana... yana yana!

/o bir yenik serçeydi sıkılınca ağlamaya çıkardı
ben yürüsem bütün yollar ona çıkardı.../

VI
gitti... kanatları yüreğimdeydi
kalan, elimde minyatür bir kuş şimdi
yitirdim o aşkın kimliğini
hükümsüzdür...

/adı nevin,
ihaneti tutuşturduk bir sabahleyin!/

                                                          Yılmaz ODABAŞI

16 yorum:

  1. beğendiğim bir kitaptı.
    güzel kareler canlandırabildi zihnimde:)

    YanıtlaSil
  2. Maviiim nerelerdeydin sen?
    İyisin di mi ?
    Kitap çok güzel duruyor :)
    Dikkat et kendine çok öpüyorum seni :*

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. şeymacım iyiyim, biraz yoğundum sadece :)
      teşekkür ediyorum çoook :)
      ben de öpüyorum, sevgiyle.

      Sil
  3. Hiç okumadım yılmaz odabaşı...denenmeli..twitterdan takip ediyorum paylaşımları çok içten..

    YanıtlaSil
  4. Herkesin okumasi gereken bir kitap

    YanıtlaSil
  5. Mutlaka okumalisiniz mutlaka

    YanıtlaSil